Türkiye’de büyümenin lokomotiflerinden biri olan inşaat sektörü 2018 yılındaki döviz kriziyle başlayan pandemi ile devam eden ve en son Ukrayna savaşı ile zirveye çıkan süreçte ciddi bir daralma yaşıyor. Oysa sektör pandemi öncesi ekonomideki büyümenin en önemli itici güçlerinden biriydi.
Sektör durgunluğa girince arz düştü, üstüne fiyat artışları da eklenince konut fiyatları ve buna bağlı olarak kiralar uçtu.
Artan nüfus, kalabalık aileler yerine bireysel yaşantı tercihinin artması dolayısıyla Türkiye’de yılda 800 bin konuta üretmek zorunda. Ancak baktığınızda bu rakam 126 bin de. Bursa’daki ihtiyaç ise yılda 20 bin konut. Geçmiş yıllarda bu rakama ulaşıldı. Ancak gelinen noktada ruhsat sayısı sadece 4 bin. Yani yeni konut projesine başlanmıyor. Hem artan konut fiyatları hem de konut eksikliği nedeniyle kira fiyatları ise astronomik rakamlara ulaşıyor. Ortalama kira neredeyse 6 bin lira ulaşmış durumda.
Hükümet de dar gelirlilerin konut ve arsaya ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla cumhuriyet tarihinin en büyük konut hamlesini başlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre, 81 ili ve tüm ilçeleri kapsayacak proje 2023 ile 2028 yılları arasında tamamlanacak. Bu kapsamda 500 bin sosyal konut, 250 bin konut amaçlı arsa ve 50 bin iş yeri yapılacak. Erdoğan’ın açıklaması toplumda büyük yankı uyandırdı ve insanlar başvuru sırasına girdi.
ASTV’de yayınlanan Gözlem Kulesi’nin konuğu olan İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç ile sosyal konut projesinin inşaat sektörünü nasıl etkileyeceğini konuştuk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı sosyal konut projesini desteklediklerini vurgulayarak konuşmasına başlayan Andıç, bu adımla dar gelirlilerin ev sahibi olmasının yanı sıra ekonomiye de canlılık getireceğini söyledi. İnşaatın perdecisinden beyaz eşya satan esnafına kadar 200’ün üzerinde sektörü doğrudan veya dolaylı olarak etkilediğine dikkat çeken Andıç, diğer sektörlerin tetiklemesiyle beraber 500 milyar liralık yatırımın katlanarak bir trilyona ulaşabileceğini ve istihdama fayda sağlayacağını ifade etti.
Ancak, sektörün bu konuyla ilgili kırmızı çizgileri var. Andıç, programda bunları da anlattı:
‘Bu konutlardan kesinlikle dar gelirliler yararlanmalı. Yatırım aracı olmamalı ve satış koşullarında gri alanlar bulunmamalı. Bizim açımızdan diğer önemli bir konu; nasıl ki bu konutlardan yararlanmak isteyen vatandaşlara o bölgede belli bir süre ikamet zorunluluğu getiriliyorsa aynı müteahhitler için de olmalı. Örnek vereyim Bursa’da yapılacak konutların ihalesi bu şehirde faaliyet gösteren ve kriterlere uyan müteahhitlere verilmeli. Ticari hacmi ilgili şehirlere yaymamız lazım. Merkezi noktadan gelip bu işlerin yapılmasını doğru bulmuyoruz’
Arsa satışı ile ilgili konuya da değinen Andıç, proje ile hisseli arsa satılacağı, daha sonra alıcıların bir kooperatif kurarak bir yılda inşaata başlamaları iki yılda da en az su basman seviyelerine getirilmesi şartı konulduğunu hatırlattı ve bu konuda da müteahhitlerin devreye girmeleri gerektiğine dikkat çekti. Andıç, şöyle devam etti:
'Biz bugün neden kentsel dönüşüm yapıyoruz? Binalar mühendislik ve müteahhitlik hizmeti görmediği için. Kurulacak kooperatiflerin yanlış ve ucuza mal etme kaygısıyla eksik üretim yapması sıkıntılara neden olacaktır.
MÜTEAHHİTLER İÇİN DE ARSA ÜRETİLMELİ
Proje kapsamında ilk etapta 2 yılda 250 bin konut üretiminin planlandığına dikkat çeken Andıç’a göre, hamle, fayda sağlamakla birlikte Türkiye’nin konut ihtiyacını karşılayamaz. Çünkü her yıl Bursa’da 20 bin, Türkiye genelinde de 800 bin konuda ihtiyaç var. Yılda 650 bin konut üretecek özel sektörün bu konuda önünün açılması gerekiyor. Atılacak önemli adım ise tıpkı vatandaşlara yapıldığı gibi müteahhitlik firmalarına da imarlı arsa temininin gerçekleştirilmesi. Böylece inşaat maliyetlerini neredeyse ika katına çıkaran arsa maliyetinin önüne geçilmiş olur.
Diğer bir konu ise bu konutların nasıl yapılacağı? Çünkü inşaat sektörü nitelikli eleman konusunda sürekli kan kaybı yaşıyor. Devam eden projeler için usta bulunamıyor. Mustafa Andıç, Bursa’daki projesi için 20 yıl önce Marmaris’te çalıştığı ekibi getirmek zorunda kalmış. Ustaların büyük bir bölümü tıpkı doktorlar ve mühendisler gibi yüksek ücretle yurt dışına gidiyor. Türkiye’de kalanların yaş ortalaması ise 50’nin üzerine çıktı. Andıç, ‘Herkes çocuğunun üniversitede okumasını istiyor. Ancak artık bir seramik ustası, tesisatçı veya elektrikçi mühendisten çok daha rahat iş bulup, daha fazla para kazanıyor. O yüzden eğitim konusunda ciddi seferberlik başlatmak gerekiyor’ dedi.
KAMU İHALELERİNE GİRECEK MÜTEAHHİT BULUNAMIYOR
Sosyal konut hamlesi ile ilgili önemli bir ayrıntıya da dikkat çeken Mustafa Andıç, kamu ihaleleriyle ilgili bu sorunu Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’ye de anlattığını söyledi.
Türkiye’de 90 bin civarında kamu müteahhidi bulunduğunu ve gelinen süreçte çok sayıda müteahhidin battığını, büyük bölümünün de sermaye kaybına uğradığını ifade eden Andıç, şöyle devam etti:
‘Paketten ve ciddi bir projeden bahsediyoruz. Peki, bunu kimler yapacak. Sonuçta bunu ihale etmek zorundasınız. Son üç aydaki duruma baktığımızda durum hiç iç açıcı değil. Taahhüt müteahhitleri, 3 aylık sürede 102 tane sağlık bakanlığı, 76 tane gençlik ve spor bakanlığı, 45 tane valilikler okul ihalesi 31 tane de TOKİ ihalesine kamu müteahhitleri katılmamış. Müteahhit bulunamıyor. Kiminle yapacaksınız bu konutları ?’
Peki, müteahhitler neden ihalelere girmiyor? Bu sorunun yanıtını veren Andıç, ‘Yıllık ödenen fiyat farklarıyla gerçekleşen rakamlar arasında büyük fark var. Müteahhit iflas edeceği işe girmiyor. Bunun çözümü fiyat istikrarının sağlanmasından geçiyor.
Sosyal konut projesinin kamuya da ciddi yük getireceğini savunan Andıç, ‘TOKİ’nin geliri ve konutlar için vatandaştan alınacak para belli. Maliyetlere göre hazineden bu proje için 450 milyar kaynak ayrılması lazım. İşin bu yönü de çok önemli’ dedi.