Hava Durumu

Can dostlarına kıymayın efendiler; Ancak çözüm de bulmak lazım

Yazının Giriş Tarihi: 20.07.2024 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.07.2024 08:04

Yerel seçimler sonrası gündeme gelen ve sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan yasa teklifinin TBMM’deki görüşmelerine başlandı. Yasaya tepkiler o kadar yoğun ki emekli zamları ve asgari ücret tartışmalarını geride bıraktı. Can dostlarına kıyılmasına herkes karşı ama çözüm de bulmak lazım.

Konuya detaylandırmadan daha iki gün önce izlediğim bir Amerikan filminde yaşanan sahneyi daha sonra da can dostlarına karşı kendi yaşamımdaki değişimi anlatayım.

Hikâye aslında mecliste görüşülen yasada karşı çıkılan ötenazi konusuna da dikkat çekiyor.

Hollywood filmi, dahi bir kızın öyküsü üzerine kurulu. Anne ve babasının kaybı üzerine aile arasında paylaşılamayan çocuk bir korucuyu aileye verilir. Koruyucu aileye verilen minik kızın bir gözü kör sarman bir kedisi de vardır. Aile bir süre sonra kediden kurtulmak için onu barınağa gönderir, küçük kıza da kaçtığı söylenir.

Tesadüf bu ya kızın da birlikte yaşamak istediği dayısının öğretmen arkadaşı okul panosunda tek gözlü sarmanın sahiplendirme ilanını görür. Sahiplenilmezse uyutulacaktır. Öğretmenin haber vermesi üzerine hızla barınağa giden dayı kediyi son anda ebedi uykuya dalacağı iğne vurulmadan önce kurtarır. Sonra kediyi alarak yeğeninin yanına giderek onu da koruyucu ailenin yanından alır.

Meclisten geçecek yasa ile sokakta yaşayan can dostlarını bekleyen akıbet de maalesef bu.

Şimdi daha küçük bir çocukken ta 30’lu yaşlara kadar devam eden travmaya neden olan köpek saldırısını anlatayım.

Aslında bunu daha önceki yazılarımda birkaç kez kaleme almıştım.

Daha dokuz yaşındayken tamamen kendi hatam yüzünden bir köpeğin saldırısına uğramış, bacağımdan yaralanmıştım. Köpeğin bacağımı ısırması yetmemiş gibi her gün karnımdan kuduz iğnesi yemiş, iğnenin vurulduğu yer apse yapmıştı. Bu olay sonrasında kediden korkar, köpek gördüğümde yolumu değiştirir hale gelmiştim.

Oysa babam köpekleri çok sever, çocukluk günlerimin geçtiği Diyarbakır’ın avlulu taş evlerinde yakın çevremizde insanlar ya kedi ya da kuş beslerdi.

Sonraki yıllar hep bu korkuyla geçti.

Karakaya Barajı’nda bu korkum yüzünden 100 metrelik uçurumdan yuvarlanmama ramak kalmıştı.

Canlı dostları arkadaşlarımın tüm çabalarına rağmen bir türlü korkumu yenememiştim.

Kızımın ısrarıyla sahiplendiğimiz ‘Behlül’ü tanıyıncaya kadar. Sarışın şirin mi şirin bir yavruydu. Babası asık suratlı bir İran, annesi ile iki renkli gözlere sahip bir Van kedisiydi.

İki ırkın da en güzel özelliklerini almıştı. Yumuşacık upuzun tüyleri, bal rengi gözleri vardı. Ne babası gibi miskinliği seviyor, ne de annesi gibi sudan hoşlanıyordu. Tam bir melezdi sizin anlayacağınız.

Kısa sürede tüm ailenin kalbini çalmasını bildi. Aradan geçen yıllar içinde çok şey değişti. üç yılda hayatımda çok şey değişti.Behlül” sayesinde köpeklerden korkum kayboldu, en önemlisi de asıl korkulacak olanın can dostları değil insanlar olduğunu anlamaya başladım.

