Çöl, Cam, Burak Kabadayı ve İmalat-Hane

Alain Badiou, önde gelen Fransız sol kanat düşünür ve École Normale Supérieure'nin (Fransa’nın önemli bir yüksekokulu) eski felsefe bölüm başkanıdır. Alain Badiou estetik üzerine düşüncelerini “inestetik” (inaesthetics) kavramıyla anlatır ve şöyle der:

“İnestetik’le kast ettiğim, sanatla felsefe arası bir ilişkidir. Bu ilişki, sanatın kendisinin de hakikat ürettiğini teslim ederken, sanatı felsefenin bir nesnesi durumuna çevirmeye kalkışmaz. Estetik spekülasyona karşı, inestetik, kimi sanat eserlerinin bağımsız varoluşu tarafından üretilen tamamıyla felsefe-içi (intraphilosophical) etkilerini açıklar”

“Evetlemeci [Affirmationist] Sanat Manifestosu” Badiou’nun inestetik estetiğinin ilkelerini tanımlar. İlk hali 2001’de Venedik’te düzenlenen bir konferansta sunduğu bildiriye dayanır. “Çağdaş Sanat Üzerine On Beş Tez” bu manifestonun çatısını oluşturur.

***

Her alanda olduğu gibi sanat alanında da İstanbul bir merkezdir. Özellikle çağdaş sanatların ülkemizdeki başkentidir. Çağdaş sanat 1960'lı veya 1970'li yıllardan (başka bir deyişle modern sanatın yani izlenimcilikle başlayıp, soyut dışavurumculukla sona eren dönemlerin bittiği kabul edilen zamandan sonra) günümüze kadar süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle 'çağdaş' olarak adlandırılan sanat biçimleridir.

Çağdaş sanatın çeşitli alanlarında başarılı eserler üreten, isimlerini tüm dünyaya duyurmuş birçok sanatçımız var.

Çağdaş sanatın genç temsilcilerinden sanatçı Burak Kabadayı, (1989) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olup (2014) yüksek lisansa devam etti. Kabadayı video, ses ve çeşitli nesneler ile kurduğu yerleştirmelerle enerji üretme-harcama biçimlerine ve hareketin formlarına odaklanıyor.

Sanatçının kişisel sergileri “Sabit Değişiklikler Dinamik Aralıklar” (2021, AVTO, İstanbul), 24 Saat (2017, PASAJ, İstanbul), 20’sinden Sonra (2016, Mixer, İstanbul).

Katıldığı grup sergilerinden bazıları; “10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar” (2023, İMALAT-HANE, Bursa), “Nedensel İlişkilerden Belirtisel Göstergeler Başkalaşımlar” (2022, Sanatorium, İstanbul), “Yabancı Bir Göz” (2022, Nilüfer Sanat, Bursa), “Kök” (2018, Santral İstanbul), “Hiçbir Şey Görememek” (2017, Alt Art Space, İstanbul). Kabadayı 2017 yılında “Baştan Başlamak” (İstanbul Bienali / Liverpool Bienali / Protocinema) değişim programında ve 2023 yılında SAHA Stüdyo’da yer aldı.

Burak Kabadayı, 2021 Temmuz’unda Kerem Ozan Bayraktar, Sinem Dişli, Ilgın Seymen ve Elmas Deniz ile ekoloji odaklı bir çalıştay için Misi’de bulunan Nilüfer Belediyesi Sanatevi’nde bir araya gelmişti. Sanatçılar çalıştay kapsamında sürdürdükleri araştırmaların sonucu olarak 4 Mart 2022’de Nazım Hikmet Kültürevi’nde Yabancı Bir Göz başlıklı bir sergi gerçekleştirmişlerdi.

Ayrıca Burak Kabadayı “10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar” isimli sergisini de geçen yıl İMALAT-HANE’de açmıştı.

Şimdi ise cumartesi günü “Burak Kabadayı’nın İMALAT-HANE’de küratörlüğünü Deniz Kırkalı’nın üstlendiği, “Çölde olduğunu söylemenin anlamı yok” başlıklı kişisel sergisi açıldı.

Sanatçı sergide “Yansıma ve serap gibi doğal fenomenlerin yarattığı algı yanılmaları üzerinden görmenin ve bilmenin muğlak sınırlarını sorgulatıyor.”

Kabadayı’nın, İMALAT-HANE’nin desteğiyle üretilen 3 yeni video çalışmasını içeren mekâna özgü yerleştirmesi, ışık, desen, video ve sesi kullanarak, dinamik bir ortam olarak çöl ve camın arasındaki maddesel ilişkiselliğe yakından bakıyor.

İMALAT-HANE

Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’da çağdaş sanatlarla ilgili çalışmalarına devam eden Bora Gürarda, 2021 yılında Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde İMALAT-HANE’yi kurdu.

İMALAT-HANE 11 Ocak 2022’de ilk sergisi olan Fikri Nuri Kuzucan‘ın küratörlüğünde "Açık Mekan 3" başlıklı sergiyle kapılarını açmıştı. O ilk sergide “Canan Tolon, Sinan Logie, Murat Akagündüz, Seçkin Pirim, Nuri Kuzucan, Nermin Er, Nil Yalter, Kemal Seyhan, Deniz Gül”ün eserleri vardı.

İMALAT-HANE kurulduğundan bu yana düzenlediği çağdaş sanatlar alanında 8 kişisel sergi ve 3 grup sergisi kapsamında 33 sanatçının toplamda 171 eserinin sergilenmesini sağladı. Ayrıca ana sponsorlar ve bireysel üyelerinin destekleri ile yeni üretilen 34 eser için kaynak yarattı.

Bu değerli sanat mekanımız özünde sanatsal pratiklerin üretimi ve sunumu için bir platform işlevi görür. Sergi, performans ve kamuya açık programları aracılığıyla, farklı nesillerden sanatçıların yeni fikirler geliştirerek, izleyici ile iletişime geçmesine olanak sağlar.

Bu arada İMALAT-HANE’nin İstanbul İMÇ çarşısında yer alan proje alanında ise, sanat ve kültür üreticilerinin bilgi paylaşımına ve kullanımına açık bir sanat mekanı bulunur. İMÇ’deki mekan sanat alanındaki farklı pratiklerin üretim ve araştırma süreçlerine zemin yaratmak ve yeni işbirliklerine olanak sağlamak amacıyla proje bazlı etkinliklere ev sahipliği yapar.

SON SÖZ

Bursa çağdaş sanatlar alanında çok bakir bir alan. Bu bakirliği ilk olarak Sevgili Bora Gürarda’nın İMALAT-HANE’si doldurdu. Onun temelini attığı bu yapı gerçekten kısa sürede efektiv işlere imza attı.

Bizler baby boomer kuşağı olarak geleneksel sanat algımızı zorlayan çağdaş sanat çalışmalarını izlerken zorlansak da yeni şeyler öğrenmeye açık olan kimilerimiz keyif almaya başlıyor. İlk anlardaki o zorlama süreçte güne, günün evrensel sanatının bir parçasına entegre olmaya çalışmak, onu kabullenmeye çalışmak, bizleri de yavaş yavaş değiştirip, dönüştürüyor. Bu açılardan ben bu çalışmaları değerli buluyorum. (Laf aramızda benim değerli bulup, bulmamam işin değerini değiştirmiyor).

Evet, bu noktada Sevgili Bora Gürarda ve Gürarda Ailesi kentimize önemli bir değer kazandırdı. Yolunuzu arada bir İMALAT-HANE’ye çevirin.

Başarılar Bora. Sevgili Burak yolun açık olsun.