Protesto ne kadar bir hak ise de şekli, şemaili, sloganı, kullanılan dili ile de öne çıkar.
Bazen haklılığı gölgeleyen boyutlara ulaşan sloganlar atılır, laflar edilir.
Hele ki…
Kitlesel olaylarda.
Bu durumu kontrol etmek kolay değildir.
Kitlesel eylemlerde araya sızan kötü niyetliler, attıkları; attırmaya çalıştıkları sloganlarla kitleleri amacının dışına yönlendirmeye çalışırlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınması ve sonrasında tutuklanmasıyla sonuçlanan sürece gösterilen tepkilerin ana duraklarından birisi olan Saraçhane’deki eylemlerde işin boyutunu değiştirme niyetinde olanlar, normal olan hiç kimsenin asla kabul edemeyeceği küfürlü sloganlara başvurup, hayatta olmayan bir anneyi hedef almasına yine en sert tepkiyi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “O küfrü anneme edilmiş sayıyorum” sözleriyle verdiği tepki ile...
Hukukçuların ortada bir delil yok dedikleri bir sürecin sonucunda Silivri Cezaevi’ne kaçma şüphesiyle konulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eşi Dilek İmamoğlu’nun benzer bir tepkiyi vermesi önemliydi.
Öfke selinin önündeki isim olan Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a edilen küfür kabul edilemez.
Sadece Erdoğan için değil, hiç kimse için kabul edilemez.
İftira, küfür, şiddet böylesine kitlesel olayların içine kimi çevrelerce bilerek eklenmeye çalışılır.
Böylece eylem bu kişilerin emellerinin bir parçası haline getirilmek istenir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ortaya koyduğu tepki kirli oyunlar peşinde olanlara verilmiş önemli bir yanıttır.
Maalesef günlük yaşamda da olmaması gereken şeyler bunlar.
Stadyumlarda, günlük hayatın attığı her yerde duyduğumuz küfür içerikli sözler, sadece öfke patlamasının bir sonucu değil, aynı zamanda sevinç anlarının da bir parçası haline gelebiliyor ülkemizde...
Küçük çocuklardan bile duyar olduğumuz o küfürlü sözleri, birileri gidip doğrudan öğretmiyordur herhalde…
Mutlu anların bile küfürle ifade ediliyor olması gibi bir gerçeğimiz de var.
Hani hep derler ya…
“Bu madalyonun bir yüzü.”
Öteki yüzünde ne var?
Özel ve İmamoğlu çiftine edilen küfürler.
Misal Ak Partili Mücahit Birinci öyle bir tweet atmış ki silip özür dilemek zorunda kaldı.
İşte madalyonun öteki yüzü:
Birinci, paylaşımında, “Dünyanın en mutlu adamı: Özgür Özel'dir...
Kadını ise Ekrem'in kıymetli eşi hanımefendidir...
Sözlerime kulak verin” ifadelerine gösterilen tepkiler üzerine ikinci bir tweetle özür dilemek zorunda kalıyor.
"Ekrem İmamoğlu'nun eşi mutludur şeklinde attığım X'i kendime yakıştıramadım ve sildim.
Kıymetli eşinin CB adaylığı ihtimali ile ilgili bir yaklaşımdı.
Hata yaptım.
Burnumu sokmamam gereken bir alandır.
Yanlış oldu, maksadını aşan bir paylaşım oldu.
İçtenlikle özür diliyorum üzdüysem."
Türkiye bu değil, bu olmamalı…
Hangi alanda olursa olsun çifte standart, "Benden olan, olmayan bakışı" işte böyle üzücü olayların yaşanmasına neden oluyor.
Türkiye'nin şu anki en önemli sorunu çifte standarttır.
Hukuku da, ekonomiyi de bu hastalık zehirliyor.
Mitingleri organize edenler, pravakasyon yapacak olanara karşı ônlem almalı, miting alanının çeşitli yerlerinde gôrevlendirmeler yapmalı, sızarak proveke edenleri güvenlik güçlerine bildirmelidir. Bu olayları, mitingin sözcüsü kamuoyuna açıklamalıdır. Sobate edilen her şey faydadan çok zarar verir. Buna asla müsade edilmemelidir.
Mitingi tertip edenler, her türlü ônlemi almalı, alanının çeşitli yerlerinde gôrevlendirmeler yapmalı, sabote edenleri güvenlik güçlerine bildirmelidir. Sobate edilen her şey faydadan çok zarar verir. Buna asla müsade edilmemelidir.