Yaşadığımız şehir gördüğümüz kadardır.
Bilmediğin sokak, bilmediğin cadde o şehirde senin için yok gibidir.
Anadolu’nun 1950’lerdeki o küçük şehirleri de kalmadı artık.
Doğunun boşalmış şehirleri bile köylerinden göç edenleriyle şehir içi nüfusunu koruyabiliyor.
Batının büyük şehirleri ise gelen göçlerle limandan ayrılan bir geminin ufukta kaybolup gitmesi gibi kendinden çok uzaklarda…
Giderek büyüyorlar.
Ne yeşilliği kalıyor, ne ovaları, ne akarsuları…
Artan nüfus yoğunluğuyla caddeleri küçülüyor, sokakları devasa binalar içinde patika yollara dönüşüyor.
Sanayi alanlarıyla yaşam alanlarının iç içeliği havasını da, suyu da bozuyor.
Dereleri kirli, sulanan meyve sebzeleri zehirli…
1950’lerden 2025’lere uzanan Bursa’yı planlar üzerinden incelemeye kalksanız aklınız tutulur.
Böylesine bir hormonlu büyümenin Bursa’yı nasıl yok ettiğini o günlerden bugünlerin Bursa’sına tanık olanlardan dinlemek ise ayrı bir hüzün…
Birkaç gün önce Küçük Sanayi Sitesi ile Ürünlü arasında ulaşımı sağlayan minibüs hattında çalışan Recep Abi, Yüzüncüyıl Mahallesi’nin bulunduğu bölgeden geçerken, “Biliyor musunuz, eskiden buralarda üzüm bağları vardı.
Çok güzel üzümü olurdu.
Uludağ Üniversitesi’nin bulunduğu yerlerin hepsi de Ürünlü’ye aitti” diyordu.
Ürünlü…
Üzüm bağları.
Nerede şimdi?
Sitelerle dolmuş taşmış üzüm bağlarının yerleri.
Üzümle taş duvarlar yer değiştirmiş.
Bizim bilmediğimiz ama ömrü Bursa dışında geçmemiş insanların tanıklık ettiği ne çok şey var aslında…
Yok olup gitmek üzere olan Nilüfer Çayı misal.
Şehrin kirini, çerini çöpünü taşıdığı yetmiyormuş gibi bir de sanayi atıklarıyla kirletilen Nilüfer’in geçtiği yerlerde bir zamanlar balık tutanlar ağıt yakıyor şimdilerde…
Koca ovadan geriye kalanlar ise gözümüzün önünde ibretlik gibi duruyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın 20 yıl öncesiyle bugünkü halini gösteren haritaları, planları billboardlarda yayınlansa bu güzel şehrin nasıl yok edildiğini herkes daha iyi anlar belki…
ŞİİRLE YOLCULUK
Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim
Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde
Eliniz beyazken uzatın isterim
Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmedim
-Gülten Akın-