Bursa’ya yöneticilik yapacak bir hekim bulmak bu kadar mı zor?

Ankara’da uzun yıllar Bursa’yı temsil eden bir parlamenterle yaptığımız sohbeti anlatarak başlayayım.

‘Bürokraside neden Bursalı sayısı çok az sorum’ üzerine parlamenter dostumuz, ‘Bu durum Bursa’nın yapısından da kaynaklanıyor. Bursa’da başarılı olanlar ticaret veya sanayici olmayı tercih ediyor. O yüzden uzun yıllar süren ve çeşitli faktörlerin etkilediği kariyer yapan bürokrat sayımız çok az’ yanıtını vermişti.

Yine geçmişte bakanlık yapan Bursalı bir siyasetçi de ‘Hem parlamenterlik hem de bakanlık dönemim de başka illerden gelen partililerin taleplerinin büyük çoğunluğu atamayla ilgiliydi. O bölgenin vekilleri kendi hemşerilerini üst düzeylerde görevlendirmek için çaba harcıyorlardı. Bakan olduktan sonra ben de Bursalı bürokrat arayışına girdim. Maalesef bir ya da iki taneydi’ demişti.

Bu iki anekdotu anlatmamım nedeni, Bursa Sağlık Müdürlüğü’ndeki değişim.

Bursa’da 20 Eylül 2023 tarihinde görevden alınan Fevzi Yavuzyılmaz'ın yerine atanan Dr. Orkun Yıldırım, önceki gün 1,5 yıldır sürdürdüğü görevinden sağlık gerekçesiyle istifa etti.

Dr. Yıldırım, uzunca bir süredir hastalığı nedeniyle ağır bir tedavi görüyordu.

Yıldırım’ın yerine Bursa sağlık müdürlüğü için 6-7 adayın ismi geçiyor. Atamayla ilgili yine siyaset çarkı devreye girecek. Birinci derece etkili olacak isim AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan olacağı şüphesiz bir gerçek.

Gürkan’ın yanı sıra etkili olan sosyal organizasyonlar, hemşericilik de etkili olacak.

Ancak bu tür durumlarda işleyen bir sistemi de unutmamak lazım. Bu sadece sağlık bakanlığında geçerli olan bir durum değil. Nihai karar verici olan bakan, çeşitli yerlerden önüne gelen isimler arasında tercih yaparken, çoğu zaman, ‘Bunu yaparsam o kırılır, onu yaparsam şunlar gönül koyar’ endişesi de taşır. Sonunda bakan adaylar arasında yer almayan birini müdürlük makamına atar.

Böylece kimse gönül koymaz, tepki gelirse de bakan üslenmiş olur.

Oysa Bursa gibi dev bir metropole dönüşen Bursa’nın sağlık sorunları her geçen yıl katlanarak büyüyor. Şehir Hastanesi’nin yapılmasıyla bir süre ötelenen yoğun bakım yatağı sorunu hala devam ediyor. Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi bir türlü tamamlanamadı, büyük hastanelerin hepsinde sorunlar var. Bu kentin sorunları da ancak Bursa’da yaşayan ve kenti bilen uzman isimlerin uzun soluklu görev yapmalarıyla çözülür.

Geçmişte bunun örneklerini gördük.

Dr. Hüseyin Hüsnü Serdar ve Dr. Özcan Akan çok uzun soluklu hizmet veren müdürler olmuştu. 9 yıla yakın süre görev yapan Dr. Akan, tüm ilçelerde hastanelerin yenilenmesinin yanı sıra Şehir Hastanesi’nin kurulması konusunda da etkin görev yapmıştı. Onun döneminde Bursa, organ bağışında Türkiye birincisi olmuş, Avrupa’da da ilk sıralarda yer almıştı.

Sağlık Bakanlığı atama yaparken Bursa’nın sağlıkla ilgili gelecek vizyonunu oluşturacak, Bursa’yı yakından tanıyan ve sorunlarını bilen bir ismi tercih etmeli.

Tersi olur, yine Bursa’yı tanımayan bir isim atanırsa, 6 ayı adaptasyonla ikinci altı ayı kadro oluşturmakla geçer. Sonunda da değiştirilince Bursa’nın sorunları devam eder.

Bursa’ya yöneticilik yapacak bir hekim bulmak bu kadar mı zor olmasa gerek…

ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR’İN DE YOLU GEMLİK’TEN GEÇMİŞ

Atatürk’ü en iyi anlatan kitap hangisidir diye sorsanız; hiç tereddütsüz, Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam adlı eserini söylerim.

Okuduğunuzda hem Mustafa Kemal’i hem de yaşamının kesitlerinin yer aldığı dönemi öğrenirsiniz. İlgi alanımda olduğu için geçtiğimiz aylarda Şevket Süreyya Aydemir’in yaşamının son bölümünü Gemlik’in Umurbey ilçesinde geçirdiğini öğrenince bu konulara meraklı Gemlikli gazeteci Mustafa Emre Özgen’i aradım.

Son aylarda Gemlik tarihine iz bırakan isimleri araştıran Özgen’e bu konuda en önemli kaynaklardan birinin Gemlik Körfez Gazetesi sahibi Kadri Güler olduğunu söyledim. O da zaman kaybetmeden Güler’i kameranın karşısına oturtmayı başardı. Üstelik Gemlik Körfez Gazetesi’nde yayınlanan konuyla ilgili nüshalarla birlikte.

Sonunda çok güzel bir röportaj ortaya çıktı. Youtube’de Özgen’in kanalında yayınlanan söyleşiyi izleyebilirsiniz.

Kadri Güler’in Şevket Süreyya Aydemir’in Gemlik günleriyle ilgili anlattıklarına gelince;

Başta, ‘Tek Adam’, ‘Suyu arayan adam’, ‘Enver Paşa’ gibi eserlerinde bulunduğu 18 kitabı bulunan Aydemir, Kadri Güler’in anlattıklarına göre, merhum Cumhurbaşkanı Celal Bayar dolayısıyla Umurbey’e gelmiş isimlerden biri.

Bayar, Umurbey’in özgün yapısının korunması için ahşap evler yapılmasını istemiş, tonlarca kereste Umurbey’e getirilmiş ve evlere başlanmış ama 27 Mayıs olunca yarım kalmış. Sonrasında tamamlanan evlerden birini de Aydemir alarak burada yaşamaya başlamış.

Umurbey’de yaşarken de Gemlik’e sürekli iniyormuş. Sendika toplantılarına katılmanın yanı sıra gençlerle de buluşan Aydemir, Kırmızı Mektuplar kitabını da burada yazmış.

Öğretmenlikten gazeteciliğe geçen Kadri Güler, birkaç kez Aydemir ile görüşmüş, gazetesinde birlikte çay içip sohbet etmişler. Aydemir o yıllarda bile Gemlik körfezinde sanayi tesislerinin kurulmasına karşı çıkmış ve körfezin korunmasını istemiş.

Hikayenin en hazin yönü ise ani ölümü sonrası yaşanan gelişmeler. Aydemir ölünce oğlu kitaplarını Orhangazi ve Gemlik’te satmış. Kadri Güler’in en üzüldüğü konulardan biri de bu. Oysa o kitaplar korunabilse bugün Celal Bayar müzesinin yanı sıra Umurbey’de ikinci bir müze olur ve bayağı ilgi çekerdi.

Kadri Güler, Gemlik’in yaşayan tarihi ve onun arşivi de hazine değerinde. Bunlara da şimdiden sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum.