Anne, öğretmen.
Baba, polis.
Diyarbakır’dalar.
Dede, bir dönem sendika başkanlığı yapmış, tanınmış bir isim.
Teksif Sendikası Pilot Şube eski Başkanı Vedat Coşaner.
3,5 yaşındaki torunu Kuzey’in yaşamı için çırpınıyor.
Dünyadaki en zor sınavla karşı karşıya…
Kuzey, DMD(kas erimesi) hastası…
Bu hastalığa sadece erkek çocuklarında rastlanıyor.
3 yaş ile 5 yaş arasında belirtileri ortaya çıkıyor.
Bütün bir aileyi etkiliyor.
Kuzey’in dedesi, Bursalı sendikacı Vedat Coşaner, torununu tedavisi zor ve bir o kadar pahalı olan bu hastalığın pençesinden kurtarmak için her yolu denemeye devam ediyor.
Bir dönem görev aldığı sendikasını harekete geçirmiş.
Valilikten Kuzey’in tedavisi için kampanya izni almış.
Elinden ne geliyorsa, onu yapmak için uğraş veriyor.
Zor bir durum.
Allah şifasını versin.
Kuzey’le benzer durumda birçok çocuk var.
Yakalandıkları hastalığın pençesinde yaşam savaşı veriyorlar.
Aileleri valilik oluruyla gerçekleştirilen kampanyalarla tedavi masraflarının karşılanması için çırpınıyorlar.
Kimi, tedavi için gereken tutara ulaşıyor, kimi çaresizce hastalığa teslim oluyor.
1961 Anayasasıyla birlikte sosyal devlet ilkesi Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımlayan ilkeler arasında yer aldığı düşünülürse…
Anne ve babası sosyal güvenlik kapsamında olan bu çocukların devlet tarafından tedavilerinin karşılanmıyor olması sosyal devlet ilkesini de zedeliyor.
Anneleri, babaları; devlete sigorta primi ödedikleri halde çocuklarını tedavi ettirebilmek için acı içinde acı çekmek zorunda kalıyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri de dâhil olmak üzerine birçok batılı ülkeye göre Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık sisteminin Kuzey’in içinde bulunduğu hastalık türlerinde yetersiz kalmasına rağmen çok iyi bir noktada olduğu söylenebilir.
Özelleşme bir ur gibi sistemi sarmamış olsaydı belki de bugün Kuzey gibi çocuklar için yardım kampanyalarından çok daha fazlasını yapan bir sistem oluşturulabilirdi.
ŞİİRLE YOLCULUK
Değişir yönü rüzgârın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar
-Ataol Behramoğlu-