Bilim insanın sahip olması gereken temel özelliklerin başında meraklı olmak ve disiplinli çalışma gelir. Bunlardan daha önemlisi ise azim ve sabırdır. Çünkü bilimsel araştırmalar uzun zaman alabilir ve başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bilim insanı ise karşılaştığı zorluklar karşısında yılmadan çalışmaya devam eder.
Bu listeyi daha uzatmak mümkün ama bana göre bunlardan daha önemlisi bilimi toplum yararına kullanmasıdır.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı da yukarıda özelliklerini sıraladığım çok değerli bilim insanlarından biri.
Uzun yıllar Van Gölü’nün endemik türü olan ve dünyanın başka hiçbir yerinde görülmeyen inci kefalinin korunmasıyla ilgili çalışmalar yaptı. Geliştirdiği sorun temelli sosyal katılımcılık modeli doğa korumaya yeni bir perspektif getirdi. Yaz başında inci kefallerinin üreme bölgelerine göçünü keyifle izliyorsak bunda onun katkısı çok büyük.
Prof. Dr. Sarı, Bandırma’da göreve başladıktan sonra da Marmara denizi balıkçılığının sürdürülebilmesi üzerine yoğunlaştırdı. Müsilaj konusuna da ilk dikkat çeken bilim insanlarından biri oldu.
Prof. Dr. Sarı, müsilajı sadece tespit edip ilgililere duyurmak ve önlem çağrıları yapmakla kalmadı. Bir midye türü olan ve deniz suyunu filtreleme özelliğine sahip pinalarla ilgili proje başlattı. Akdeniz’de tükenen ve sadece Erdek Körfezinde yaşayan Pina’lar için "Marmara'nın Umudu Pina" projesi halen devam ediyor. Ancak denizin altını bir örümcek ağı gibi sarmaya başlayan müsilaj nedeniyle akıbetinin ne olacağı meçhul.
Prof. Dr. Sarı, 2021’deki kabusun yeniden yaşanmaması için geçtiğimiz sonbahar aylarında yaptığı dalışlarla deniz altındaki müsilajı görüntüledi ve yine yetkilileri uyardı. Bunları yaparken de müsilajın nedenlerinden biri olan Nilüfer Çayı’nı mercek altına aldı. Hazırladığı çarpıcı raporlarla kamuoyuna duyurdu.
Sarı, inat ve kararlılıkla müsilajla ilgili uyarılarına devam ediyor. Hafta başında Mudanya başta olmak üzere Marmara’nın birçok bölgesinde müsilajın deniz yüzeyine çıkması sonucu hem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hem de aynı zamanda Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey harekete geçti. Bozbey, Mudanya’dan tekneyle açılarak müsilajı gördü.
MÜSİLAJ YÜZEYE ÇIKINCA MI VAR?
Prof. Dr. Mustafa Sarı, bu gelişmeler üzerine uyarılarını bir kez daha tekrarladı. Müsilajın yüzeye çıkmadığı sürece yani göze görünmediği sürece dikkatimizi çekmediğine sitem eden Sarı, ‘12 Ocak 2025 tarihinde Gemlik Körfezi kıyılarında yüzeyde görünce birden herkesin dikkati oraya yöneldi. Oysa yüzeye çıkan müsilaj toplam müsilajın binde biri bile değil!’ dedi.
Gelişmeleri detaylandıran Sarı’nın verdiği bilgiye göre, müsilaj önce kar taneleri gibi küçük parçacık olarak ortaya çıkarken sonra kibrit çöpü gibi minik çubuk, sonra şerit, daha sonra örümcek ağı görüntüsüne dönüşüyor. Sonrasında bulut gibi büyük parçalara dönüşüyor. Her aşamada büyük bir kısmı deniz dibine çöküyor ve dipte yaşayan pina, midye, istridye, mercan, sünger gibi canlıların üzerini kaplıyor. Bu tabaka kalınlaştıkça bu canlılar beslenmede ve nefes almada sorun yaşıyor ve bir kısmı ne yazık ki ölüyor. 2021 yılı müsilajı esnasında Marmara kıyılarında 0-30 m derinliklerde yer alan bütün sünger toplulukları öldü mesela.
6 Kasım’da deniz altından çekilen ve müsilajın kapladığı bir pina, deniz patlıcanı ve ölmüş bir denizanası fotoğrafı da paylaşan Sarı, şöyle devam etti:
‘Müsilajın esas zararı deniz ekosistemine. Dipte sabit yaşayan canlılarda geçmiş yıllarda tespit edilen zarar oldukça yüksek. Marmara Denizi'nin en fazla 10 metre derinliğine kadar bulunan deniz çayırlarının üzeri müsilajla kaplanmaya başladı. Akdeniz ekosisteminin Marmara'daki devamı yumuşak mercanlar tehlikede. Midye çiftliklerinde büyüme yavaşladı. Balıkçılık sektöründe kayıplar çok ciddi boyutlara ulaştı. Tedbirlerle acilen Marmara'ya boca ettiğimiz atıkları durdurmak zorundayız. Çalışmayan arıtma tesisleri kime ait olduğuna bakılmaksızın acilen çalışır hale getirilmeli. Sanayi tesislerinden akarsulara, denize boca edilen zehirler acilen durdurulmalı. Denetimler artmalı. Halen devam eden çamur döküleri derhal durmalı’
‘Denetimleri artırmak, tedbirleri uygulamak için müsilajın yüzeye çıkmasını beklemeyelim! Deniz ekosistemi, deniz yüzeyinden ibaret değil. Tehlike suyun içinde, denizin dibinde!’ diyen Sarı, merkezi yönetim, yerel yönetim, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve Marmara çevresinde yaşayan herkesin suç atmak yerine acilen bir araya gelerek işbirliği yapması gerektiği çağrısını yaptı.
