Altepe, Balkanları anlattı: Yalnız bırakmamak lazım

Balkanlara ilk geziyi Recep Altepe’nin Osmangazi Belediye Başkanlığı döneminde Üsküp’e, son geziyi de bu kez Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde Bosna’ya yapmıştım.

Üsküp’ü ve orada yaşayanları görünceye kadar Balkanların bize bu kadar yakın olduğunun farkında değildim. Sıcak bir karşılama ve ardından sanki araya 100 yıllık ayrılık girmemiş gibi sohbetler hem özlem hem de sitem yüklüydü.

Uzun yıllar Üsküp radyosunun Türkçe servisinde çalışan bir görevli kadın anlatıyordu: Balkan savaşından sonra koptuk. Buradaki insanlar çok acı çekti ama asla anavatanı unutmadı. 100 yıldır yalnızlık çekiyoruz. Ne olur sık sık gelin…

Dönüşte çalıştığım gazete olan Bursa Haber’deki yazıma Gabriel Garcia Marquez’in romanından etkilenerek 100 yıllık yalnızlık sona eriyor başlığını atmıştım.

Bu gezi aslında dönüm noktalarından biriydi. Recep Altepe 2004-2018 yılları arasında başkanlık yaptığı dönemde Balkan coğrafyasına Bursa’nın katkılarını anlattığı kitabı geçen hafta Sönmez Medya’ya getirdiğinde program sözü almıştım.

Bu hafta ASTV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programına konuk olan Altepe, bu dönüm noktasını ve yaptığı çalışmaları anlattı.

Altepe’nin kökleri Üsküp’e dayanıyor. Oradan Elmasbahçeler’e göçen bir ailenin çocuğu. Yıllar sonra Üsküp’te dedesinin evini ziyaret edenken de birlikteydik.

AK Parti Bursa Milletvekili Niyazi Pakyürek’in de bulunduğu bu gezide yapılan görüşmelerde Üsküplülerin anlattıkları çalışmaların başlamasına vesile oldu. Bursa ile Balkanlar arasında köprüler ilk kez bu görüşmelerde başladı.

Üsküplüler, ‘Osmanlı’nın eserlerine sahip çıkacak mısınız? Avrupa Birliği ve diğer ülkeler geliyor ama istedikleri Türklerin izlerini silmek. O yüzden izin vermiyoruz’

Bunun üzerine Altepe ve Pakyürek, sahip çıkmak için söz veriyor ama Üsküplü Arnavut ve Türkler söz değil protokol yapalım önerisinde bulununca ilk çalışmalar başlıyor. Altepe, onların istediğine Üsküp’ü fetheden Bursalı komutan Paşa Yiğit Mehmet Bey’in türbesini de ekliyor.

Tam bu noktada, Altepe’nin geliştirdiği model ortaya çıkıyor. Bursa ve İstanbul’da Üsküp’ten göç edenlerin sayısı oldukça fazla. Her eser için bir sponsor bulunuyor. Yiğit Paşa’nın türbesinin bulunduğu yer Komünist yönetim zamanında toprakla doldurularak üzerine 7 ev yapılmış. O yüzden oldukça masraflı.

 Bursa’nın yanı sıra İstanbul bölümü de devreye giriyor.  ENKA Holding’in patronu kökleri Üsküp’e dayanan Merhum Şarık Tara’ya Altepe yardımcısı Bayram Vardar’ı gönderiyor. Bir evin satın alınması için destek alınıyor. Ardından iki üç derken türbenin çevresi temizlenip restore ediliyor. Şara, açılışa rahatsızlığı dolayısıyla gelemiyor ama bir süre sonra özel uçakla gelip yapılanları görünce Altepe’in Üsküp’teki tüm projelerine destek veriyor. Bugün o türbenin bulunduğu yerde Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi de yer alıyor.

Ardından Üsküp’teki onlarca tarihi miras yine sponsorların desteğiyle ayağa kaldırılıyor. Altepe modeli sadece Üsküp için değil, Bulgaristan, Kosova ve Bosna’daki Osmanlı mirası eserler için kullanılıyor.

