Bu dünyadan bir Muhsin geçti!

Stefan Zweıng, "Rahel Tanrı'yla hesaplaşıyor" adlı eserinde, "Haksızlık yapmadan, suç işlemeden, günaha girmeden yaşamak mümkün müdür?" diye sordurur kahramanına.

Peki; mümkün müdür gerçekten?

Bilmiyorum, fakat bu çerçeveye oturan bir adam tanıyorum ben. Şiire vurgun ve vatanını, milletini de şiir gibi seven, "Bir saniyesine bile hakim olmadığımız bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok..." diyerek; düz yaşayan, düz yürüyen, dik duran, doğru giden, iz bırakan bir adam.

Daha 24'üne yeni basmış, ama bastığı vatan toprağında gençlerin kalem tutması için yüreğinden kalemine kan çekip, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e "Eller silah değil, kalem tutmalı..." diye mektup yazan bir adam.

"Hayat böyledir dostum, geçer beklemekle, ümitlerin bittiği yerde abdest al ve sabahı bekle..." diyen, ama ümitlerin bittiği yerde ülkesini sabaha çıkarmak için her çağrıldığında abdestini alıp beklemeden giden bir adam.

Soğuk duvarlar arasında, demir parmaklıklar arkasında olsa da gözünü güle dikmiş, gülistana dönmüş bir memleket düşüyle, "Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın / Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın / Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın..." diye haykıran bir adam.

Takvimlerin, 25 Mart 2009'u gösterdiği gün; Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde seçim çalışmaları için kiralanan helikopterin düşmesi(!) sonucu yanındaki 5 kişiyle birlikte aramızdan ayrılan ve tam 16 yıldır yasını tuttuğumuz, onun yokluğunun soğuğunda iliklerimize kadar üşüdüğümüz bir adam. Allah'ın şefaati onun, onu sevenlerin ve onun canı pahasına sevdiği aziz milletinin ve devletinin üzerine olsun.

Evet, bu dünyadan bir Muhsin geçti!

5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde yatıp, dava sonunda suçsuz olduğu için herhangi bir ceza almayan, hakkın haykıran çaresizliğine inat yine de öfkesine hizmetkar olmayıp, "Haksızlık yapmadan, suç işlemeden, günaha girmeden..." yaşamanın mümkün olduğunu herkese gösteren bir adam geçti bu dünyadan.

SON SÖZ:

"Her evin cenazesi" olmuş bu asil adamı, onunla yol yürümüş ve şimdilerde ondan aldığı ilhamla ve aynı erdemli kararlılıkla her evin acısına merhem olmak muradıyla, bir memleket mesuliyetini omuzlayan başka bir adamdan; Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu'ndan dinleyelim: "Muhsin Başkan, milleti için mücadelesini; başladığı ahlâk, idealizm ve temizlikle bitirebilen çok müstesna bir memleket millet evlâdı olarak Türk Milleti’nin ümit ufkunda yol aydınlatan ve üstüne hiçbir bulutun gölge yapamadığı bir güneş olarak duracak ve her daim parlayacaktır. Kudretli nice iktidarların nice kudretli liderlerini, tahtını, bahtını görmüştür bu memleket. Ama hiç birisi Muhsin Başkan kadar millet sinesinde rahmet dileklerinin tahtına oturamamıştır. Rahmet olsun, dualar ve Fatihalarla anıyorum."