Sarı, geçmişteki mücadelesiyle Van Gölü’ndeki inci kefalinin geleceğe miras olarak bırakılmasını sağlamıştı. İnanıyorum ki onun sesine kulak verirsek Marmara’nın da kurtulma umudu var.
Yeter ki ona destek verelim…
HEPİMİZ HASTAYIZ; BU SALGIN SÜRÜNDÜRÜYOR…
Son haftalarda çevremdeki herkes hasta… İşyerinde, otobüste, markette gördüklerimin neredeyse tamamının sesleri gitmiş, ellerinde kağıt mendil, kırmızılı bir burunla dolaşıyor.
Uzmanlar, üst solunum yolu enfeksiyonlarında son 2 ay içinde neredeyse iki kat arttığına dikkat çekiyor. Doktora yapılan başvuruların çoğunda kas, eklem ağrısı, burun ve geniz akıntısı, burun tıkanıklığı sık görünen rahatsızlıklar üstelik ilaç kullansanız da kullanmasanız da 10 günden fazla sürüyor. Deyim yerindeyse yakalanan sürünüyor.
Doktorlara göre, bunların ciddi bir kesimi Covid 19 ya da influenza A ya da B olduğunu virüslerinden kaynaklanıyor.
Yine de risk grubundakilerin yani kronik hastalığı olan ve 65 yaşın üzerindekilerin önlem alması gerekiyor. Hastalığa yakalanan bu gruptakilerin erken dönemde ilk 72 saatte alacağı antiviral ilaç tedavisi akciğerlere inmesini engelliyor. Eğer virüs akciğere inerse ağır bir tablo ortaya çıkıyor.
Bu nedenle hastanelerin yoğun bakım servisleri zatürree geçirenlerle dolup taşıyor. Uzmanların önerisi hızlı yayılan virüslere karşı pandemi döneminde olduğu gibi toplu yerlerde maske takılması, el temizliğine dikkat edilmesi.
Virüsün tetiklediği bir başka rahatsızlık da kalp krizleri. Soğuk hava nedeniyle damarlar soğuktan dolayı büzüştüğü için zaten bir risk var. Ayrıca su tüketiminin azalması da buna eklenince özellikle kış aylarında kalp krizi vakaları artıyor. Soğuk algınlığına neden olan virüsler de kalp krizini tetikleyen unsurlar arasında.
En iyi evden çıkmamak ama çocuklar okula, bizler işe gitmek zorundayız. O yüzden bir süre pandemi kurallarını işleteceğiz gibi görünüyor.
Dijitalleşen dünyadan en çok etkilenen sektörlerden biri de konvansiyonel yayıncılık. Daha doğrusu basılı yayın organları. Özel reklam pastasına çok uluslu sosyal medya şirketleri deyim yerindeyse el koyarken, Anadolu’da ayakta kalma mücadelesi veren yerel basın da en önemli gelir kaynağı olan resm
Yazılarımda eskilerin güzel bir sözüne yer veririm. Çünkü binlerce yıllık deneyimin sonucunda bu tanım benzetmeler ortaya çıkıyor; ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ yani ‘İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır’ veya bir başka söyleyiş ile ‘Unutkanlık insanlık halidir’… İşin açıkçası insan
Deprem kuşağında bulunan Bursa’nın birinci önceliği, yüzde 65’e ulaşan kaçak ve imara aykırı yapı stokunun yenilenmesi olduğu konusunda herkes hemfikir. Dirençli Bursa için hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler kentsel dönüşüm hamleleri yapmak istiyor. Ancak buradaki en önemli handikap finan
Nüfus, ekonomik ve sosyal kriterlere baktığınızda Bursa’ya hep ilk 5 kent içinde görüyoruz. Aynı durum maalesef üniversite sayısında geçerli değil. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Hemen yanı başımızda nüfus ve ekonomik büyüklük olarak Bursa’nın çok gerisinde yer alan şehirlerde bile Bursa’dan daha f
Bursa’nın havası, suyu kısacası tüm doğal kaynakları yasal mevzuat göz ardı edilerek kirletiliyor. Sanayi ve evsel atıklar nedeniyle Marmara Denizi müsilajla imdat çığlığını attı. Bilim insanlarına göre, önlem alınmazsa çok yakında Marmara’daki canlı varlıkların tümü ölecek. Tüm derelerimiz kirli