1401 belediyeden sadece CHP’li olanlar mı?

Lise yıllarından hocam göndermiş.

Pazartesi günü İstanbul’da yaşananları anlatmaya Orhan Veli’nin dediği gibi “Kelimeler kifayetsiz kalıyor” artık.

Bazen söz, bir karikatüre, bir fotoğrafa yol verir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun başına geleni özetliyor bu karikatür.

Ülkeyi yönetenlerin şunu artık anlamış olması lazım.

Bugün yolsuzlukla, bugün “kent savunması” adı altında CHP’nin PKK ile diğer terör örgütleriyle ilişkilendirilme çabası…

Hele ki…

İmralı’dan gelen açıklamalar, PKK’nın feshi gibi konuların konuşulduğu bir süreçte aday olduğu günden bu yana yenilgi yüzü görmemiş, milyonlarca İstanbullunun desteğini almış Ekrem İmamoğlu’nu toplumun kabul etmeyeceği iddialarla bir yere sürükleme çabası…

“İstanbul Büyükşehir’i seçimle kazanamadılar, kayyum yoluyla almaya çalışıyorlar” duygusuna yol açıyor.

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili süreç işlerken, yaşanan bu gelişmeleri, isnat edilen suçlamaları Türkiye'ye kimsenin anlatabilmesi mümkün değil.

Bunun için sokağa çıkmak yeterli.

Cumhur İttifakı’nın anketçileri de bu durumu görüyorlardır.

Dış dünyanın bakışında da bir değişiklik olmayacaktır.

Kaldı ki…

Türkiye genelindeki toplam 1401 belediye içinden sadece CHP’li belediyelere dönük devreye sokulan yargı süreci kimseye inandırıcı gelmiyor.

Belediyelerde olup bitenleri ortaya koyan Sayıştay raporları incelendiğinde durumun bugünkü görüntünün çok uzağında olduğunu Meclis’e getirilmeyen raporlara dönük açıklamalarıyla milletvekilleri defalarca ortaya koymuş durumdalar.

Ak Partili, MHP’li, İyi Partili, CHP’li, DEM’li belediye başkanlarının yönettiği büyükşehir, il ilçe, belde belediyelerinden cımbızla çekilir gibi CHP’lilerin hedefe konulması doğal olarak 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini akla getiriyor.

Devlet Bahçeli'nin Öcalan'a çağrısıyla başlayan süreçte DEM parti ile Cumhur İttifakı arasında yaşanan gelişmeleri değerlendirenler 23 yıllık karşıtlık politikasının CHP üzerine kurgulanır niteliğe büründüğünü ifade ediyorlar.

Bu yol yol değil.

Karşıtlık üzerinden üretilen politikalar bu ülkeyi yoksullaştırdı.

Demokrasiden uzaklaştırır hale getirdi.

Geleceğini arayan gençler, orta kesimi oluşturan eğitimliler, ülkemize çok daha fazla değer katabilecekken Avrupa’ya, Amerika’ya hatta gidebildikleri her yere gider noktaya geldiler.

Yoksulluk bizim kaderimiz değil.

Türkiye, üzerinde çelik çomak oynanacak bir ülke olmamalı!

Birileri için değil, herkes için demokrasi; Türkiye'nin yoksulluğunu, yoksunluğunu yenecek tek reçete…

BİR SÖZ:

Adalet güzeldir.

Amirde olursa daha güzeldir.

– Hadis-i Şerif