Türkçe okuyan herkes aynı şeyi düşünür!

Türkiye’nin gündemi, yaşadıkları; hız tutkunlarının izlemekten vazgeçemediği Formula-1 yarışlarını bile gölgede bırakacak düzeyde hızlı, baş döndürücü…

Daha birkaç gün öncesine kadar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına odaklıydık.

Öncesinde DEM Parti ile Öcalan arasındaki görüşmeler öncelikliydi.

Daha öncesi de “terörsüz Türkiye sürecinin” fitilini ateşleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlığıyla ilgili konular manşetlerdeydi.

Şimdi, deprem gündemimizde.

Bir anda her şey allak bullak oldu.

1999 Körfez depreminde sallanan Marmara kıyısındaki şehirler, Silivri açıklarında meydana gelen 6.2’lik depremle sarsıldı.

Korkular yeniden depreşti.

Deprem gerçeği bir kez daha gündemin başköşesine oturdu.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarının yaşandığı bir günde meydana gelen depremle birlikte gündem sarsıcı bir biçimde değişse de…

Ankara Valiliği’nin CHP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ev sahipliği yapan tarihi Meclis binası önündeki buluşmasına ve oradan Anıtkabir’e yürüyüşüne engel olma çabası…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetiminin halk üzerinde yarattığı etkiyle barikatları patlatıp yürüyüşün gerçekleştirilmesi…

Deprem gerçeğinin bile gözlerden kaçıramadığı anlar arasında öne çıkan başlıklardan birisi oldu.

Böyle bir karar hangi mantıkla alındı?

Ne yapılmak isteniyor?

Açıkçası anlamak çok zor.

“Millete rağmen siyaset yapılmaz” diyenlerin, millete rağmen siyaset yapma biçimi her geçen gün biraz daha fazla Türkiye’ye zarar verir boyutlara geliyor.

Elbette, geçmişi ülkücü sonrasında Ak Parti ile flörtleşmiş Mümtazer Türköne’nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörsüz Türkiye girişimin Ak Parti cenahında karşılık bulmaması halinde Ekim ayında Türkiye’yi erken seçime götürüp, CHP iktidarının önünü açmak istediği yönündeki değerlendirmesine bir iki gün MHP cephesinden yanıt gelmemesi…

Dikkatleri tam da bu yöne çekmişken, Bahçeli; tartışmaların büyümesine fırsat vermeden ama iki günlük beklemeyi de bir yere not ettirerek, “Seçimler zamanında yapılacak” dedi.

Tabii Türköne’ye isim vermeden hedef alan cümleleri de vardı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Silivri depremi; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın kararı kesindir, seçimler zamanında yapılacak ve bundan da asla taviz verilmeyecektir” açıklamasını gündemin dışına itti ama…

“İki gün neden beklenildi” sorusu da gündeme asılı kaldı.

Ve bu cümle:

“Seçimler zamanında yapılacak ve bundan da taviz verilmeyecek.”

Türkçe okuyan herkes aynı şeyi düşünür.

Farklı yorumlayabilir.