İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından gündem oldu: Bursa Nutku paylaşımları ne manaya geliyor? Atatürk...
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından gündem oldu: Bursa Nutku paylaşımları ne manaya geliyor? Atatürk...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk ve terör soruşturmasında gözaltına alınmasının ardından bazı isimler sosyal medyada Bursa Nutku'nu referans alarak yaptıkları paylaşımlar nedeniyle gözaltına alındı. Peki dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e ait olduğu iddia edilen Bursa Nutku'nda ne yazıyor, bu paylaşımlarla ne hedefleniyor? İşte ayrıntılar...
Haber Giriş Tarihi: 20.03.2025 12:09
Haber Güncellenme Tarihi: 20.03.2025 12:25
Muhabir:
İsmail Karaduman
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çok sayıda şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek", "ihaleye fesat karıştırmak" ve "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçlarından soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından CHP'nin çağrısı sonrası başta İstanbul olmak üzere çok sayıda ilde protesto yapıldı.
GÖZALTILAR BURSA'YA SIÇRADI
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından sosyal medya platformlarından provokatif paylaşımlar yaptıkları değerlendirilen çok sayıda şüphelinin yakalandığını duyurdu.
Öte yandan Laiklik Meclisi Sözcüsü Özkan Rona da Bursa Nutku'ndan alıntı yaptığı paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı. Rona'nın gözaltına alınmasına sebep olduğu paylaşımda, "Dayanışma sandığı ile olmaz | "... elle, taşla, sopayla..." ifadeleri yer aldı.
Dün akşam saatlerinde evine gelen Güvenlik Şube ekipleri tarafından gözaltına alınan Rona, Bursa Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Emniyet Müdürlüğünde olayı takip eden Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy, Cumhuriyet Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, "Anayasayı ayaklar altına alan siyasi iktidar, gözdağı vermek, hukuksuzluklarını örtbas etmek için yurttaşları gözaltına alıyor" diyen Toy, "Özkan Rona Başkan akşam saatlerinde Bursa Güvenlik Şube ekiplerince gözaltına alınmıştır. Sosyal medya paylaşımı suç değildir. Hele ki Nutuk'tan, Bursa Nutku'ndan paylaşım yapmak hiçbir demokratik rejimde, hukuk devletinde suç sayılamaz. Bu faşizan tutum, siyasi iktidarın hukuksuz, siyasi kararlarını örtbas etmek içindir. Ancak bilmelidirler ki, bir adım geri atmayacağız. Baskılar bizi yıldıramaz. Özkan Rona derhal serbest bırakılmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk önderimiz, Nutuk rehberimizdir." ifadelerini kullandı.
BURSA NUTKU NEDİR?
Sosyal medyada İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına karşı çıkan hesapların paylaştığı, 'Bursa Nutku'nun ne olduğu, ne manaya geldiği merak konusu oldu.
Caiz olmadığı için ezanın Türkçe değil de Arapça okunması için gerçekleştirilen bir protesto sonrası Mustafa Kemal'in yaptığı iddia edilen konuşmaya Bursa Nutku adı verildi.
1 Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaattten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okumuş ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça kamet getirmişti. Cemaat içinde bulunan bir sivil polisin müdahalesinden sonra cemaatten bir grup sloganlar ve tekbir sesleri ile yürüyüşe geçti; Evkaf Müdürlüğü önüne giderek İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa'da da Arapça ezan okunmasını istedi. Ardından eylemlerine Vilayet önünde devam eden ve o sırada binada bulunmayan valiyi bekleyen grup, polis müdahalesi ile dağıtıldı ve birçok kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişiler ertesi gün serbest bırakıldı ancak bu kararı veren hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı; ayrıca Müftü işten el çektirildi. Daha önce serbest bırakılan kişiler yeniden tutuklandı. Ulu Cami hatibi İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi.
