"Türk futbolunda altyapı değil, üstyapı sorunu var" sözü futbol ekonomisti Tuğrul Akşar'a ait. Futbol takımlarını yönetenler yaratılan ciddi kaynakları verimli kullanamadıkları gibi ülke futbolundaki takımların çoğunluğu devasa borç yükü altında iflas noktasında.
Bursaspor da en çarpıcı örnek. Süper Lig Şampiyonluğu ile geçmiş borçlarını sıfırlayan kulüp, 10 yıl sonra 570 milyon borçla TFF 1.Lig de yaşam mücadelesi veriyor.
Euro'ya karşı TL'deki 1 liralık kayıp, borçları 27-28 milyon artırıyor. 110 milyon civarındaki banka borçları yıllık 20 milyona yakın faiz yükü getiriyor. Üstelik katedilmiş. İcrai işlem yapılabilir.
Geçtiğimiz yıl 40 milyon gelir üretebilen kulübün ekonomik ve sportif sorunlarını çözmeye talip Süper Lig'e dönüş vadeden üç adaylı bir kongre yaşadık. Bundan önceki çok adaylı kongrede üç binden fazla üye katılımı olmuşken bu kez katılım bin civarı oldu. Aday profillerinin kongre üyelerinin beklentilerini karşılama-dığı buna neden gösterilebilir.
Süper Lig'den düşen kulüpler de ilk 1-2 sezon geriye dönüş için daha şanslı sezonlar olarak görülüyor. Zaman geçtikçe ekonomik yapı ve kulüp organizasyonu daha da bozulduğu için şartlar zorlaşıyor. Yönetimlere de doğrudan tribün grupları ya da onların desteklediği adaylar seçiliyor.
Bursaspor da son seçiminde belki de ilk kez tribün gruplarının tamamına yakınının onayladığı bir yönetim seçti. Bunun olumlu katkıları pandemi koşullarındaki iyileşmeye paralel, yeni sezonda seyircili oynanacak maçlarda ve sosyal medyada görülebilir ve kentte ciddi bir sinerji yaratabilir.
Taşıdığı büyük risk ise deneyimsiz ve baskı altında kalacak kulüp gerçeklerine göre ciddi vaatlerde bulunan yönetimin popülizme kayması olasılığı olacaktır. Burada finansal akıl ve futbol aklının kim ya da kimler olacağı en önemli faktör olacak.
Üstyapısı sorunsuz sezon dileğiyle.