Deprem, ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeği. Biz unutsak da o canımızı acıtacak biçimde hatırlatıyor. Bu konudaki tartışılmaz diğer bir gerçek ise depremin değil binaların insanları öldürdüğü.
O yüzden Türkiye'nin yapı stokunun bir an önce elden geçirip, depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor.
Maalesef bunu yapmak yerine mevcut binaların bodrum veya zemin katlarını market, oto galeri, kafeterya gibi işletmelere dönüştürmek amacıyla kolon, kiriş, beton perde ne varsa kaldırıp, can kaybına davetiye çıkarıyoruz.
En son İzmir depreminde de bunun örneklerini gördük. Aynı şartlarda yapılmış iki binadan biri ayakta kalırken taşıyıcı sistemlerine zarar verilen binaların ise akordeon gibi çöktüğünü gördük.
Bursa da, hem beklenen Marmara, hem de kendi faylarından kaynaklanacak deprem tehdidi altında. Bursa Valiliği, İzmir depremi sonrası tüm belediyelere gönderdiği yazıda, İzmir hatırlatmasını yaparak, olası bir deprem durumunda can ve mal kayıplarını önlemek amacıyla tüm ilçelerdeki bodrum, zemin ve diğer katlarında market, oto galeri, kafeterya, lokanta, düğün salonu, mobilya showroomu bulunan binaların incelenmesini istedi.
Yazıda, taşıyıcı sistemlerinde hasar veya zarar tespit edilmesi halinde her türlü güvenlik ve teknik tedbirlerin ivedilikle alınarak sonucun valiliğe bildirilmesi istendi.
Bursa Valiliği'nin genelgesi kapsamında, geçen hafta Büyükşehir Belediyesi tarafından tüm ilçelerin teknik başkan yardımcılarının katıldığı toplantı düzenlenerek konu masaya yatırıldı. Toplantıya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak da katıldı.
Bursa'da böyle bir çalışmayı başlattığı için Bursa Valisi Yakup Canbolat'a teşekkür eden Albayrak, 'Toplantıda Osmangazi Belediyesi denetimleri kendi ekipleriyle yapacağını açıkladı. Diğer belediyelerdeki denetimlere için Mimarlar Odası Bursa Şubesiyle birlikte katılacağız. Bununla ilgili protokolleri hazırlıyoruz. Belediyelerle protokol imzaladıktan sonra çalışmalara biz de dahil olacağız' dedi.
Albayrak, bir hatırlatma da yaparak, yürütülecek bu çalışmanın bir deprem risk analizi veya envanter çalışması olmadığını söyledi.
Valilik genelgesiyle başlatılacak olan bu çalışma önemli ancak daha önce hem televizyon programlarında, hem de yazılarımda görüşlerini aktardığım Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan ve Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu'nun dediği gibi tüm Türkiye çapında genel bir bina envanterinin çıkarılması gerekiyor.
Prof. Dr. Bayhan, binaların yapım tarihlerine göre sınıflandırılarak, çalışmaların çok kolay biçimde yapılabileceğini söylerken, Prof. Dr. Kutoğlu da buna kaynak olarak, DASK fonlarının kullanılabileceği önerisini yapmıştı.
ULAŞIMA NİSANDA YENİ DÜZENLEME GELİYOR
Koronavirüs pandemisi Bursa kent içi ulaşımına ağır darbe vurdu. İlkbahar aylarında yüzde 30'a düşen toplu ulaşım araçları kullanımı yaz aylarında kendini biraz toparlasa da henüz pandemi öncesinin rakamlarına ulaşılamadı.
Pandemi öncesi Bursakart kullanarak ulaşım araçlarını günlük kullanan sayısı 830 bin iken, bugünlerde sayı 412 bin seviyelerinde bulunuyor. Yani yüzde 60'a varan düşüş söz konusu.
Toplu ulaşım yerine bireysel araç kullanımının artması ise kent içi trafiğinde yoğunluğa neden oluyor.
Bursa'daki toplu ulaşım ücretleri ise bir yıldan beri değişmedi. Ocak ayındaki düzenleme pandemi nedeniyle nisan ayına kadar askıya alınmıştı.
Geçtiğimiz hafta UNESCO toplantısı sonrası konuştuğumuz Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, toplu ulaşımda ücretlendirme ile ilgili yeni bir çalışmayı haber verdi.
Tıpkı su fiyatlarındaki gibi kademeli ve verimliliğe dayanan bir düzenleme yapacaklarını söyleyen Aktaş, 'Yeni düzenleme ile mevcudun altına inecek rakamlar var. Ama üstüne çıkacak rakamlar da olacak. Pik saatlerde kullanım ücretleri artacak. Diğer saatlerde düşecek. Daha verimli bir uygulamayı hayata geçireceğiz' dedi.
Bu arada şu hatırlatmayı yapmakta fayda var. Toplu ulaşım fobisini kolay kolay atlatamayacağız. Nedenine gelince koronavirüsün mutasyona uğraması sonucu yayılma hızı kat be kat arttı. Bakanlığın açıklamasına göre, Türkiye'ye de giriş yapan mutasyonlu virüsten korunmak için tedbirlerin daha da arttırılması gerekiyor.
Toplu ulaşım da en kolay yayılma yollarından biri. Bazı uzmanlar herkesin çift maske takması gerektiğini bile söylemeye başladı. O yüzden bir süre da bireysel araç kullanımı devam edecek.
MOLLASALİH'TEN HAKLI TEPKİ
Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Ali Mollasalih, sosyal medyayı en aktif kullanan yerel yöneticilerden biri. Günlük paylaşımları 10'un üzerinde. Muhtar ve esnaf ziyaretlerinden günlük olayların yorumlanmasına kadar çeşitli paylaşımlarla takipçilerine ulaşıyor.
Mollasalih, zaman zaman da gördüğü yanlışlıklara dikkat çekerek, uyarılarda bulunmayı ihmal etmiyor. Geçen hafta paket servisçilerin asansör kullanmasını yasak olduğu uyarısının yer aldığı bir yazıyı paylaşarak tepkisini, 'Sanki paket servisçi kardeşimiz kendisi için binanıza geliyor... Ayıp en hafif ifadeyle...' sözleriyle tepkisini dile getiren Mollasalih sonuna kadar haklı.
Geçtiğimiz günlerde yazmıştım. Pandemi döneminde e-ticaret ve lokantalardan evlere yine uygulamalar aracılığıyla yemek siparişleri konusunda patlama yaşandı.
Eskiden giyimle ilgili alışverişlerin yapıldığı internet satışları artık her alanda var. Yeni kurulan şirketler hızla büyüyerek, yurt dışına bile servise başladı.
Peki, bu mecraları kullanarak, alışveriş yapacaksınız. Sonra onu getiren kargo şirketi görevlisi veya servis elemanına asansörü yasaklayacaksınız. Böyle bir zihniyet olur mu?
Mollasalih'in dile getirdiği konu basit gibi görünse de bu servis elemanlarının her gün gittiği onlarca adreste yüzlerce merdiven çıkması eziyetten başka bir şey değil.
O zaman ya kendiniz gidip alın ya da size bu hizmeti sunana saygı gösterin...