O sırada yurt gezisinde olan Mustafa Kemal, olayı 3 Şubat'ta İzmir'de öğrenmiştir. Dönemin belediye başkanı Ali Muhiddin Dinçsoy, Mustafa Kemal'e telgraf çekerek yaşananları "Bursa'da irticai ayaklanma oldu" şeklinde bildirmişti. Derhal Bursa'ya gitmek üzere hazırlanan Mustafa Kemal, 4 Şubat'ta Afyonkarahisar'a vardı ve İsmet Paşa ile buluşarak 5 Şubat'ta sabaha karşı otomobille Bursa'ya ulaştı. Ertesi gün Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı da Bursa'ya gelerek incelemeler yaptı. Olayın düşünüldüğü kadar büyük olmadığı anlaşıldı. Bakanlar aynı gün Ankara'ya dönerek Bakanlar Kuruluna konu ile ilgili bilgi verdiler.
O akşam, Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte verilen akşam yemeğinde cemaatin yürüyüşü ile ilgili olarak "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü..." şeklinde bir söz sarf edilmesi üzerine sinirlenen Mustafa Kemal'in konuşmakta olan kişinin sözünü keserek "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yaptığı öne sürülmüştür. Sert ifadelerin yer aldığı konuşmanın ardından geçen sürede yumuşayan Mustafa Kemal, 6 Şubat'ta Bursa'dan ayrılmadan önce Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte olayın çok da önemli olmadığı şeklinde kanaatini açıklamış; Bursa olayı ile ilgili soruşturma 13-14 Şubat'ta sona ermiştir. Olayla ilgili beş kişi ikişer yıl, yedi kişi birer yıl, yedi kişi de beş ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
1950 Türkiye Genel Seçimleri'yle iktidara gelen Demokrat Parti, ezan ve kametin istenirse Arapça da okunabilmesi için karar aldı. Söz konusu karar sonrası yasak olmamasına rağmen bir daha Türkçe ezan duyulmadı.
BURSA NUTKU'NDA NELER YAZIYOR?
Bursa Nutku'ndaki, "Elle, taşla, sopa ve silahla" kısmı, kırpılarak provokasyon yapmak isteyen sosyal medya hesapları tarafından sıkça kullanılıyor.
Tüm protestolarda olduğu gibi İmamoğlu protestolarında da bazı hesaplar Bursa Nutku'nu kullanarak olayları provoke etmeye çalıştı.
Atatürk'e ait olduğu öne sürülen Bursa Nutku şu şekilde:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "Demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hakimiyet
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından gündem oldu: Bursa Nutku paylaşımları ne manaya geliyor? Atatürk...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk ve terör soruşturmasında gözaltına alınmasının ardından bazı isimler sosyal medyada Bursa Nutku'nu referans alarak yaptıkları paylaşımlar nedeniyle gözaltına alındı. Peki dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e ait olduğu iddia edilen Bursa Nutku'nda ne yazıyor, bu paylaşımlarla ne hedefleniyor? İşte ayrıntılar...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çok sayıda şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek", "ihaleye fesat karıştırmak" ve "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçlarından soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından CHP'nin çağrısı sonrası başta İstanbul olmak üzere çok sayıda ilde protesto yapıldı.
GÖZALTILAR BURSA'YA SIÇRADI
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından sosyal medya platformlarından provokatif paylaşımlar yaptıkları değerlendirilen çok sayıda şüphelinin yakalandığını duyurdu.
Öte yandan Laiklik Meclisi Sözcüsü Özkan Rona da Bursa Nutku'ndan alıntı yaptığı paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı. Rona'nın gözaltına alınmasına sebep olduğu paylaşımda, "Dayanışma sandığı ile olmaz | "... elle, taşla, sopayla..." ifadeleri yer aldı.
Dün akşam saatlerinde evine gelen Güvenlik Şube ekipleri tarafından gözaltına alınan Rona, Bursa Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Emniyet Müdürlüğünde olayı takip eden Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy, Cumhuriyet Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, "Anayasayı ayaklar altına alan siyasi iktidar, gözdağı vermek, hukuksuzluklarını örtbas etmek için yurttaşları gözaltına alıyor" diyen Toy, "Özkan Rona Başkan akşam saatlerinde Bursa Güvenlik Şube ekiplerince gözaltına alınmıştır. Sosyal medya paylaşımı suç değildir. Hele ki Nutuk'tan, Bursa Nutku'ndan paylaşım yapmak hiçbir demokratik rejimde, hukuk devletinde suç sayılamaz. Bu faşizan tutum, siyasi iktidarın hukuksuz, siyasi kararlarını örtbas etmek içindir. Ancak bilmelidirler ki, bir adım geri atmayacağız. Baskılar bizi yıldıramaz. Özkan Rona derhal serbest bırakılmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk önderimiz, Nutuk rehberimizdir." ifadelerini kullandı.