Sönmez Holding’ten Durmazlara kadar Balkan kökenli çok sayıda hayırsever geldikleri topraklardaki eserler için destek veriyor. 15 yıllık sürede 60’a yakın eser Bursa dokunuşu ile hayat buluyor.

*****

ZOR GÜNLERİNDE DE BURSA’YI YANLARINDA BULDULAR

Altepe, Balkanlarla ilişkilerin sadece Osmanlı mirasının ayağa kaldırılmasıyla sınırlı olmadığına da dikkat çekiyor.

Sünnet şöleninden aşure dağıtımına, iftar yemeklerinden konserlere kadar Bursa Büyükşehir Belediyesinin etkinlik merkezlerinden biri de Balkanlardı. Sadece bunlar da değil, asıl kapıyı açan zor günlerinde verilen destekler oldu. Bulgaristan ve Bosna’daki sel felaketinden kimyasal yangına kadar ilk ekip gönderen Bursa oldu. Ayrım gözetmeksizin yapılan bu destekler Türkiye algısını da değiştirdi.

Bulgaristan’daki aşure dağıtımında imam ve papazın yan yana olduğu o fotoğrafı hiç unutmam. Davet edilen gazeteciler, Bursa gezileri sonrası Türkiye’nin yanında yer almaya başladılar.

Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Cumhurbaşkanına Altepe’yi tanıştırırken, ‘Recep Altepe’iy tanıyoruz’ yanıtını alıyor ve yapılanları anlatıyor.

Aslında bunun benzerini Srebrenitsa Soykırımının yıldönümü dolayısıyla katıldığımız Marş Mira yürüyüşünde de görmüştük. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin tişörtleri ve şapkaları yürüyüşe damga vurmuş, yürüyüşe katılan herkes Bursa’dan gelen hazır sulara dağ başında bile ulaşınca başka ülkelerin yaptıkları yardımlar gölgede kalmıştı.

Gezinin finalini bir Bosna gazisi ve akrabalarıyla yapmıştık. Gazi, Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’dan Recep Altepe hep yanımızda. Bizleri yalnız bırakmayın… Sizin varlığınız bizim güvencemiz’ demişti.

Programda, yapılan çalışmaları anlatan Altepe’nin mesajı da Bosna gazisinin söylediklerini doğrular nitelikteydi.

‘Bizlerin ataları, İstanbul’un fethinden önce Balkanlara gitmişler. Önce gönülleri fethetmeleri sayesinde yüzyıllar boyu kalmayı başarmışlar. Bizler de araya giren 100 yıllık ayrılıktan sonra onları yalnız bırakmamalıyız. Türkiye’nin dünyanın süper gücü olduğunu buraya gidince görüyorsunuz. Hiçbir şey yapmasak bile mutlaka ziyaretler yaparak yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. Bizim varlığımız onların en önemli güvencesi. Ruslar hep orada, ABD, AB ve yatırımlarla Çin geliyor. Ama bizim etkimiz çok daha fazla’

*****

BURSA BASINI ÇOK ÖNEMLİ BİR DEĞERİNİ YİTİRDİ

Gazeteci arkadaşımız Can Ertan, koronavirüs ve ardından gelen beyin kanaması sonrası tedavi gördüğü Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yaşamını yitirdi.

Can Ertan denilince aklıma güler yüzü, naif ve entelektüel kişiliği ve bir de Bursa sevdası geliyor. Her yazısında hem bilgi ediniyor hem de dersler çıkarıyorduk. Onun kadar Bursa’yı güzel anlatan birini daha tanımamıştım. En son Satırbaşı programına BUFSAD Başkanı Serpil Savaş ile birlikte geldiğinde sohbet edip konuşmuştuk.

Yokluğu Bursa için büyük bir kayıp olacak.

Bursa’nın başı sağ olsun…

Güler yüzlü, sevecen, naif, birikimli, entelektüel kardeşim.

Balık yemeye gelecektin Gemlik'e. Kaleminden dökülen o güzel yazılarını okuyamayacağız paylaştığın müzik dinletilerini dinleyemeyeceğiz şimdi. Olur mu bu kadar erken gitmek.

Bursa değerli bir gazeteciyi yitirdi. Hepimizin başı sağolsun.

Yazılarında bir kitap oluşturmak gerek. Işıklar içinde uyu güzel insan.