Özkan İrman, çeyrek asırdır sektöründe birçok ilke imza atan Minteks'in sahibi. Kendisini hem bir sanayici, hem bir yazar(bilebildiğim kadarıyla bugüne kadar 21 kitabı oldu ve devam ediyor), hem de bir romanı sinemaya uyarlanmış ve yapımcılığını da kendisi üstlenmişti.
İrman'ın Minteks Şirketler Grubu'na bundan üç yıl önce Majör Yayınları katıldı. Bu şirket kapılarını yeni yazarlara açtı. Şimdi de yayıncılık alanında 3 yıldır bu şirketi ile faaliyet gösteriyor. Majör Yayınları ağırlıklı olarak bu üç yıl içinde Özkan İrman'ın 11 kitabını yayınlamıştı. Bu süre içinde gelen talepler doğrultusunda artık dışarıya açılma ve de özellikle Bursalı yazarlara destek vermek hedeflenmiş. Dolayısıyla bu yayınlanan kitap Majör Yayınları'nın 12. kitabını oluşturuyor.
BİLGE FATMA AKBAŞ VE MEMELİ HOROZ A.Ş.
Size bu kitabın yazarı hakkında fazla bilgi aktaramayacağım. Çünkü biraz gizem dolu. Bu gizemin gerekçesini sorgulamak işim değil. Gizemine saygı duyarak biraz onu anlatacağım. Gizemi çözmeyi size bırakıyorum. Bunun için Pandora'nın kutusunu yani Memeli Horoz A.Ş.'nin kapağını çevirip okuyacaksınız. Prometeus olmak cesaret ister.
Yazar Bilge Fatma Akbaş, öğrenebildiğim kadar Hakan Akdoğan'ın yazarlık atölyelerinden mezun olmuş. Bazı öykü denemeleri var. Bu çalışma onun ilk romanı oluyor. Yine kendi tanıtım notundan anladığım kadarıyla bir dönemler bazı sanayi kuruluşlarında beyaz yakalı olarak çalışmış.
Kitabını "Erkek şiddetine maruz kalmayı reddeden bütün kadınlara" adamış. Kitap tanıtım notunda şöyle lanse ediliyor:
"Tarih boyunca ve tüm dünyada kadına yönelik şiddet farklı boyutlarda ve yoğunlukta yaşanmaya devam ediyor. Ülkemizde de bu sorun sadece kadınları değil tüm toplumu etkilerken; Memeli Horoz A.Ş. günümüzde çok ihtiyaç duyduğumuz 'insanlık adına umut var' düşüncesine edebi anlamda da katkı koyarak farklı bir bakış açısını gündeme getiriyor.
Memeli Horoz A.Ş. ; sürekli değişen dünyada kendilerine yer edinmeye çalışırken maruz kaldıkları mobbinglerden, uğradıkları ihanetlerden, haksızlıklardan, hakaretlerden, takmak zorunda oldukları maskelerden,'mış' gibi yapmaktan, her gün bir kız kardeşlerinin sevdikleri adam tarafından katledilmesinden deliye dönen ve 'iyileştirme projesi' başlatan bir grup kadının hikâyesini başarılı bir kurguyla ele alıyor."
SONSÖZ
Yaşamda bildiğim ve yaşam felsefemin temelini oluşturan, insanlara üstünlük sağlayanın kendi özgür seçimi ile yaptıkları olduğudur.
Bu nedenle "Irkını, ebeveynini, cinsiyetini, doğacağı coğrafyayı, dinini seçemeyen" insanın, burada kazandığı özelliklerinden ötürü hiçbir üstünlüğü olamayacağıdır.
Vatan dendiğinde "Ana vatan"ı anlarsın, kucak dendiğinde "Ana kucağını" anlarsın, dil dendiğinde "Ana dil"ini anlarsın, doğurganlık dendiğinde ise "Ana"yı anlarsın, cennet dendiğinde "Anaların ayak altını" anımsarsın...
Ve birkaç söz:
Bir Çin atasözü "İlk yumruğu atan fikirlerin yetersizliğini kabul etmiştir."
Albert Einstein "Şiddet ahlak seviyesi düşük erkeklere her zaman çekici gelmiştir."
Isaac Asimov "Şiddet yetersiz kimsenin son durağıdır."
Ve son deyiş:
Tüm kadınlara saygıyla...