BURSA NUTKU NEDİR?
Sosyal medyada İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına karşı çıkan hesapların paylaştığı, 'Bursa Nutku'nun ne olduğu, ne manaya geldiği merak konusu oldu.
Caiz olmadığı için ezanın Türkçe değil de Arapça okunması için gerçekleştirilen bir protesto sonrası Mustafa Kemal'in yaptığı iddia edilen konuşmaya Bursa Nutku adı verildi.
1 Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaattten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okumuş ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça kamet getirmişti. Cemaat içinde bulunan bir sivil polisin müdahalesinden sonra cemaatten bir grup sloganlar ve tekbir sesleri ile yürüyüşe geçti; Evkaf Müdürlüğü önüne giderek İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa'da da Arapça ezan okunmasını istedi. Ardından eylemlerine Vilayet önünde devam eden ve o sırada binada bulunmayan valiyi bekleyen grup, polis müdahalesi ile dağıtıldı ve birçok kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişiler ertesi gün serbest bırakıldı ancak bu kararı veren hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı; ayrıca Müftü işten el çektirildi. Daha önce serbest bırakılan kişiler yeniden tutuklandı. Ulu Cami hatibi İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi.
O sırada yurt gezisinde olan Mustafa Kemal, olayı 3 Şubat'ta İzmir'de öğrenmiştir. Dönemin belediye başkanı Ali Muhiddin Dinçsoy, Mustafa Kemal'e telgraf çekerek yaşananları "Bursa'da irticai ayaklanma oldu" şeklinde bildirmişti. Derhal Bursa'ya gitmek üzere hazırlanan Mustafa Kemal, 4 Şubat'ta Afyonkarahisar'a vardı ve İsmet Paşa ile buluşarak 5 Şubat'ta sabaha karşı otomobille Bursa'ya ulaştı. Ertesi gün Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı da Bursa'ya gelerek incelemeler yaptı. Olayın düşünüldüğü kadar büyük olmadığı anlaşıldı. Bakanlar aynı gün Ankara'ya dönerek Bakanlar Kuruluna konu ile ilgili bilgi verdiler.
O akşam, Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte verilen akşam yemeğinde cemaatin yürüyüşü ile ilgili olarak "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü..." şeklinde bir söz sarf edilmesi üzerine sinirlenen Mustafa Kemal'in konuşmakta olan kişinin sözünü keserek "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yaptığı öne sürülmüştür. Sert ifadelerin yer aldığı konuşmanın ardından geçen sürede yumuşayan Mustafa Kemal, 6 Şubat'ta Bursa'dan ayrılmadan önce Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte olayın çok da önemli olmadığı şeklinde kanaatini açıklamış; Bursa olayı ile ilgili soruşturma 13-14 Şubat'ta sona ermiştir. Olayla ilgili beş kişi ikişer yıl, yedi kişi birer yıl, yedi kişi de beş ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
1950 Türkiye Genel Seçimleri'yle iktidara gelen Demokrat Parti, ezan ve kametin istenirse Arapça da okunabilmesi için karar aldı. Söz konusu karar sonrası yasak olmamasına rağmen bir daha Türkçe ezan duyulmadı.
BURSA NUTKU'NDA NELER YAZIYOR?
Bursa Nutku'ndaki, "Elle, taşla, sopa ve silahla" kısmı, kırpılarak provokasyon yapmak isteyen sosyal medya hesapları tarafından sıkça kullanılıyor.
Tüm protestolarda olduğu gibi İmamoğlu protestolarında da bazı hesaplar Bursa Nutku'nu kullanarak olayları provoke etmeye çalıştı.
Atatürk'e ait olduğu öne sürülen Bursa Nutku şu şekilde:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "Demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."
Kaynak: İsmail Karaduman
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR