Bir asrı aşan Cumhuriyet dönemine şöyle bir baktığınızda, Türk siyasetinin her dönemde krizlerle şekillendiğini görürsünüz. Her kriz dönemi sonundaki gelişmeler de yeni siyasi yapılar ve yeni liderleri beraberinde getirir.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok; Türk siyasetine damga vuran Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal ve en son Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset sahnesinde boy göstermeleri hep bir kriz dönemi sonunda gerçekleşti.
Türk siyaseti bugünlerde de kritik bir dönemden geçiyor. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonun hukuki mi yoksa siyasi mi olduğu tartışmalarıyla gündemde.
Ancak mesele yalnızca bugünün değil, yarının da meselesi. Peki, bu kararın kısa ve uzun vadede siyasete etkisi ne olacak?
Bu süreç CHP’yi, özellikle de Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nu nasıl konumlandıracak?
Gelişmeler gösterdi ki bugüne kadar yapılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in parti içinde ‘emanetçi’ olduğu değerlendirmeleri operasyon sonrası hamleleri ve Saraçhane’de yaptığı konuşmalarla bir yana bırakıldı ve CHP’nin bundan sonraki döneminde önemli bir aktör olacağı izlenimi verdi. Özgür Özel, ekipçi ve yeni siyasi aktör olacağını yanı sıra İmamoğlu ise artık yalnızca bir belediye başkanı değil, doğal bir Cumhurbaşkanı adayı konumuna taşındı. Üstelik, bu kez yalnızca CHP’nin değil, geniş bir muhalefet blokunun adayı olma potansiyeline sahip. Pazar günü kurulan ön seçim ve dayanışma sandıklarına katılım ve katılımcı profilleri de bunun göstergesi. Mesela Bursa’da İYİ Parti Bursa eski İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, Pazar günü dayanışma sandığında İmamoğlu için oy kullananlar arasındaydı.
CHP’nin diğer önemli bir ismi olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ise bu süreçte İmamoğlu’na güçlü destek verirken, ayrı bir duruş sergilemesi dikkat çekici. Özellikle DEM’in Nevruz kutlamasıyla ilgili değerlendirmesi CHP’nin çizgisinden ayrıştığını gösterdi. Nitekim Özgür Özel, DEM Parti Eş Başkanı ile görüşmesinde konuyla ilgili yöneltilen soruya verdiği, ‘Genel başkanın söylediklerine bakın’ sözleri bu ayrışmayı gözler önüne serdi.
Bu, ilerleyen süreçte Yavaş’ın siyasette daha farklı bir noktaya evrileceğinin sinyali olabilir.
Gezi olaylarından sonra sokak protestolarının bittiği düşünülüyordu. Ancak İmamoğlu’na yönelik operasyon, ciddi bir tepkiye yol açtı. Sokaktaki hareketlilik, siyasi kararların toplumsal karşılığının nasıl olacağını belirleyen en önemli göstergelerden biri. Özellikle gençlerin, "apolitik" olduğu iddia edilen kesimlerin dahi bu sürece tepki vermesi, siyasetin sokağa nasıl taşınabileceğinin işareti olabilir.
Ancak, bu tür gösterilerin en önemli risklerinden biri araya marjinal grupların sızmasıyla masum tepki olarak başlayan gösterilerin çığırından çıkması. Polise asit ve balta atılması gibi hareketler, toplum vicdanında da karşılık bulmuyor. Bu tür marjinal gruplar nedeniyle müdahaleler sertleşebiliyor.
Bu arada, tutuklama kararının yolsuzlukla ilgili gerçekleşmesi dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmayacağı kesinleşti. Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri arasından yarın yeni başkan belirlenecek. Bu süreçte CHP içinde siyasi hamlelerin olacağını göreceğiz.
Asıl önemli konu ise 6 Nisan’da yapılacak CHP olağanüstü kurultayı olacak. Tabii daha önce kayyum ataması gibi bir karar çıkmazsa. Bu süreçten güçlenerek çıkan Özgür Özel dışında da henüz aday çıkmadı.
İktidar cephesine bakarsak, AK Parti, diploma iptali kararından beri temkinli bir tutum izleyerek, yaşanan gelişmelerin hukuk ve yargı boyutunu ön plana çıkarmaya çalışıyor ve değerlendirmeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki açıklamaları çerçevesinde şekilleniyor.
EKONOMİ YÖNETİMİ NASIL SINAV VERDİ?
Türkiye’de halkın önceliği her zaman ekonomi. Şu an yaşanan ekonomik kriz, sokaktaki vatandaş için siyasetten çok daha önemli. Ancak bu seferki krizin kaynağı ekonomik değil siyasi.
Yaşanan gelişmelerin yarattığı bu maliyetleri daha yüksek kur, daha yüksek enflasyon, daha yüksek faiz ve yavaşlayan büyüme olarak karşımıza çıkacak. Mehmet Şimşek’in hamlelerinin sonuçlarının olumlu yansımalarını dün piyasaların açılmasıyla gördük.
