Sezon başından beri "Futbol oynamıyoruz" diye diye bugünlere geldik.
Sonunu da, "Günü kurtarma"ya dayandırdık.
Bugün "Futbol" diye bir takıntımız yok.
Çıkın, mücadele edin ve bu işi bitirin. Son 2 maçta gördük, mücadele edince mutlaka bir baskı oluşuyor ve gol pozisyonları gelebiliyor.
Bu mücadele ve kanat organizasyonları devam ederse, gollerin de geleceği kesin.
Buna inanıyoruz.
Ayrıca unutmayın ki;
Futbolculardaki teknik yetersizliğin çaresi az veya çok var. Ancak, "Küme düşüren kadro" nun hayat boyu silinme şansı yok. Dünyanın öbür ucuna gidilse, ayakta pranga gibi kalır.
Tribünlere de büyük iş düşüyor. Kimse Gençlerbirliği'ni tahrik etmemeli, hırslandırmamalı sadece Bursaspor'a 90 dakika boyunca destek olmalı.
Günü kurtarmanın tribün yolu da bu.
3 TEKNİK ADAM OLAYI
"Bir sezon içinde 3 teknik adam illaki dezavantajdır" demek de yanlış.
Önemli olan her gelenin bir hamle yapması, takımın rüzgar yakalayıp gayrete gelmesi.
Bunun örneklerini sezon içinde ve sezon sonunda gördük.
Rizespor Hikmet Karaman'da ısrar etti ama küme düşüyor. Takımı da baştan, o istediği gibi kurdu.
Kayserispor Hakan Kutlu, Sergen Yalçın ve Mesut Bakkal'la çalıştı.
Hepsinle gelir gelmez hamle yaptı, beklenmedik puanlar topladı ve "Düştü" denilirken kümede kaldı.
1.Lig'de Sivasspor.
Osman Özköylü, Mesut Bakkal, Samet Aybaba derken şampiyon oldu, tekrar Süper Lig'e döndü.
Bütün iş mevcut kadroyu, gayrete getirebilmekte.
Tabii böyle günlük yaşamak da sürekli bir çözüm değil. Sadece o anda kümede kalır veya beklenmedik anda şampiyon olursun. Yani, günü kurtarırsın.
Bursaspor da bugün sadece buna muhtaç.