Hava Durumu

101 yıldır bize yol gösteriyor; Cumhuriyet fazilettir            

Yazının Giriş Tarihi: 29.10.2024 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.10.2024 08:05

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘fazilet’ olarak nitelediği ve ‘Türk milletine layıktır’ sözleriyle bizlere armağan ettiği Cumhuriyet’in 101’inci yılını kutluyoruz.

Geçen her yılda cumhuriyetin bu ülke için nasıl vazgeçilmez bir değer olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Mustafa Kemal, Nutuk’ta da yer alan CHP’nin 4’üncü kurultayını açarken yaptığı konuşmada, şu sözlerle, o zor günlerden nasıl cumhuriyete ulaştığımızı anlatmıştı:

Uçurum kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için aralıksız devrimler… İşte Türk genel devriminin bir kısa deyimi…’

Cumhuriyetimiz asırlık bir çınara dönüştü ama çevremizdeki ateş çemberi de tıpkı geçmişte olduğu gibi ulusal egemenliğimizi tehdit edecek boyutlara ulaştı.

Tüm bu sorunlara rağmen umudu yitirmemek gerekiyor. Uçurumun kenarından yeni ve modern bir ülke kurmayı başarabilen bir neslin devamıyız.

Üstelik bizler daha şanslıyız. Bir asrı deviren bir cumhuriyetimiz var.

Cumhuriyetin ülkemize kazandırdıkları sürekli yazılır, çizilir… Bunların yanı sıra bir başka penceresini her fırsatta irdelerim.

Nedir diye soracak olursanız… Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ‘Cumhuriyet benim’ sözüyle yanıt vereyim.

İslamköy’ün çoban Süleyman’ına ülkenin her yüksek makamına çıkma fırsatı vermiştir cumhuriyet. O yüzden ‘Cumhuriyet benim’ der.

Hepimiz bugün bulunduğumuz durumu cumhuriyete ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

Cumhuriyet bizleriz…

O yüzden yazar Çetin Altan’ın yıllar önce söylediği gibi ‘enseyi kararmamak lazım’

Cumhuriyet güneşi ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi aydınlatmaya devam ettiği müddetçe her sıkıntının üstesinden geliriz.

Hiçbir durum, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’tan kötü olamaz. Memleket işgal altında, orduları dağıtılmış, hazinesi boş. O şartlar altında imkansız başarılarak önce düşmanı kovmuş ardından cumhuriyete ulaşmış bir millet yeni yüzyıllara umut içinde yelken açmaya devam edecek…

Çok yaşa cumhuriyet…

BURSA İÇİN KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ PLANI…

Bursa, 1924 yılında Prost’tan bu yana planlanmaya çalışılan bir şehir. Sadece Prost değil, ardından dünyaca ünlü plancıların çalışmalarına rağmen 100 yılda Bursa’nın geldiği nokta yüzde 65’i kaçak, ulaşım başta olmak üzere birçok sorunla boğuşan bir şehir kategorisinde yer alıyor.

Bunun en önemli nedenlerinden biri coğrafi olarak bir yanı dağ, diğer tarafı ova koruma alanında sıkışması, bir diğeri ise Bursa’nın çok hızlı hatta obez büyümesine planların yetişememesi. Bir de bunun yanında hazırlanan planlardaki ilkelerden uzaklaşılması var tabii…

Bursa’da son aylarda en çok tartışılan konulardan biri Kent Anayasası’nın hazırlanması. Aslında Bursa 1998 yılında ilk çevre düzeni planı yapan il olarak Türkiye’ye örnek oldu. Dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker döneminde hazırlanan plan, kentin tüm kurumlarının konsensüs sağlamasıyla hayata geçirildi. Ancak ilkelerine maalesef uyulmadı. Sonuçta yaşadığımız Bursa tablosu ortaya çıktı.

Geçen dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş döneminde süreç yeniden hareketlendi. Merinos içinde Mekânsal Planlama Strateji Ofisi kuruldu. Bazı altlık çalışmaları yaptı. Plan belli bir aşamaya geldi. Ancak pandemi deprem ve seçim çalışmaları derken tamamlanamadı.

Seçim döneminde kent anayasasını birinci öncelik olarak belirleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, önce Bursa Planlama Ajansı’nı kurdu, ardından Kent anayasası hazırlıklarına başladı.

AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programında Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme ile Bursa Kent Anayasası’nı konuştuk.

Bozbey’in ilk düğmeyi doğru iliklemek için işe planlama ajansı ile başladığını vurgulayan İlkme, Bursa Planlama Ajansı koordinatörlüğünde yürütülecek Kent Anayasası çalışmalarının 2025 yılı sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını söyledi. 2050 planıyla Bursa’nın büyüme stratejisinin belirleneceğini vurgulayan İlkme, şöyle devam etti:

Biz 2050 yılında Bursa’yı nasıl görmek istiyoruz. Bu sorunun cevabını vermeye çalışıyoruz. Buradaki önemli nokta tüm verilerin değerlendirilerek Bursa’yı Bursa yapan değerleri kaybeden kentin gelişmesi. Sanayileştiğimiz zaman tarımı ve doğayı sanki terk edecekmişiz gibi bir algı var. Aslında bunlar birbirlerini destekleyen sektörler. Biz tarım alanlarını yok etmeden doğamızı tahrip etmeden sanayileşebiliriz. Avrupa’da bunun örnekleri var. Sanayileşmenin limitlerini koymalıyız. Niteliğini koymalıyız. Biz şuna karar vermeliyiz. Biz İstanbul’un kirletici sanayisini mi istiyoruz yoksa ileri teknoloji mi istiyoruz. Bu konuları aslında konsept olarak bir arada değerlendirmeliyiz. Yoksa biz sanayileşelim derken Bursa’nın tarımını kaybedersek geri dönülemez bir noktaya geliriz. Yani bu plan için biz hep şöyle söylüyoruz. Bursa için köprüden son çıkış. Bu planla biz Bursa’nın değerlerini koruyamazsak süreç içinde Bursa’yı Bursa yapan değerlerden maalesef uzaklaşırız’

DİRENÇLİ KENT İÇİN ‘BURSA GÜÇLENİYOR PROJESİ’

Bursa’nın birinci derece deprem riski bulunan bir şehir olduğunu ve dirençli Bursa için kentsel dönüşümün acil ihtiyaç olduğunu vurgulayan Murat İlkme, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Şehir plancılar, İnşaat, harita mühendisleri ve mimarlar odasının yürüttüğü yeni bir projeyi de programda anlattı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetki devrini alabilen sayılı belediyelerden biri olduğunu hatırlatan İlkme, şöyle devam etti:

‘0,50 kullanımının nasıl daha fizibil hale getirilmesi ve rant aracı olmaktan çıkarılması için çalışma yapıyoruz. Bursa’nın her tarafını bir anda şantiyeye çeviremeyiz. Belirli bölgelerde bütüncül kentsel dönüşüm yaparken, belirli bölgelerde ada bazında bu dönüşüm devam edebilmeli. Bursa’nın daha yeni yapılaşan Nilüfer bölgesinde de depreme dayanıksız yapıları yenileyelim ama bazı şartlara bağlayalım ve kentin diğer ihtiyaçlarını gözetebilelim. Projenin devamında çalışmalarda İMSAD ve BTSO inşaat komitesi de yer alacak. Çünkü projenin yanı sıra finansman ayağı da önemli. Bu iki kurum da finansman konusunda çalışma yapacak. Çünkü ne kadar güzel planlama yaparsanız yapın finans ayağı olmadan proje hayata geçmez ve rafta kalır’

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.