Şimdi evimizin önünde beslediğim yine melez bir sokak köpeği olan Tarçın da ailemize katıldı. Bühlül’ü kaybettik ama hem evin çevresinde hem de Sönmez Medya’da sokak kedileri ve köpeklere bakmaya devam ediyorum

Onların bizden beklediği tek şeyin ne olduğunu geç de olsa öğrendim. Uzun yıllar kaybetmiş ama kısa zamanda arayı kapatmıştım.

SON ÇARENİN GENEL UYGULAMA HALİNE GELMESİNDEN KORKULUYOR

Yeni yasaya gelince;

AK Parti tarafından hazırlanan 17 maddelik yasa tasarısı bir süre önce Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından meclis başkanlığına sunulmuş ve hızla Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlanmıştı. Komisyon toplantısına hayvan hakkı savunucuları alınmazken sokaktaki köpeklerin katlini destekleyen grupların toplantı salonuna alınması birçok ilde protesto edilmişti.

Güler, yasa tasarısını meclise sunarken yaptığı açıklamada, son 20 yılda 2,5 milyona yakın sahipsiz köpeğin kısırlaştırıldığını, 550 bininin de sahiplendirildiğini belirterek, sokak hayvanlarının barınaklara alınması, sahiplendirilmesi, kısırlaştırılması konusunda belediyelerin aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu ve kuduz riskli vakaların arttığını savundu.

Tasarı yasalaşırsa belediyelere; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi yapma, yani bu hayvanları öldürme yetkisi veriliyor.

Muhalefet ve hayvan hakları savunucularına göre, ötenazi maddesi çok tehlikeli. Son çare olarak gösterilen yöntemin genel uygulama haline getirilmesinden korkuluyor.

Ancak tasarıda yer alan hayvanını sokağa terk edenlere 60 bin lira, barındırılan hayvanı sokağa terk eden belediyelere de hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilmesi, sokak köpekleri için gerekli kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile hayvanlar için ayrılan kaynağı başka amaçlarla kullanan belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesi hükümleri konusuna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum.

Ayrıca belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak ve en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.

Hayvanseverler tasarının meclisten çekilmesini istiyor. Bence yasa tasarısını çekmek yerine fırsat varken iktidar da itirazlara kulak vererek düzenleme yapılmasını sağlamalı. Yoksa can dostlarına kıymak sorunu çözmez.

BURSA’NIN GELECEĞİ İÇİN BU ANKETE HERKESİN KATILMASI GEREKLİ

Bursa’nın yol haritasını belirleyecek olan ‘2025-2029 Stratejik Plan’ çalışmalarını katılımcı anlayışla sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, “Kentin geleceğinde benim de görüşüm yer alsın” diyen vatandaşlar için www.bursa.bel.tr/anket adresi üzerinden başlattığı anket çalışmasını sürdürüyor.

2025-2029 Stratejik Planı’nı ortak akılla oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Derya Özgök, www.bursa.bel.tr/anket adresi üzerinden yapılan anket çalışmasıyla 5 yıllık dönemde odaklanılacak alanların belirleneceğini belirtti.

Vatandaş görüşlerinin stratejik planın oluşturulmasında önemli faktör olduğunu dile getiren Özgök, “1 Nisan itibariyle Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planlama çalışmalarına başladık. Çalışmalarımız, tüm paydaşlarımızı kapsayacak şekilde Başkanımız Mustafa Bozbey’in katılımcılık anlayışıyla devam ediyor. Bizim en önemli paydaşımız olan vatandaşlarımızın görüş ve önerilerini ayrıca önemsiyoruz. Anket çalışmasıyla odaklanacağımız alanları ve önceliklerimizi Bursalılarla birlikte belirleyeceğiz. Anket çalışmasını bu yüzden önemsiyoruz. Vatandaşlarımız, www.bursa.bel.tr/anket adresine girerek görüşlerini bizimle paylaşabilir. 28 Haziran’da başlatılan vatandaş beklenti ve öneri anketi, 31 Temmuz’da sona erecek” dedi.

Yıllardan beri yerel yönetimlerin vatandaşa sormadan proje yaptıkları konusunda eleştiriler yapılır. Hepimiz elimizden cep telefonlarını düşürmüyoruz. İşte size fırsat. Katılımcı yönetim için ankete katılarak görüşlerinizi yazabilirsiniz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.