Vatandaşlık verilmeli mi?

Ortada fiili bir durum var ve mesele şudur: Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin hukuki statüleri ne olacak?
Aslında ‘Suriyeli mülteci’ dediğimiz anda hukuki bir statüden bahseder hale geliyoruz. İlticadan doğan haklar ve bu hakların Türkiye tarafından tanınıp tanınmadığı sorusunu doğal olarak cevaplamamız gerekiyor. Türkiye Suriyeliler vesilesiyle diplomasi literatürüne ‘misafir’ kavramını kazandırmış, başarılı bir şekilde ve asgari sorunla şehirlerimizde iskan ettiği insanları barındırmıştır.
Bizim tartışmamız gereken şey, Suriyelilere bir statü tanınıp tanınmaması değil aksine nasıl bir statü tanıyacağımızdır. Meseleye vatandaşlık perspektifinden baktığımızda karşımıza çıkan tablo bu teklife olur tarafından yaklaşmamızı mümkün kılıyor. Ancak bu durum belli bir kesim için kabul edilmesi zor bir teklif niteliğinde. Kendini modern gören toplumlar paylaşımın söz konusu olduğu her alanda bu direnci gösterirler. Bu ayrı bir konu...
Türkiye Suriyelilere karşı hep veren taraf olmakla hayallerin çok ötesinde şeyler yaptı. Bunun ilanihaye böyle gitmesi beklenemez. O halde Türkiye’deki Suriyelilere iki şekilde yaklaşabiliriz; yük ve imkân… Türkiye’deki Suriyelileri bir yük olarak görenlerin olduğunu belirttik fakat bu toplumun genelinde karşılık bulmuyor. Türkiye’de bu yükü imkâna çevirmenin gerektiğini ileri sürenler var ve bu doğru bir tespit. Türkiye’deki Suriyelilerin İMKANA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ÇOK MÜMKÜN. Vatandaşlık statüsü Türkiye’ye yük getiren Suriyelilerin Türkiye için bir imkana dönüşmesini sağlar. Tabii ki Türkiye’de bulunan her Suriyeliye vatandaşlık verilmesinden söz etmiyorum.