Biri elektrik elektronik, diğeri havacılık mühendisi. Üstelik çelik sektöründe kendilerine ait firmaları da var. Farklarının ortaya çıkması için sosyal bir yatırım olarak gördükleri balık restoranı açtılar. Adını da
Karadeniz şivesiyle 'Paluk'
koydular.
Girişimcilik, tıpkı liderlik gibi bazı insanların ruhuna işlemiştir. Yerlerinde duramazlar, mutlaka bir hedefleri vardır ve bunu gerçekleştiremedikleri zaman mutlu olamazlar. Birçok başarı öyküsünün ardında da girişimcilerin hayalleri yatar. Sadi Pirselimoğlu ve Levent Akkuş da Bursa'da hayalleri olan iki girişimci. Dostluğu birlikte görev yaptıkları metal sektörü devleri arasında yer alan firmada çalışırken başlamış. İkisi de Türkiye'nin seçkin üniversitelerinden biri olan ODTÜ mezunu. Biri 16 diğeri 10 yıl çalıştıkları şirketten aynı gün ve saatte istifa ederek birlikte çelik sektörüne hizmet veren Patech Metal'i kurdular.
Kurdukları şirkette başarılı işlere imza atmak içlerindeki girişimcilik ruhunu daha fazla ateşlemişti. Farklı bir konsepte maddi kazançtan çok sosyal bir ihtiyaç olan yeni bir işyeri açmaya karar verdiler. Bu kararı almaları o kadar uzun da sürmedi. Balık restoranı fikri ikisinin de kafasında 10 saniye içinde oluştu.
Bunda hem girişimcilik ruhunun hem de yurtiçi ve yurtdışına yaptıkları seyahatlerin de etkisi oldu. Farklı bir işletme ortaya koymak istiyorlardı. Karadenizli olmalarının yanı sıra evde ara sıra yaşadıkları mutfak deneyimleri nedeniyle konuya ilgileri de vardı. En kolay olanı ise isim oldu. Karadenizliler, vazgeçilmezleri olan balığa da sevimli bir isim koymuşlardı: Paluk.
Restoranın ismi de bulununca kollar sıvandı. Fazla uzun bir süre değil aslında ekim ayının ortasında alınan yüksek kaliteli bir restoran için yer olarak Eker Park seçildi.
Ama iki ortağın da mühendis olması, yani ince eleyip sık dokuma, en küçük ayrıntıya dikkat etme özelliği bu noktada devreye girdi. Önce mutfağa büyük bir yatırım yapıldı. Balık restoranlarındaki deneyimlerinde en çok kafalarına takılan balık kokusunun müşterinin üzerine sinmesiydi. En büyük yatırımı havalandırmaya yaptılar.
Ardından sıra deneyimli ekibe geldi. En büyük zamanı ve çabayı ekip için harcadılar. Hatta açılışı geciktirme pahasına da olsa isterikleri ekibi kurmayı başardılar. Şimdi Sefer İnce yönetimindeki ekip, damak çatlatan türden lezzetlerle Bursalıların karşısına çıktı.
Şadi Pirselimoğlu ve Levent Akkuş'un zaman zaman yamaklık yaptığı şefleri Sefer İnce alanında kendisini çok iyi yetiştirmiş, büyük beğeni kazanmış bir mutfak sanatkârı. Ekibin en büyük motivasyonu heyecan verici geri dönüşler almalarıyken en büyük hedefi ise bu beğeni seviyesini kaybetmemek ve geliştirmek.
Şadi Pirselimoğlu ve Levent Akkuş'la mühendislikten balık restoranına uzanan girişimcilik öyküsünü konuştuk.
Nereden çıktı balık restoranı fikri?
Farklı bir şey yapmak istedik. Yapmaya, pişirmeye merakımız var. Restoran ortamında mutfaktan bir şey çıkarmak bir meslek. Ayrı bir şey. İşin sosyal yönünü de düşündük. İyi bir balık restoranı müşterisiydik. Farkındalık yaratmak için 10 saniyede karar verip, kararımızı hayata geçirdik.
Balık restoranlarında ne arıyordunuz? Sizin aradıklarınız restoranınızda bulunuyor mu?
Önceliğimiz restoranın yoğun kokusuydu. Bunun için havalandırma sistemine büyük harcama yaptık. Bizim restoranımıza gelen balık yemesine rağmen balık kokmadan çıkabiliyor.
İkinci konu, masaya gelen hem gözümüzü doyursun hem de lezzeti yerinde olsun beklentimiz vardı. Bir de sunulan ürünün hak ettiği fiyat da önemli. Burada güzel, doyurucu bağımlılık oluşturan tatlar yaratmaya çalışıyoruz. Daha şimdiden 'bunu duydum. Denemek istiyorum' diyenler var.
'Her çocuğa balık yedirebiliriz' iddianız var. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Balık çocuklar için vazgeçilmez bir besin. Aileler de bunun farkında. Bu konuda iddialıyız. Normal balık formatında değil, köftesi, böreği, çorbası, simidi ve soslu olarak sunduğumuz balık ürünlerini çocuklar severek yiyor.
Bu yıl balık sezonu istenildiği gibi gitmiyor.Taze balık bulmakta güçlük çekmiyor musunuz?
Denizden çıkan bir şey varsa o bizi bulur. Kimsede karides yokken bizde çok güzel karides olur. Üç ay oldu açalı. Tamamen yıllar öncesi hukuklarımızdan gelen avantajlarımız oluyor. Balık halinden tutun da Gemlik'teki olta balıkçılarına kadar bağlantılarımız var. Biz de her zaman taze balık bulunur.
Levrek simit nasıl bir tat? Ustanın sırrı var mı?
Önce yufkası hazırlanıyor. İçinde de terbiye edilmiş levrek var. Sonra hazırlanan sosa batırılıp, susam ekleniyor. Ardından kızgın yağda pişiriliyor. Altında da patlıcan ezmesi yatağı var. Şefimizin elbette ki sırları var. Sadece simitte değil, diğer sunumlarımızdaki sosların tamamını kendisi hazırlıyor. Hazır sos bugüne kadar restoranımıza girmedi. Tabii sırlarını öğrenmek mümkün değil. Çok zorlarsanız bir eksik veririm diye espri yapıyor.
Spesiyal ürünleriniz var mı?
Önceliğimiz mevsim balıklarını sunmak. Mezeler, balık çorbası, levrek simidi, balık böreği, balık köftesi, karides ve kalamar değişmeyen lezzetlerden. Müdavim yaratan soslu sunumlar da menüde yer alıyor. 'Levrek Simidi', 'Gorgonzola Soslu Levrek ve Mint Soslu Levrek'ler mutlaka tadılması gereken lezzetler arasında.