Ancak şunu da unutmamak gerekir; Mayıs 2023 seçimlerinden bu yana Merkez Bankası, agresif faiz artışları sayesinde yaklaşık 65 milyar dolarlık net rezerv biriktirmişti.
Politika faizi ise 8,5 seviyesinden yüzde 50'ye kadar çıkarıldı, Aralık 2024'te başlayan faiz indirim süreciyle bu oran 42,5'e çekildi.
Ekonomistlere göre, 19 Mart'ı takip eden üç gün içinde yaklaşık 25 milyar dolar rezerv satışı yapıldı. Bu, iki yılda biriktirilen swap hariç net rezervin yüzde 38'ine denk geliyor. Bu da Türkiye'nin ekonomideki son iki yıllık kazanımlarının ciddi bir kısmının kaybedildiği anlamına geliyor.
Eğer siyasi kriz derinleşirse, kur ve faizin sıçrayacağını ve ardı sıra enflasyonun yükseleceği endişesi de mevcut.
Şunu yazmadan yapamayacağım; belki koca Türkiye ekonomisinin yanından emekli ikramiyesinin lafı mı olur diyenler olabilir ama önemli. Kriz nedeniyle emeklinin bayram ikramiyesindeki bin liralık artış maalesef Meclis’ten geçemediği için ödenemedi. Dün geçen yılki miktar olan 3 bin lira emeklilerin hesabına yatırılmaya başlandı. Yani yine olan emekliye oldu.
TÜRKİYE’NİN CİDDİ REFORMLARA İHTİYACI VAR
Öte yandan bu gelişmeler, sistemin işleyişine dair yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi, belediye yasaları, ihale kanunları gibi birçok konuda reform ihtiyacı gün yüzüne çıkıyor. Eğer bu süreç bir değişim dalgasını tetiklerse, Türkiye siyaseti önümüzdeki yıllarda köklü bir dönüşüm geçirebilir.
Kısa vadede bu karar, muhalefeti bir araya getirdi, CHP ve İYİ Parti arasındaki buzları eritmeye başladı. İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu’nun açık desteğini Saraçhane sürecinde gördük. Ancak uzun vadede siyasette kimin kazançlı çıkacağını belirleyecek olan şey, bu süreçten kimin toplumsal meşruiyetini artırarak çıkacağıdır. Eğer AK Parti, ekonomik sorunları çözemeden siyasi hamlelere ağırlık verirse, 2028 seçimleri için bugünden riskli bir sürece girebilir.
Siyasette dengeler her an değişebilir. Ancak bir gerçek var ki, Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve ekonomik istikrar yolunda ciddi reformlara ihtiyacı var. Bugün yaşananlar, belki de gelecekte bu değişimin ilk kıvılcımı olacak.
Parlamenter sistem döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Devlet, Tarım ve Orman Bakanlığı görevinde bulunan AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik, Türkiye’nin en deneyimli siyasetçilerinden biri. Çelik, dün akşam Kültürpark’ta birlikte uzun yıllar birlikte görev yaptığı partili arkadaşlarına Kül
33 yıl Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın sekreterliğini yapan ve ardından Bursa Çimento, Bursa Beton ve Çemtaş gibi kuruluşların yönetim kurulu başkanlığı gibi önemli görevler üslenen Ergun Kağıtçıbaşı’nı kaybettik. Bursa’nın sanayi dönüşümüne öncülük eden isimlerden biri olan Kağıtçıbaşı’nın vefa
Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey, Mart Ayı Değerlendirme Toplantısı’nda BUSKİ ve kentin su yönetimi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Dün sabaha karşı Uludağ’daki bir otelde çıkan yangın ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve ardından yapılan gösteriler a
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler sonrası 6 Şubat’ın Türkiye’nin depreme hazırlanması konusunda bir milat olacağı değerlendirmeleri yapıldı. Depremler yıkılan binalar ve kaybedilen canlarla değil, aynı zamanda bilim dünyası için de önemli ders
Bursa İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Başkanı Şeref Demir, AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programında, kentsel dönüşüm konusunda önemli açıklamalar yaptı. İşin ticari yönünü bir kenara bırakıp, bu sürece sosyal sorumluluk anlayışıyla yaklaştıklarını vurgulayan Demi
Değerli yazarımız Namık beyin evvelki köşe yazısında okuduklarım ile ülke idaresinin çiftçi,besici,işçi ile emeklisini zaten feda ettiğini biliyorduk amma sanayiciyi de feda ettiğini o yazıda okuyup öğrendik.Ben ekonomistim ,onlar ne anlar ekonomiden,diyenin ekonominin e'den bihaber olduğu kesin.
Siyaset deyiş çekama chp tariytensilinecek