Şampiyonluktan daha fazlası

Yazının Giriş Tarihi: 04.04.2025 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2025 08:07

Bir kaç haftadan bu yana programlar sırasında bazı takipçiler ‘ihtar atışı’ yapmak suretiyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemeye gayret etmekteydiler ve nitekim Maraş maçı biter bitmez “ateş” resmen harladı…

Soru çok basit aslında;

Şampiyonluk kutlanmalı mı?

Üçüncü lig seviyesinde elde edilecek bu başarıya sevinmek, süper ligde devrim gerçekleştirmiş bir camiaya yakışır mı?

Biz ki, 2010 yılında Edirne’den Kars’a her biri kendi şehrinin takımına sevdalı yüzbinleri sokağa dökmüş bir kulübüz, kıytırık bir kupayla şehir turu atmak ayıp olmaz mı?

Görenler ne der?

O sebeple…

Kupayı alalım; abartmadan, konvoylarla, meşalelerle, sanki görmemişin çocuğu olmuş gibi bir his yaratmadan, efendice bir iki etrafımızda dönüp, mahçup/mesut evimize dönelim.

Sonrası Allah Kerim.

Bu demektir ki;

Süper lige döndüğümüz güne kadar, sevinç çığlıklarımızı içimize gömüp, hiç kimselere göstermeden, en az üç kere deli gibi sevinmek, ikinci bir emre kadar yasaklanmıştır.

Bakmayın siz; kariyeri boyunca 900’den fazla gol atmış Ronaldo’nun, her attığı gole sanki ilk golünü atmış gibi sevinmesine.

Utanması yok ondan!..

*

Saffet Sancaklı’yı hatırlıyorum.

Golünü atar, sonra el freni çekilmiş araba gibi zınk diye durur, arkadaşları onun başına üşüşüp, 19 Mayıs törenlerindeki gibi üstünde kule oluştururken istifini hiç bozmazdı.

Yüzünden de Bruce Willis stili, yarı felç geçirmiş şahıs tebessümü eksik olmazdı

Cool takılanlara hep kahkahayla gülmüşümdür.

Neyse…

Bir çok taraftarın şampiyonluk kutlamasına pek sıcak bakmadığının farkındayım.

Ama unuttukları bir kaç şey var…

İlki;

Yeni nesil taraftarlar, yani çocuklar ve gençler, bizler tarihi zaferi yaşarken ya portakalda vitamin evresinde, ya da “ek gıda vermeye ne zaman başlasam ki” diye düşünen annelerinin kucağındaydılar.

Onlara bunu, yani neden abartılı sevinmememiz gerektiğini izah edebilecek bir babayiğit varsa, sahneye rica ediyorum kendisini.

Bu çocuklar, şampiyonluğun ne denli muhteşem bir duygu olduğunu bizzat yaşayarak tatma imkanı yakalamışken, hatta bu vesileyle şehriyle ve kulübüyle bir ömür boyu sürecek sağlam bir bağ kurma fırsatı varken, niye topa basmak zorunda olsunlar ki?

Bu bir…

İkincisi;

Hiç kimse yaptığı işi küçümsemesin

Bu sezonu sadece sportif kodlarla okuyanlar büyük gaflete düşerler.

Burada bir şampiyonluktan daha fazlasının hikayesi yazılıyor.

Bu sene, bu şehrin sokaklarında;

Meftayı nasıl bilirdiniz” diye sormuşken imam, cemaatin “biz daha ölmedik” diye haykırışları çınlıyor.

40 binden fazla insanın iki haftada bir doldurduğu bir stat nerede görülmüş en son.

Taraftarın yazdığı destanın, meftaya nasıl can olduğunun sevincidir yaşamamız gereken.

Bir cesur adamın birkaç arkadaşıyla birlikte yola çıkıp, giydiği o ateşten gömleğin düğmelerine iliklenmiş Bursalı sanayici ve işadamlarının, esnafın, bu şehrin markalarının finansal zaferidir kutlanması gereken.

Bir sonraki sezonu şimdiden satın alıp, 5 ay boyunca o kombine kartını göğüs cebinde bir madalya gibi saklayacak olanların…

Üye seferberliği başlamış diyerek haldır haldır Özlüce’ye koşanların…

Ekmek parasını, Bursaspor’a katık olsun diye bir an tereddüt etmeden verenlerin kutlamasıdır bu.

Bu şampiyonluk…

Hangi ligde olduğuna bakmadan, Bursaspor çağırdı diye koşa koşa gelenlerle, kariyerinin ilk adımlarını atan gençlerin zaferi olacaktır.

Analarının ak sütü gibi helal…

Hadi şimdi kutlamayın da görelim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hakimiyet En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.