Hayatta bazı anlar vardır ki, geleceğin yönünü belirler. Tıpkı bir yol ayrımında hangi istikamete sapacağımıza karar verirken olduğu gibi…
İş dünyasında da şehirlerin ve ülkelerin kalkınma süreçlerinde de yeni bir hikâye yazma cesareti gösterenler, geleceği şekillendirir.
Geçtiğimiz günlerde Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Kalder Bursa Şubesi ile ortak düzenlenecek olan Bursa Sürdürülebilirlik Ödülü tanıtım toplantısında bu konuya dikkat çeken mesajlar verdi.
BUSİAD’ın 47 yıldır, saygınlık, liderlik, tarafsızlık, katılımcılık ve “Sürdürülebilirlik” değerlerini koruduğunu ifade eden Kayalar’a göre, artık sürdürülebilirlik bir rekabet faktörü ve geleceğin bugünden tasarlanmasına yardımcı olan bir unsur olarak görülüyor. BUSİAD da bunu yeni bir tür yönetim felsefesi olarak yorumluyor. Çünkü sürdürülebilirlik anlayışı günümüz dünyasının bir gereği olarak karşımıza çıkıyor.
Bursa Kalder ile kalite konusunda 1998 yılında başlayan ve 27 yıldır devam eden paydaşlığın ‘Sürdürülebilirlik ile yeni bir aşamaya geçtiğinin altını çizen Küçükkayalar, Bursa’nın sürdürülebilir bir yaşam kentine dönüşmesini ve Türkiye’ye örnek olmasını istediklerini söyledi.
Küçükkayalar, 1960’lı yıllarda ne olursa olsun üretelim paradigmasının hakim olduğunu, zaman geçtikçe başka kavramlar konuşulduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
‘Önce kaliteli üretim, sonra çevreci üretim, şimdi de sürdürülebilir üretim kavramları hayatımıza girdi. Bursa ve Türkiye olarak yeni koşullara çok çabuk uyum sağlıyoruz. Eksiğimiz, oyunu ve kurallarını belirleme ve onları sürdürülebilir kılma noktasında. Hayatın bu hızlı akışında sürdürülebilirliğin koşullarına da uyum sağlayacağımıza inancımız tam. Ancak, yapay zekanın da işin içine girdiği bir dönemde geleceği iyi anlayıp yeni koşulların oyun kurucusu olmak için uğraşmalıyız. Yapay zekâ dönemi endüstri 4.0’ın zirvesi ve diğer 3 sanayi devriminden belki de en kolay uyum sağlama şansına sahip olacağımız bir dönem. Çünkü burada sermaye ve hammadde ihtiyacı diğer dönemlere göre daha farklı ve uyumlanmamız da daha kolay. Burada en büyük sermaye insan. Yetişmiş insanla yapay zekada önemli bir yol kat edebilir ve oyunda biz de varız diyebiliriz’
‘Bugün gelinen noktanın en büyük dezavantajın ise bu dönemi kaçırmak olduğuna dikkat çeken Küçükkayalar, ‘Bu durum bizlere diğer 3 sanayi devrimini kaçırmaktan daha ağır bedeller ödetebilir. Sürdürülebilirlikle bağımız istediğimiz düzeyde oluşmayabilir. Orta gelir tuzağından kurtulamayabiliriz’ dedi.
“Aslında hem Bursa olarak hem ülke olarak global konjonktürün de sağlayacağı avantajlarla yeni bir hikâye yazmamızın tam sırası” diyen Küçükkayalar,şöyle devam etti:
“Yapmamız gereken, yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümü içselleştirip, bunu çevresel, sosyal ve ekonomik açılardan sürdürülebilir kılmaktır. Paradigmasını yeni döneme uyumlandıran toplumlar, yeni bir hikâye yazma şansına sahip olur’
BUSİAD-Kalder Bursa Şubesi paydaşlığıyla verilecek ödül için başvur süresi 25 Mart 2025’te sona eriyor.
