2003 yılından günümüze ülkemizin liderliğini Sayın Recep Tayyip Erdoğan üstleniyor ve gerek liderlik vasfı gerekse hitabet şekliyle, doğrudan hissetmesek de bilinçaltımız bu hitabet tarzını çok yakından biliyor. Kanaatimce Sayın İmamoğlu da bu hitabet şeklinden nasibini almış olacak ki erken başlattığı cumhurbaşkanlığı seçim turlarında, Sayın Cumhurbaşkanı'nın tarzına çok yakın bir üslupla propagandasını yürütüyor. Takip ettiğim Trabzon mitinginden örnek vermek gerekirse, Sayın İmamoğlu spesifik olarak mitingine katılım gösteren çocuklara, gençlere, teyzelere, amcalara, dedelere, ninelere özel ilgi gösteriyor, onlarla yakından ilgileniyor görüntüsü çiziyor ve bireylere doğrudan kürsüsünden sesleniyor. Katılımcıların sağlık durumlarıyla da çok yakından ilgileniyor. Örneğin, baskılı bir Karadeniz ağzıyla "Teyzemle ilgilenelim, sağlıkçı arkadaşlar yardımcı olalım" ya da yine yerel aksanla "Ablam, merak etme, yanına geleceğim" tarzı söylemleriyle, 22 yıllık Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde oldukça aşina olduğumuz bir şekilde mitingini yönetiyor.
Sayın İmamoğlu’nun bunu bir Erdoğan taklidi şeklinde kasıtlı olarak yaptığını düşünmüyorum. Herhalde bu denli zıt bir siyasal akım olan CHP’nin temsilcisi olarak, Sayın Cumhurbaşkanı'na rakip olarak çıkan birisinin, kasti olarak onu taklit edeceğini hiçbiriniz ihtimal vermiyorsunuzdur. Bu durumda Ekrem İmamoğlu’nun, toplumumuzdaki birçok kişi gibi bilinçaltının Sayın Erdoğan’dan etkilendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. CHP’nin yakın geçmişteki liderlerini de göz önüne aldığımızda, bu tarzın herhangi biriyle yakından uzaktan bir alakasının olmayacağını söylemek güç değil. İmamoğlu’nun CHP’deki aktif siyasi kariyerinin 2009 yılında başladığı düşünüldüğünde, yani Sayın Erdoğan’ın liderliği öncesi bir siyasi mazisi olmadığı göz önüne alındığında, bu liderlikten etkilenmemesi zaten kaçınılmaz.
Seçmenler olarak olaya baktığımız zaman, bu üslup çok alışık olduğumuz bir üslup. Ancak eğer ana muhalefet, muhalefet ediyorsa yani mevcut yönetimin yanlışlarını, eksiklerini eleştiriyorsa - ki görevi budur - sizce de olası iktidarlarında, aynı üslupla eleştirmesi, aynı yanlışları devam ettirebilecekleri hissiyatını vermiyor mu? Türkiye’nin ana muhalefetten beklentisi gerçekten bir iktidar özentiliği mi, yoksa aklıselim bir metotla Türkiye’nin sorunlarına samimi, çözüm odaklı bir bakış açısı geliştirebilmesi mi?
Günün sözü
Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir.
Albert Einstein