Takvimler 16 Ekim 2015'i gösterdiğinde, eski köşe komşum Yüksel Baysal, Yeni Dönem Gazetesi'nde, "Devlet Bahçeli’nin sevdiği Ak Partili siyasetçi kim?" başlıklı ses getiren bir yazı kaleme almıştı.
Yüksel Baysal, Devlet Bahçeli'nin, Faruk Çelik'i çok sevdiğini bizzat MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın sözleriyle ifade etmişti.
Gelin, önce kısaca o yazıyı bir hatırlayalım.
"MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'a Faruk Çelik'i sordum.
Büyükataman önce Devlet Bahçeli'nin görüşünü aktardı: 'Devlet Bey, Faruk Çelik'i çok sever!' Şaşırmadım ama nedenini merak ettim.
Devlet Bahçeli'nin, Faruk Çelik'le ilgili sözlerine İsmet Büyükataman itiraz edecek gibi olmuş, ama Devlet Bey, 'Anadolu'dan çıkmış bir siyasetçi. En tepeye kadar gelmiş' diye yanıt vermiş İsmet Büyükataman'a..."
Daha sonraki süreçte Bahçeli'nin, Bursa mitinginde kendisini karşılayanlardan birisi de Faruk Çelik'ti ki; düşman çatlatacak kadar samimi pozları gözlerden kaçmamıştı.
***
Malumunuz, Devlet Bahçeli, rahatsızlığından ötürü bir süredir sahalardan uzak kalmıştı. Nihayet sağlığına kavuşan Bahçeli, mesaisine başlayınca; Bursa'da "Vefanın adıdır" sloganıyla adeta markalaşan Faruk Çelik'ten, içli bir mesaj geldi.
Paylaşımında, Bahçeli'nin, sağlığına kavuşup yeniden çalışmalarına başlamasından büyük memnuniyet duyduğunu belirten Faruk Çelik, Türkiye'nin ve bölgenin içinden geçtiği kritik süreçte Bahçeli'nin tecrübe ve liderliğiyle vereceği katkılara duyulan ihtiyacın da altını çizdi...
***
Faruk Çelik'in, günümüzün günübirlik siyasetçilerinin akıllara sığmaz bencilliklerine uymayan ölümüne bir vefa duygusu taşıdığını Bursa'da duymayan, hatta bizzat şahit olmayan kalmış mıdır, bilmiyorum, ama Devlet Bahçeli'nin Faruk Çelik'i sevmesindeki haklılığın yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu çok iyi biliyorum.
Binaenaleyh, Faruk Çelik, Bahçeli'nin takdir ettiği gibi, sadece "Anadolu'dan çıkmış ve en tepeye gelmiş" bir siyasetçi değil; beraberinde, hizmet etme imkanı bulduğu Anadolu şehirlerini de en tepeye çıkarmış özel bir siyasetçi.
Bu sarsıcı özelliğinden mütevellit Bursa'da "Vefanın Adı", Urfa'da "Efsane Bakan" ve halihazırda Artvin'de "Fırtına" gibi esişiyle Anadolu irfanın dikilmiş heykeli gibi duruyor Faruk Çelik.
İşte bakın, bunun en son ve somut örneği Bursaspor'dur. Kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin ego tatmin aparatına dönen ve borç batağında faturalarını bile ödemekten aciz kalıp, amatör ligin kıyısına kadar gerileyen Bursaspor, Enes başkanın liyakatli yönetim mahareti ve Faruk Çelik'in samimi desteğiyle küllerinden dirildi.
Bu minvalde bir diriliş destanı yazan Bursaspor ise dünkü muhteşem galibiyetiyle şampiyonluğa bir adım daha yaklaşıp, payitaht bir şehri, hem de fetih gününde sevince boğdu. Teşekkürler, Enes başkan, teşekkürler Faruk abi. Teşekkürler büyük Bursaspor taraftarı.
SON SÖZ:
Şimdi, düğün değil, bayram da geçtiğine göre benim bunları nereden hatırladığımı ve neden hatırlattığımı merak edenler olacaktır. Tamam, iyi bir yazarın, okurlarına hazır reçete vermek yerine soru sormak ve yanıt aramak için yol açıcı olması gerektiğinin bilincindeyim. Öyle yapmaya da gayret ediyorum, fakat ben yine de yeni başlayanlar için bir ipucu vereyim. Düşünün, Faruk Çelik, en başından beri Bursa'nın vekili/bakanı/başkanı olsaydı; Bursaspor, hiç hak etmediği üçüncü lige düşer miydi? Bırakın Bursaspor'u veya bırakın bir sürü başka hizmetleri, yıllardır kaplumbağa hızıyla bile ilerlemeyen hızlı trenin akıbeti ne olurdu?