Anadolu’da, dilimize dolanan ancak hikâyesini bilmediğimiz birçok söz bulunmaktadır. Bunlardan biri de toplumumuzda yaygın olarak kullanılan “Sabrın sonu selamet” sözüdür. Peki, bu hangi sabrın sonu? Sonu kesin olarak selamet mi? Şimdi bu soruların cevaplarını bulmaya çalışırken, “Sabrın sonu selamet” sözünün nereden geldiğini kısaca ifade edelim.
Anadolu’nun verimli topraklarından birinde, bir çiftçi ne kadar uğraşsa da tarlasından verim alamazmış. Umutsuzluğa kapılınca köyün bilge yaşlısına
danışmış. Yaşlı adam ona sabırlı olup doğru çalışmasını öğütlemiş. Çiftçi pes etmeden toprağına emek vermeye devam etmiş. Yıllar sonra tarlası o kadar bereketli olmuş ki komşularına bile yardım edebilecek hâle gelmiş. Böylece halk arasında “Sabrın sonu selamet” sözü yaygınlaşmış. Hikâye ne kadar doğrudur bilinmez; ancak ana fikri, Anadolu insanının feraseti, zorluklara karşı
dayanıklılığı ve maneviyatının bir getirisi olarak zamanla her şeyin düzeleceğine inanarak çalışmaya ve mücadele etmeye olan inancıdır.
Sabır ve siyaset ilişkisine baktığımızda da bu durumun çok farklı olmadığını söyleyebiliriz. Aktif siyasi görevlerden sonra kendi işine gücüne devam eden, siyasi çizgisini bozmayan; yani “toprağına emek vermeye devam eden” isimler, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti nazarında adeta bir yedek kulübesi mantığıyla kenarda tutuluyor, zamanı geldiğinde de bir vefa mekanizmasının tecellisi şeklinde farklı görevlere getirilebiliyorlar. Hatta Cumhurbaşkanının vefası o kadar kapsayıcı ki davasına aleni bir vefasızlık, saygısızlık yapılmadığı müddetçe, tekrar görev tevdi edeceği siyasilerin aktif görev yaptıkları dönemlerde başarılı olup olmamaları bile belirleyici rol oynamayabiliyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, başarılı bir görev dönemi geçirmemiş olsanız da bu vefadan faydalanabilmeniz mümkün.
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Merkez düzeyinde yapılan atamalarda Bursalı siyasetçilerin sayısı bir hayli fazlaydı. İlk olarak AK Parti kongresiyle seçilen MKYK listesinde yer alan Efkan Ala, Önder Matlı, Büşra Koyuncu’nun ardından, geçtiğimiz günlerde yapılan atamalarla belirlenen ana kademe başkan yardımcılıklarına aktif siyasette olan; Emine Yavuz Gözgeç, Ahmet Kılıç, Mehmet Tunçak, Recep Altepe’ye ilaveten aktif siyasette olmayan ancak önceki dönemlerde partiye çeşitli kademelerde hizmet etmiş, Cumhurbaşkanının ifadesiyle “nöbet değişiminde olan” Zekeriya Birkan, Mustafa Esgin ve Nazım Maral gibi isimler getirildi. Özellikle Bursa’dan yapılan atamalara bakıldığında, bu vefa mekanizmasını net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Belirli bir süre dışarıdan olayları izleyip, muhakeme edip daha tecrübeli bir şekilde yeniden aktif siyasete dönmelerinin parti hafızası açısından ciddi artıları olacaktır.
Tabii ki siyasette her zaman, her kişi için sabrın sonu aktif siyasi görevler olmayabilir. Ancak kendi alanında samimi gayretlerle, çizgisini bozmadan ilerleyenlerin sonunun her zaman için selamet olacağını söyleyebiliriz.
***
GÜNÜN SÖZÜ
İnsandan isteme; verirse minnet, vermezse zillet. Allah’tan iste, verirse nimet, vermezse hikmettir.
Hz. Mevlânâ