Yazının Giriş Tarihi: 26.09.2016 07:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.09.2016 07:19
15 Temmuz 2016 başarısız darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen OHAL ile ülke yönetilmeye devam ediyor. İlk üç aylık sürenin bitimine çok az bir süre kalmışken ABD’de Birleşmiş Milletler toplantısında Cumhurbaşkanı bu sürecin üç ay daha uzatılacağını bütün dünyaya duyurdu.
OHAL ilan edilme nedeninin FETÖ’cü darbe teşebbüsü olduğunu hepimiz biliyoruz. Üç aylık uygulama sürecinde de bu uygulamanın darbecilere karşı düzenleme oluşundan uzaklaştığını yine hepimiz görüyoruz. Bu uzaklaşmayla da darbe karşıtlarına karşı oluşan son derece geniş birlikteliğin dağılmaya, bölünmeye başlayacağından da endişe duyuyoruz.
FETÖ terör örgütünün belinin kırılması zorunludur ve son derece doğrudur. Ancak bunu başarırken aynı sıkıntıları tekrar yaşamamak için başka tarikatların oyununa gelip gelmemek de başka bir endişemizi oluşturmaktadır.
Üç aylık uygulama döneminde askeri, polisi, öğretmeni on binlerce insan işlerinden ihraç edildi, gözaltına alındı ve tutuklandılar. Çoğunluğunun evlerinde başka çalışanı olmadığından çoluk çocuklarının geçimini sağlayacak başka kimseleri de yok. Bu insanların FETÖ örgütü ile bağlantıları olduğuna ilişkin güçlü kanıtlar da yok. Bu uygulamalar ile on binlerce insan çoluk, çocuk perişan duruma itilmiş durumda bunların vebalini taşımak da kolay değil. Suriye’den ülkemize iltica eden insanları insanlık adına bağrımıza basarken kendi insanımızı açlığa ve yoksulluğa itmenin vicdanla bağdaşır bir tarafı olabilir mi? Hele hele suçlulukları konusunda haklarında mahkemece verilen henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı yokken.
OHAL salt darbecilere karşı uygulanması gerekirken bundan uzaklaşılmakta, bu anlayışa karşı yıllarca mücadele vermiş insanlar da zarar görmektedir. Bu uygulamalarla OHAL kalktıktan sonraki dönemlerde binlerce ceza ve tazminat davaları koşulları yaratılmakta, belki de Türkiye bütçesi önemli bir sarsılmaya itilmektedir.
FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin tek yolu OHAL ile ülkeyi yönetmek değil, darbecilere karşı da hukuk devleti ve adil yargılama ilkelerine bağlı kalarak mücadele etmektir.
Ülkeyi demokratik kurallarla idare edebilmek zordur ama marifet budur.