Biz unutsak bile o hatırlatıyor; Ya bir gün biz de depreme uyanırsak!

Eskilerin güzel bir sözüne var; ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ yani ‘İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır’ veya bir başka söyleyiş ile ‘Unutkanlık insanlık halidir’…

Türkiye’nin coğrafyasının kaçınılmaz gerçeği olan depremi de her seferinde unutuyoruz. Belki de unutmak işimize geliyor ama o her seferinde bize kendisini hatırlanmasını biliyor.

Dün de Malatya depreme uyandı. Merkez üssü Kale ilçesi olan 5,9 büyüklüğündeki deprem, birçok ilde hissedildi. 3 binada kısmi çökme meydana gelirken can kaybı olmadığı açıklandı. Malatya'da yüksekten düşme gibi nedenlerle 4 kişi yaralanırken Şanlıurfa'da da bir evin balkonunun çökmesi sonucu 1 kişi yaralandı.

Kahramanmaraş merkezli büyük deprem sonrası Malatya fayı bir süredir deprem uzmanları tarafından inceleniyordu. Son olarak, 3 bin yıldır kırılmayan fayın, 7,2 büyüklüğünde deprem üretebileceği belirtiliyordu. Demek ki ucuz atlatmışız.

Aslında nüfusumuzun yüzde 71’i, Türkiye topraklarının da yüzde 66’sı deprem riski altında. Türkiye’de yaklaşık 15 bin kilometresi ana aks üzerinde olmak üzere 24 bin 500 kilometre uzunluğunda canlı fay hattı bulunuyor.

Oysa Arap levhası aşağıdan itiyor, Anadolu bloğu dirense de çatır çatır kırılarak güneye doğru kaymaya devam ediyor.

Bunu önlemek mümkün değil. Depremi önceden tahmin etmek ise bugünkü bilime göre neredeyse imkânsız. Geriye ‘kader kedere dönüşmeden’ önlem almak kalıyor. Bunun en iyi yöntemi ise binaları depreme güvenlik hale getirmek.

Bu gerçeği biz unutsak da o kimi zaman canımızı acıtacak biçimde hatırlatıyor. O yüzden özellikle bu konuda toplumsal hafızanın güçlü tutulması gerekiyor.

Malatya depremi sonrası sabah televizyonlarda haber kanalları yine kırmızıya boyandı. Deprem uzmanlarının yorumları başladı. Aklıma birden ya biz de Bursa’da bir sabah depremle uyanırsak ne yaparız sorusu geldi. Çünkü Bursa üçlü tehdit altında. Birincisi Marmara denizinde kırılmak üzere olan fay, ikincisi İznik-Gemlik- Mudanya fayı. Son olarak da İnegöl’den başlayıp Bursa’yı boydan boya geçen hat.

Sizlere daha ilginç bir bilgi vereyim AFAD risk haritalarını güncellemiş. Bursa birinci derece risk altındaki illerden biri. Peki, her deprem olduğunda gündeme gelen İstanbul’un ikinci derecede yer almasına ne dersiniz?

Riskli bir kentte yaşıyoruz ve önlem almakta gecikiyoruz.

Deprem sonrası görüşüne başvurulan Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün yaptığı yorumla yazımı bitireyim. Nerede deprem olacağını konuşmak yerine dirençli kentler oluşturmazsak korkuyla uyanmaya devam ederiz.

BOZBEY, MEHMET ŞİMŞEK’LE NE GÖRÜŞTÜ?

Yazıma başlamadan önce size sosyal medyada dolaşan fıkrayı anlatayım. Bilirsiniz; anonim fıkralar, siyasette önemli görevlere gelenlere hemen uyarlanır. Geçmişte bunun örneklerini merhum Başbakan Yıldırım Akbulut ile ilgili görmüştük.

Neyse fıkrayı yazayım;

Lokantanın birinde o yörenin en tanınmış pehlivan'ı çorba içiyormuş. Derken zayıf cüsseli bir müşteri daha girmiş içeriye. O da çorba istemiş. Garson çorbayı getirmiş, müşteri limon da istemiş. Garson "beyefendi son limonu şu karşıdaki beye verdim maalesef limonumuz kalmadı" der. O sıska görünümlü müşteri de " olsun o beyefendinin sıktığı limonu getir" der. Garson da " aman beyefendi o buraların en namlı pehlivanı onun sıktığı limonda suyu mu kalır" der. Müşteri "olsun kardeşim sen getir" der. Pehlivan da olanları göz ucuyla seyretmektedir. Garson gider pehlivanın masasındaki sıkılmış limonu getirir ve masasına bırakır. Pehlivan sıkılmış limonun suyunun çıkmayacağını bildiği için bıyık altı gülmektedir.

Yeni gelen o sıska görünümlü müşteri suyu sıkılmış limonu alır ve öyle bir sıkar ki çorbaya inen suyun şıkırtısı öbür masalardan duyulur. Hem pehlivan hem de diğer müşteriler şaşkınlık içinde kalmıştır. Gururu da incinen pehlivan sıska müşterinin yanıma gider ve "Bu yörede gücü ile nam salmış en ünlü pehlivanım ben. Sen kimsin ki bu limondan hala su çıkartabildin? Bana adını bahşeder misin yiğidim" diye sorar?

O da yanıt verir; Ben, Mehmet Şimşek...

Ekonomi yönetimi ve aldığı tedbirlerle gerçekten fıkradaki kahramanı aratmayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ziyaret etti.

Bozbey, görevi devraldığında geçmiş dönemden kalan borçlardan yakınmıştı. Üstüne bir de SGK borçlarının da hemen ödenmesi gündeme gelince bütçe dengeleri olumsuz yönde etkilenmişti.

Görüşmeyi Şimşek’le birlikte çektirdikleri fotoğrafla sosyal medyadan paylaşan Bozbey, şunları yazdı:

‘Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olarak belediyelerimizin mali sorunlarının çözümünü ele aldığımız toplantıda, belediyelerimizin gelirlerinin artırılması konusunda da çözüm önerilerimizi paylaştık. Sayın Bakan’a, nazik kabulleri ve çözüme yönelik destekleri için teşekkür ediyorum’

Gerçekten de fıkrada anlattığım gibi sıkılmış limonun dahi suyunu çıkaracak tedbirlere imza atan Mehmet Şimşek Bursa için para musluklarını açar mı?

BURSA BIÇAĞI ARJANTİN’DE GÖRÜCÜYE ÇIKTI

Bursa bıçakçılık konusunda ülkemizin özel kentlerinden biri. 700 yıllık bir geçmişe sahip Bursa bıçağı son yıllarda yeniden gözde haline geldi. Mesleğin devamı için tedbirlerin yanı sıra müzesi de açıldı.

Bursa bıçağı, 14-18 Ekim tarihleri arasında Arjantin’in Tandil kentinde görücüye çıktı. Tandil’de düzenlenen Dünya Bıçak Üreticileri Başkentleri Birliği’nin dördüncü toplantısına Bursa Büyükşehir Belediyesi adına Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız katıldı.

Bursa’nın kültür mirası olan bıçaklar toplantıda sergilendi ve ilgi gördü.