“Müzmin sakat” gibi “Müzmin aksak” da moda olmaya başladı.
Bursaspor’da takıma hiçbir katkısı olmayanları artık ilkokul hazırlığa başlayan minikler bile ezbere biliyor. Ama, nedense onlar da oynamaya devam ediyor. Şimdi, değişiklik gündeme geldi ancak bakıyorum, gençler yine gündeme gelemedi.
Peki, ne oldu bu gençlere?
Önce Sağlam, sonra Karaman “Şöyle gençlerimiz var, böyle gençlerimiz var. Avusturya’ya götüreceğiz, Özlüce’ye getireceğiz” diye çarşaf çarşaf demeçler vermiyor muydu? Yöneticiler de “Bak göreceksiniz neler var” demiyor muydu? Allahtan Enes’e dış talipler çıktı da, ağzımıza bir parmak bal çalındı.
Hiçbir takıma yar olmayan Kazım bile umut oluyor da, göklere çıkardığımız gençler niye bu takıma giremiyor?
Biri bunu açıklasa.
HAMZA’YA BİR ŞEY OLMASIN DA
Türk Futbolu’na acılı şike menüsünden sonra şimdi de Milli Takım çökertmesi servis edildi.
Fatih Terim’in çifte mesaisi ile Galatasaray’ın çökmesi aynı anda vizyona girince, ister istemez,”Planlı bir yol kesme” akıllara gelmeye başladı. Fenerbahçe bu kadar sorun ile uğraşırken, Galatasaray’ın yol almaması, aradaki farkı daha da fazla açmaması gerekiyordu sanki.
Yaşananlar da bunu teyit etmeye başladı.
Cim Bom bırakın puanlar kaybetmeyi, üstüne altılı sos bile döktü. Aysal-Terim gerginliği iyice tırmanışa geçti. “Gitsin Fener’i de çalıştırsın” lafları da ayyuka çıktı. Ortalık toz duman.
Bunları, elini kolunu ovuşturup keyifle seyreden biri vardır herhalde.
Yukarıda millet birbirini yerken, ben aşağılarda Hamza Hamzaoğlu’na bir şey olmamasını dilerim. Milli Takım’a da bakmak zorunda bırakılan Hamza, bu kargaşa ve kavga arasında kimvurduya giderse, hem kendisine hem de yoktan var ettiği Akhisar’a yazık olur.
Süper Lig’de işini seven ve mütevazı genç teknik adam çok zor çıkıyor artık.