Bursa, bugüne kadar değişime hızlı uyum sağlayarak gücünü korudu. Ancak artık uyum sağlamak yetmez; oyunun kurallarını belirleyen şehirlerden biri olmalıyız. Bugün, bu dönüşümü başlatmazsak, yarın başkalarının yazdığı senaryoya uymak zorunda kalırız.
Toplantıda konuşulan her şey, aslında Bursa’nın ve Türkiye’nin geleceği için bir uyarı niteliğindeydi. İş dünyası, akademi ve kamu, bu yeni dönemin farkına varıp ortak hareket ederse, Bursa sadece sanayi şehri değil, sürdürülebilir başarı hikayesinin de merkezi olabilir.
Başarı, doğru zamanda doğru adımı atmakla gelir. Ve tam da şimdi, yeni bir hikâye yazmanın vakti.
50 YILLIK TANIKLIK; MARMARA’YI KURTARABİLİRİZ
Gemlikli gazeteci Mustafa Emre Özgen, geçtiğimiz günlerde Atatürk’ü anlatan en iyi kitaplardan biri olan Tek Adam kitabının yazarı Şevket Süreyya Aydemir’in Gemlik günlerini mercek altına almış ve dönemin tanıklarından Gazeteci Kadri Güler ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirmişti.
Özgen’den 50 yıllık Gemlik tanıklığı ve Marmara’daki kirliliği konuşma teklifi gelince hemen kabul ettim. Çünkü geçmişteki tanıklıkların yazılmaması veya kayda alınmaması nedeniyle hem uzak hem yakın tarihimizi yazmakta zorluk çekiyoruz.
Peki neler anlattım?
Aslında aile hikayemiz ve Gemlik’e gelişimiz bir ironi içeriyor. Babam, bugün Marmara Denizi’nin kirlenmesinin nedenlerinden biri olarak gösterilen azot sanayi inşaatının yapımı için Gemlik’e gelmişti.
Gemlik’in hemen girişindeki Karsak Deresi köprüsünü geçtikten sonra deniz kıyısındaki ilk apartmanda oturuyorduk. Birinci kattaki dairemize o zamanlar deniz kayalarla doldurulmadığı için dalgalar vuruyor, pencereden tertemiz su da yüzen kefal balıklarını izliyorduk.
Geçtiğimiz günlerde müsilajı görüntülemek için dalgıçların inceleme yaptığı Harmankaya ise hafta sonları en çok eğlendiğimiz yerlerden biriydi. Mercan kayalarından çıkardığımız kocaman midyeleri teneke üzerinde pişirip denize girerdik.
Aynı şekilde bugün beton yığınına dönen Manastır ve Kumla’ya iskeleden motorlar kalkardı. Manastır’da koca bir çınarın altından kaynak suyu denize akardı. Plajı ise özellikle hafta sonları dolup taşardı.
İroni dedim ya büyü azot sanayi ile bozuldu. Akdeniz gibi kumluk plajları olan Gemsaz sanayinin akınına uğradı, serbest bölge limanlar derken, en güzel yerlerden biri olan askeri haraya TOGG fabrikası kuruldu.
Yıllarca önce Orhan Veli Kanık’ın dizelerindeki ‘Gemlik’e doğru denizi göreceksin’ cümlesi maalesef günümüzde Gemlik’e doğru betonu göreceksine dönüştü.
Marmara Denizi 2021 yılında yeter artık diyerek kirliliğe karşı isyanını müsilajla verdi ama maalesef gereğini yerine getiremedik.
Yolun sonuna geldik. Hani derler ya deniz bitti. Köprüden önce son çıkıştayız. Yine de umudumu yitirmek istemiyorum çünkü doğa kendisini çok kısa sürede temizlemeyi becerebiliyor.
Şunu örnek vereyim; Atatürk döneminde Gemlik’in girişinde kurulan Suğniipek fabrikası nedeniyle yıllar önce bir koku başlamıştı. Tıpkı İzmit körfezindeki gibi. Fabrika kapanıp, üniversite kampüsüne dönüştükten sonra koku kayboldu.
Uzmanlara göre körfezin kirlilik yükü azaltılırsa Marmara 6 yıl içinde kendini temizler…