İklim değişikliği riski ve çevresel tehditler her geçen gün artıyor…
Peki çevreye duyarlılık ne kadar önemseniyor?
Bu küresel sorun insanlarda ikili ilişkileri nasıl etkiliyor?
En çok kimleri etkiliyor?
İşte bu konuda dünya genelinde kapsamlı bir araştırma yapılmış…
Araştırmaya katılanlara, “Sizce dünyanın en önemli sorunu ne?” diye sormuşlar…
Büyük çoğunluğu iklim değişikliği ve çevre sağlığı demiş.
Bir diğer soru:
Karbon ayak izini azaltmak için çaba gösteriyor musunuz?
Bu soruya da “evet” diyenlerin oranı çok yüksek...
Gelelim iklim değişikliği riski ve çevre kirliliğinin ikili ilişkilere yansımasına…
Küresel ısınma tehlikesinden en çok endişelenen, çevresel sorunlara karşı duyarlı olan ve bu sorunların çözümü için çaba gösterenlerin çoğu bekârlardan çıkmış!
Haberin başlığında araştırmanın ana sonucunu vermişler:
“Bekârlar dünyanın geleceği konusunda endişeli!”
Bence o endişenin kaynağı, küresel ısınma, iklim değişikliği, karbon ayak izi, çevre kirliliği filan değil, evde kalma, içini ısıtacak bir sevgili, eş bulup çoluk çocuğa karışamadan dünyanın sonunun gelme korkusu!
Çünkü aynı araştırmaya katılanların yüzde 90’nı yaşadığı gezegeni önemseyen biriyle birlikte olmak istediğini söylemiş…
Haber, “Doğayı seven aşkı da buluyor!” cümlesiyle bitiyordu…
Muhtemelen gençler bu gerçeği bildiklerinden, karşı cinslerine doğadan yürüyerek bekârlığa veda etme hayaliyle verdiler o yanıtları…
Bu arada;
Konumuz iklim değişikliğinden açılmışken geçtiğimiz günlerde TBMM’ye Türkiye’nin ilk ‘İklim Kanunu’ teklifi de sunuldu…
Teklifte imzası olanlar arasında, aynı zamanda çevre mühendisi olan AK Parti Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz da vardı…
Emel Hanım muhtemelen Bursa’nın bir günde dört mevsimi yaşatan havasından etkilenerek “böyle iklim olmaz olsun” diyerek attı imzayı…
Verilen kanun teklifi yalnızca sanayi sektörlerini değil; şehirleri, tarımı, hayvancılığı ve yeşil alanları da koruyan bir yaklaşımla hazırlandığı belirtiliyor…
Fakat, tam tersini savunanlar, bunun da küresel güçlerin tezgahladığı; insanların özgürlüklerini, yaşam standartlarını kısıtlayacak pandemi benzeri bir sinsi girişim olduğunu iddia edenler de var…
İklim kanununun yasalaşması halinde neler olacağı konusunda öyle çarpıcı iddialarda bulunuyorlar ki, gelecek adına ürkmemek elde değil!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu iddialara karşı mümkünse kanun çıkmadan ve endişelerimiz karbonlaşmadan, halkımızı aydınlatıcı bir açıklama yapması şart…
NOT:
Dünkü yazımda, Karacabey Belediyesi, internetten canlı yayınlanan Yaren leyleğin yuvasındaki görüntülerin arasına reklam alsın, yoksa tarla bahçe gayrimenkul satarak bitmez borçları demiştim, şaka yollu…
Önceki dönem belediye başkanı Ali Özkan,“Biz mali yapısı en sağlam belediye bırakmıştık yeni yönetime, şimdi durum nedir bilemem” mesajı göndermiş…
Normalde geçmişte bugün 1 Nisan deyip bazen şaka dolu yazılar kaleme alırdık. Bugün 1 Nisan ama bu yazı şaka değil, gerçek. Velhasılı; Veda yazıları genellikle zor yazılır. Ama bu durum, şu an benim için geçerli değil. İçim rahat. Başlangıç varsa, bitişte vardır. Bu bitişler bazen kendi
Sivil toplum kuruluşları kongrelerini birer birer gerçekleştiriyor. Bu bağlamda geçen hafta Artvin Vakfı kongresini gerçekleştirdi. Öncesinde olaylı BAL-GÖÇ kongresi ötelendi. Sonrasında ise Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ve Osmangazi dağ yöresi köylerinin kongresi de mayıs ayınd
İlkokulda bize ilk öğretilenlerden biri de turizmin bacasız ekonomi olduğudur. Senelerdir kentimiz Bursa bacasız ekonominin nimetlerinden faydalanmak için çabalayıp duruyor. Kıyı şeridi için bankör davranan yerli ve yabancı turistler Bursa için cebine ya akrep koyuyorlar, ya da para bitti mus
Hafta sonunun oldukça hareketli geçeceğini bu köşeden kaleme almıştık. Bir tarafta AK Parti Genel Başkanvekili Prof.Dr Numan Kurtulmuş’un ziyareti ve İl Danışma Kurulu, buluşma. Diğer tarafta ise Ali Babacan’ın katıldığı DEVA’nın Yıldırım Kongresi… Öte yandan Pazar günü kentimizin iki önemli STK’s
Artık birileri buna dür demeli kim ne der bilemem ama özellikle geçen hafta içinde bazı gıda ürünlerindeki fiyat artışı ürkütücü boyuta geldi. Fiyatlar resmen çıldırmış olmalı. Her gün yeni bir zirve… İşte örnekler… Allah’ın marulunun fiyatı 14 TL’ye çıktı. Kuru soğanın fiyatı 2 TL’den 5’tl’ye,