Çöpten sonra kirli hava da mi ithal edeceğiz!

Türkiye'nin politik atmosferinin sıcaklığı hayati önem taşıyan birçok konunun gölgelenmesine neden oluyor.

Önceki gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri başlayan İklim Kanunu ile ilgili tartışmalar duyulmaz halde.

Oysa hem Meclis’te milletvekillerinin hem de Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın yaptığı açıklamada adı itibarıyla olumluluk içiren kanun teklifiyle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yapılıyor.

Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın açıklamasının sonuç bölümü şöyle:

“Bu tasarı çevreyi korumaz.

Atmosferi asla korumaz.

Toplumsal eşitsizlikler artacaktır.

Yaşanan çevre sorunlarının en büyük nedeni mevcut kanunların uygulanmamasındadır.

Öncelikle mevcut kanunları uygulamalıyız.

Bu tasarı yasalaşır ise, sadece emisyon ticareti kısmı etkin olacaktır ve sorunlar katlanarak büyüyecektir.”

Çevre Komisyonu’nda da muhalefet milletvekillerinin benzer yönde açıklamaları var.

Bütün itirazlara rağmen komisyondan geçen tasarı kanunlaşmak üzere hafta başından bu yana Meclis gündeminde ve görüşmeleri sürüyor.

Her geçen gün havanın, toprağın ve suyun kirlendiği Türkiye’de bilim insanları yeni bir kanuna ihtiyaç olmadığını, Meclis gündemine getirilen teklife ise hiç gerek duyulmadığını dile getiriyorlar.

Her zamanki gibi dinleyen oldu mu?

Olmadı.

Bilime, ilgili oda ve sivil toplum örgütlerine kulak kabartmadan yapılan işlerin ülkemizde nelere mal olduğunu Merkez Bankası üzerinden yürüyen süreçten biliyoruz.

Kur patladı.

Enflasyon çıldırdı.

Dünyada olmamış kur korumalı mevduat diye bir şeyle hem devletin hem de gariban vatandaşın kaynakları yanlış politikalara kurban edildi.

Benzer bir durum iklim konusunda da belli ki yaşanacak.

İngiltere’nin çöplerinin Adana’da ortaya çıkması gibi benzer bir durumu Türkiye’nin yaşayacağını işaret eden bir kanun teklifi söz konusu iddiası ne yazık ki epey güçlü bir ihtimale dönüşüyor.

Hatırlayın…

Londra’da yaşayan gazeteci Kit Chellel, Londra’da attığı plastik çöpün 3 bin 200 kilometre kat ederek Adana’ya geldiğini yazmıştı.

Kanıtı da çöp poşetlerinin içine koyduğu GPS cihazıydı.

Londra’da attığı çöpün rotasını izleyerek Adana’ya kadar gelmişti.

Avrupalıların asbestli gemilerin Türkiye’de hurdaya ayrıldığı gerçeğini de buraya not edelim.

İklim Kanunu Tasarısı olduğu gibi Meclis’ten geçer, Anayasa Mahkemesi de buna olur derse, “Çöpten sonra kirli hava da mi ithal edeceğiz” sorusu gelecek zamanda yanıtı aranan en önemli sorulardan birisi olur.

Üç kuruş için elin çöpüne muhtaç olduysak, kirli gazına, havasına hayır der miyiz?