"Yine mi boykot?" diyenleriniz olacak ama geçtiğimiz seneden bu yana işgalci İsrail ordusunun kanlı saldırıları hiç durmadığı için boykot da hala önemini koruyor.
Neden boykot üzerinde duruluyor, niye bu kadar ısrarla dile getiriliyor?
Başta 2 milyarı aşan İslam dünyası olmak üzere dünyadaki hiçbir devlet veya kurum, Batı emperyalizminin Orta Doğu'daki eli kanlı ortağı İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırıma doğrudan fiziki bir müdahalede bulunmuyor, bulunmaya cesaret edemiyor.
Yemen'deki Husiler ile Lübnan'daki Hizbullah'ın İsrail'e yönelik ideolojik ve mezhepsel hamlelerini saymazsak tüm dünya resmen Gazze'deki katliamları film izler gibi seyrediyor.
Dünyanın dört bir yanında yapılan protestolar, hükümetleri; İsrail'e karşı adım atmaya, silah ambargosu ve ticareti kesmeye zorlayamıyor.
Hatta Davos'ta 'One minute' diyerek İsrail'in Filistinlilere yönelik zulmüne tepki göstererek dünya çapında gündem olan bir çıkışa imza atan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak yönettiği Türkiye bile 7 Ekim'den aylar sonra İsrail ile ticareti kesebildi.
İşte bu yüzden gücünü paradan alan İsrail'e karşı insanların tek mücadele aracı olarak boykot kalıyor.
İSRAİL'E KİM NASIL DESTEK OLUYOR?
Boykota katılmayan bir çok insan, aldıkları ürünlerin İsrail'e destek olarak gitmediğini düşünüyor, düşünmek istiyor. Keşke öyle olsa insanların canlı canlı parçalanmasında içtiğiniz kahvenin, kolanın kullandığınız herhangi bir ürünün katkısı olmasa. İnsanlar harcamaları oranında bilerek ya da bilmeyerek bu zülme ortak oluyor.
Avrupa merkezli Euronews'ta yer alan bir haberde, ABD'nin kuruluşundan bu yana İsrail’e yaptığı askeri ve ekonomik yardım miktarının enflasyon oranı da hesaba katıldığında 300 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor.
Peki bu para nereden geliyor? Tabiki sadece koladan ve kahveden gelmiyor. Tüm dünyaya yayılan hatta ülkemizde ve işgal edilmiş Filistin topraklarında da bulunan çokuluslu şirketler tarafından üretilen ürünlerin listesini incelemek yetiyor. Bu şirketlerin devasa gelirlerinin küçük bir kısmının bile Filistin'de yaşanan 76 yıllık zulmü çok rahat finanse etmeye yeteceği apaçık ortada.
YA ÜLKEMİZDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEK OLSALARDI?
"Batılı devletler ile bir olan Araplar 1 asır önce Osmanlı'ya ihanet etti ve bedelini ödüyorlar." argümanını kullanıp Filistinli sivillere yapılan zulme sessiz kalan hatta sevinen bazı vicdansızlar sosyal medyada cirit atıyor. Ölenleri dinine ve ırkına göre ayıran bu kesim, "Türk değilse bize ne diyor?" ancak Uygur Türklerine insanlık dışı muameleler yapan Çinlilere de ses etmiyor.
1 asır önce yaşananların kinini tutan bu ırkçı kesimler, Anadolu'yu işgal edip, şehirleri yakıp, insanımızı katleden Yunana, İngilize ve Fransıza aynı nefreti duymuyor hatta hayranlık duyuyor.
Peki her şeyi geçelim. İnsanlığı, dinimizi ve vicdanımızı bir köşeye koyalım. Adı veya markası önemli değil ister yerli ister yabancı olsun, bazı firmalar dolaylı olarak ülkemizdeki terör örgütlerini finanse etse ne düşünürdünüz?
"Bu ürünler çok kaliteli, şu kahve veya o kola çok lezzetli mi?" derdiniz.
Sosyal medyada paylaşıp intikam yeminleri ettiğiniz şehitleriniz aklınıza gelir miydi?
Peki ya size zaten ABD'nin, Türkiye'yi kana bulayan terör örgütlerine açıkça destek verdiği söylesem ne derdiniz?
Geçtiğimiz senenin Aralık ayında Beyaz Saray'a gönderilen 2024 savunma bütçesinde ağırlıklı olarak PKK'nın Suriye kolu YPG'nin faydalandığı, Suriye'ye ayrılan fonun 156 milyon dolar olarak belirlendiği mi hatırlatmak gerek yoksa YPG'ye yapılan AVENGER füze teslimatını mı?
Evet içtiğiniz bir kola veya kahveyle ya da kullandığınız deterjanla Türk askerine ya da Filistinlilere sıkılan kurşunları, atılan bombaları direkt satın almamış olabilirsiniz ancak ortak olmuş olursunuz.