Osmanlı’da yenilikçilerle, gelenekselcilerin çatışmaları her alanda devam eder. Bu edebiyat alanında da böyledir. Edebiyatta bunun öncülüğünü Servet-i Fünûn yapar. Servet-i Fünûn, Türk edebiyatında 1860’tan beri devam eden Doğu-Batı mücadelesinin kesin sonucunu –Batı edebiyatının lehine olarak– tayin eden sonuncu safhasıdır.

Yoğun ve dinamik çalışmalarla geçen bu sıcak safhanın sonunda Türk edebiyatı, gerek zihniyet, gerek temalar ve gerekse teknik bakımlardan tamamıyla Avrupaî bir içerik kazanır.
Servet-i Fünûn edebiyatı veya topluluğun kendini anarken kullandığı adıyla Edebiyat-ı Cedîde, II. Abdülhamit döneminde, Servet-i Fünûn adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir.
Servet-i Fünûn fenlerin (ilimlerin) zenginliği manasına gelen bir terimdir.
HALİD ZİYA – MAİ VE SİYAH
Halid Ziya Uşaklıgil(1866-1945), Servet-i Fünûn ve cumhuriyet dönemi Türk romancı ve yazardır. Bazı edebî yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halid Ziyaeddin adıyla yayımlar. Servet-i Fünûn edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnû’nun yazarıdır.

Mai (Arapça mavi demektir) ve siyah , Halit Ziya’nın önemli eserlerinden biridir. Bu eser özetle şunu anlatır:
“Aile bireylerinin dayanağı olan babalarının vefat etmesiyle geçim sorumlulukları 22 yaşındaki Ahmed Cemil'in omuzlarına yıkılır. İş bulma sıkıntısını ve Ahmed Cemil’in verdiği yaşam mücadelesini anlatan eserde Ahmed Cemil karakteri Servet-i Fünun dönemi şair ve yazarların çektiği geçim ve iş ortamı sıkıntılarını yaşayan bir karakterdir. Bu nedenle Servet-i Fünun dönemindeki sosyal hayata ayna olur. Hayatının iyilikten(mai) kötülüğe(siyah) gidişini, insan umutlarının nasıl karardığını ustalıkla anlatıldığı bir eserdir.
Romandaki Raci eskiyi savunan şairleri temsil ederken yeniyi savunan Ahmed Cemil’dir. Bu iki karakterle dönemin eski-yeni tartışması yapılır. Mai ve Siyah’ın bize asıl anlatmak istediği hayaller, umutlar ve bunların nasıl söndüğüdür. Mai umudu anlatırken siyah bu umutların söndüğünü, yitirildiğini anlatır.”
Eleştirmenler bu usta romancımızın Gustave Flaubert, Emile Zola ve Charles Dickens’dan etkilendiğini söyler.
MAİ VE SİYAH AHMET VEFİK PAŞA SAHNESİNDE MERHABA DEDİ
Halid Ziya Uşaklıgil’in yazdığı, Mai ve Siyah bundan 5-6 yıl önce Ceren Olpak tarafından tiyatroya uyarlanır ve Devlet Tiyatroları repertuarına alınır. Bu oyunu Bursa Devlet Tiyatrosu’nun repertuarına alınması BDT Müdürü Arzu Tan Bayraktutan’ın girişimleri ile hayata geçer.
Ceren Olpak’ın oyunlaştırdığı eserin yönetmenliğini Ece Okay yapıyor. Oyunun ışık tasarımı Ali Karaman, dekor tasarımı Cenk Oral, kostüm tasarımı Gökçe Şener, müzikleri Can Atilla, koreografisi Filiz Dursunoğlu imzası taşıyor.

Salı akşamı bu önemli eser ülkemizde ilk kez dünya prömiyerini Bursa Devlet Tiyatrosu Ahmet Vefik Paşa Sahnesinde gerçekleştirdi.
İlk kez sahnelenen “Mai ve Siyah” oyununda, Nejat Orbay Sehlikoğlu, Serdar Seçkin, Serkan Çetinkaya, Nazlı Ceren Argon, Çağrı Zora, Cansu Yılmaz, Nergiz Acar, Deniz Orakçı Yavuz, Diyar Gönülalçak, Efecan Baştürk, Akif Oktay, Ceren Kayış, Adnan Tunalı, Mert Çifçi, Baran Balkanlar, İpek Abama, Emre Yaşa, Fatih Kasap, Zeynep Yılmaz, Nilay Çalamak, Orhan Ergün, Ferhun Yılmaz ve Başak Cemre Gürbüz rol alıyor.
SON SÖZ
Evet, ben bir kez daha Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü Tan Bayraktutan’ı bu eserin Bursa’da sahnelenmesi için gösterdiği çabadan ötürü kutluyorum.
Bu arada eserde emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.
Değerli üstad her alandaki gelenekselcilerle, yenilikçilikler arasındaki çatışma devam ediyor. Bu çatışma siyasi partilerin içlerinde bile devam etmekte.
Özetle, üstad değişen bir şey yok.