Beyaz Tren, Yürüyen Köşk gibi doğrudan Atatürk’le özdeşleştirilen Cumhuriyet dönemi objelerinden biridir. Atatürk’ün yurtiçindeki seyahatlerinde kullanması için Almanya’daki Wegmann&CO, Cassel şirketine bir vagon siparişi verilir. 1927 yılında tamamlanan bu vagon, yolcu treninin sonuna bağlanarak kullanılır.
Beş kişilik kapasitesi olan vagon 21.82 m. uzunluğunda ve 41.2 ton ağırlığındadır. Bir salon, toplantı odası, kompartıman, yatak odası banyo ve tuvaletten oluşan özel vagon dinamoyla aydınlatılarak buharla ısıtılır. Gereken hallerde vagonun arkasındaki balkona benzeyen küçük alana çıkarak Mustafa Kemal Paşa halkla temas sağlayabilir. Merdivenleri katlanarak kaldırılabilen vagonun seyir amaçlı planlanan pencereleri oldukça geniştir.
Tek vagonun yeterli gelmemesi nedeniyle 1930’lu yılların ortalarında yine bir Alman şirketine, Breslau’da LHV Linke Hofmann-Werke fabrikasına bu kez özel tren siparişi verilir. 19 Temmuz 1935 tarihinde Haydarpaşa’ya gelen biri furgon (eşya taşıyan kapalı vagon) dokuz vagonlu tren, pencerelerin altına kadar koyu lacivert, üst tarafı ise beyaz boyalı olduğundan Beyaz Tren diye adlandırılır. Künyesini taşıyan plakada LHV Lınke Hofmann-Werke, Breslau, 1935 yazar.
Gerek Beyaz Tren’deki seyahatlerinde, gerek Savarona’daki seyahatlerinde Atatürk’ün yanından ayırmadığı gramafonda çaldığı bir taş plak koleksiyonu vardır. Bu koleksiyona Beyaz Tren Koleksiyonu denir.
***
1600 yıllık tarihiyle görenleri büyüleyen Şerefiye Sarnıcı/ Theodosius Sarnıcı, (2. Theodosius (408 - 450)Türkiye’de ilk olan 360° projection mapping sistemi ile tarihi, sanat ve teknolojiyle buluşturan bir mekandır. Yaklaşık 1.600 yıllık geçmişiyle İstanbul’un Tarihi Yarımada içerisinde bulunan en eski su yapılarından olan Şerefiye Sarnıcı’nın, bir yapım kitabesi bulunmamakla birlikte mimari özelliklerinden yola çıkılarak 2. Theodosius (408 - 450) döneminde yapıldığı öngörülür.
Sarnıç, "Şerefiye" ismini Osmanlı döneminde bulunduğu mahalleden alır. Yapının üzerine 19. yüzyıl sonu ya da 20. yüzyıl başlarında Arif Paşa Konağı inşa edilir. Konak, 1912’den itibaren Şehremaneti (Osmanlı İmparatorluğu'nda, bugünkü belediye zabıtası görevini yapan, şehrin temizlik ve güzelliğiyle ilgilenen yerel yönetim) Binası, 1930-1984 yılları arasında İstanbul Belediye Hizmet Binası, sonrasında Eminönü Belediye Binası olarak kullanılır. 2010 yılında belediye binasına ait ek yapıların yıkımı gerçekleştirilmiş ve Şerefiye Sarnıcı görünür hale gelir.
2013-2018 yılları arasında ise Cafer Bozkurt Mimarlık tarafından küçük çaplı bir kentsel tasarım projesi olarak “Giriş Yapısı ve Çevre Düzenlemesi” projelendirilip uygulanır. Şerefiye Sarnıcı 2018 yılından itibaren müze olarak hizmet verir.
Yapı yaklaşık 24x40 m boyutlarında, dikdörtgen planlıdır. Kısa kenarda 4 uzun kenarda 8 sıra olmak üzere toplam 32 adet sütun bulunur. Sütunlar arası mesafe ortalama 3.90 m’dir. Sütunların yüksekliği 5.10 m, çapı 80 cm’dir.
YAŞASIN CUMHURİYET-ATATÜRK’ÜN DİNLEDİĞİ ŞARKILAR
28 Ekim pazartesi akşamı İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahibi olduğu bir kültürel etkinlik gerçekleştirilir. Yaşasın Cumhuriyet-Atatürk’ün Dinlediği Şarkılar isimli konserde tanburda Birol Yayla, kemençede Lütfiye Özer, kanunda Taner Sayacıoğlu ve solist olarak da Murat Avşar; Bursalı gazeteci yazar ve sanatçı Nurinisa Eroğlu’nun hazırlayıp, sunumu/anlatıcılığını yaptığı özel bir konsere imza atılır.
Bu konserde Ata’nın Beyaz Tren Koleksiyonu diye adlandırılan ve her seyahatinde dinlediği şarkılar, öyküleri ile birlikte izleyenlerle buluşur. Bu etkinlik öncesi de konserin yapıldığı Şerefiye Sarnıcında, bir dakikalık İBB tarafından hazırlanmış bir klip sarnıçta bulunan 360° projection mapping sistemi ile izleyicilere gösterilir.
KONSERDEN ANEKDOTLAR
"Yaşasın Cumhuriyet - Atatürk ün dinlediği şarkılar" temasıyla oluşturulan konserde; Atatürk 'ün müzik sevgisini anlatan anekdotlar eşliğinde çeşitli eserler seslendirilir.
Beyaz Tren arşivindeki plak koleksiyonundan seçmelerin yanısıra; Harmandalı,
Atatürk'ün Deniz kızı Eftalya'dan dinlemeyi sevdiği "gel ey denizin nazlı kızı",
gençlik yıllarına atıfla Manastır türküsü; Erzurum Kongresi döneminde karargâh olarak kullanılan binada çalışma arkadaşlarıyla birlikte piyano eşliğinde seslendirdiği "Mani oluyor halimi takrire hicabim" ve Latife hanım ile ayrılığından sonra Çankaya Köşkü’nde, hüzünle dinlediği "Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm" adlı eserler
Atatürk 'ün hayatından kesitlerin anlatımı eşliğinde seslendirilir.
Konser Atatürk 'ün Samsun 'dan Anadolu 'ya giderken çalışma arkadaşlarıyla birlikte söylediği "Dağ başını duman almış" Marşı'nın izleyicilerin katılımıyla seslendirilmesi ile sona erer.
SON SÖZ
Sevgili Nurinisa Eroğlu’nu böyle güzel bir etkinliği hazırlayıp sunduğu ve değerli müzisyenlerimizi de etkinliğe renk kattıkları için kutluyorum.