Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir. (Al-i İmran suresi 92)
Tarih boyunca “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olan, malın en hayırlısı Allah yolunda harcanan, Allah yolunda harcananın da en hayırlısı halkın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi karşılayandır” inancı ile hareket eden bir medeniyetin sahipleriyiz.
Şair Basîrî bir şiirinde insanların birbirine nasıl muhtaç olduğunu anlatır.
Zen merde, civân pîre, kemân tîrine muhtaç
Ebnâ-yı beşer hâsılı birbirine muhtaç.
Kadın erkeğe, genç yaşlıya, keman da okuna muhtaç,
Hâsılı (özetle) insanoğlu birbirlerine muhtaç.
Elisee Recus (Fransız tarihçi ve yazar) “Osmanlılardaki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır. Birçok köyde merkepler iki gün izinli sayılır... Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde, hangi evin bacasına leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o bir Türk evidir. Leylekleri rahatsız etmemek için ateş yakmazlar.”
Luigi Ferdinando Marsigli (İtalyan asker ve araştırmacı “Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür.” (Yavuz Bahadıroğlu)
Tarih boyu çok ilginç gelebilecek vakıflar kurduğumuzu da belirtelim. Meselâ
Boğaz’da Temiz Hava Aldıran Vakıf:
Borcundan Dolayı Hapse Düşenlere Yardım Vakfı
Çocukları gezdirme ve meyve yedirme vakfı
Doktorların güzel huylu olmasını isteyen vakıf
Duvar yazılarını silen vakıf
Güvercinhane Yaptıran Vakıf:
Gurabahane-i Laklakan vakfı (hasta, düşkün leyleklerin bakımı için)
Hizmetçilerin efendileri tarafından azarlanmaması için kırdıkları kâse ve kapların yerine yenilerini alan vakıf.
Mola taşı dikme vakfı. (hamalların dinlenmesi için)
Muallimlere (öğretmenlere) Tütünü Yasaklayan Vakıf:
Pabuç Parası Veren Vakıf:
Parasını Düşüren Çocuklar Vakfı
Liste uzayıp gidiyor burada kesiyorum. İhtiyaç duyulan Çok sahada vakıf kurulduğu için, Osmanlı medeniyeti, "vakıf medeniyeti" olarak nitelendirilmiştir.
Evliya Çelebi, XVII. yüzyıldaki Osmanlı vakıf eserler hakkında, "..ben elli yılda 18 padişahlık ve krallık yere seyahat ettim, hiçbir yerde bu kadar hayrat görmedim" diye yazmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze intikal edip, yöneticileri hayatta kalmayan vakıf sayısı 52.000 adet olup, yönetimleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür.
Vakıf medeniyetimizle ilgili bu kısa bilgiden sonra günümüze gelirsek;
KURAV- KUR’AN ARAŞTIRMALARI VAKFI
Bursa’da kurulan bir vakıf olup İlmi (Bilimsel) alanda faaliyet yapmaktadır. Çağdaş gelişmelere paralel olarak, Kur’an’ın daha iyi anlaşılmasına yönelik hizmetler üretmek amacıyla kurulmuştur. İlahiyat Fakülteleri öğretim elemanlarıyla yurt içi ve yurtdışında çalışmaları ile tanınan bilim adamları, sanatkâr ve düşünürleri bir araya getirerek, istişarî nitelikte toplantılar yapmaktadır. Kurulduğu 1993 yılından bugüne; İlahiyat alanında temayüz etmiş akademisyenlerin tamamı olmasa da tamamına yakını KURAV programlarında yer almıştır. Vakıf çalışmalarını halka tanıtmak amacıyla seminer, panel, açık oturum, konferans çalıştay vb. bilimsel toplantılar düzenliyor.. Çok sayıda etkinlik yapılmasına rağmen, basılı yayın olmasına rağmen; Vakıf yeterince, hatta hak ettiği derecede tanınmıyor.
En son 22-23 Ekim 2022 tarihlerinde Bursa Merinos AKKM’de ’“Din ve Liderlik Çalıştayı” düzenlendi. İki gün boyunca yapılan oturumlarda farklı Üniversitelerden
34 bilim insanının sunumları alınmış müzakere edilmiştir. Yapılan bütün çalışmalar sonradan basılı hale getirilmektedir.
Vakfın Akademik Kurulu ihtiyaç duyulan konularda ve istek olarak vakfa ulaşan güncel konularda önem sırasına göre programlar yapılmasına karar vermektedir.
Şu anda Akademik Kurulun önünde iki mesele vardır ki; ikisi de çalıştay yapmayı gerektiren konular.
Birincisi “Toplumsal cinsiyet eşitliği” Bu konu ilahiyatçıların yanında farklı alanlardaki bilim adamlarının sunumlarıyla tartışılacak bir konu. Hatta maddi yönü karşılanabilir ise; yurt dışından bilim insanlarının katılımının da sağlanmasını gerektiren güncel bir konu.
İkincisi “Kur’an da şiddet var mı? kadına şiddet kadını dövmek” konusu.
Bu yazıyı okuyan herkes https://kurav.com adresinden Vakfa ulaşabilir. Vakıfla ilgili daha detaylı bilgi edinebilir. Akademik Kurul’a tartışılmasını istediğiniz ciddi konuları önerebilirsiniz. Hiç bir şey önermeseniz bile sitedeki etkinlikleri takip edebilirsiniz.
Ülkemizde bilimsel alanda faaliyet gösteren vakıflar genellikle devlet ya da büyük holdinglerin himayesindedir. KURAV - Kur’an Araştırmaları Vakfı Devlet veya holding himayesi olmadan bilimsel çalışmaları destekleyen hayırseverlerin yardımlarıyla yoluna devam ediyor.
Vakfın en önemli hizmetlerinden biri de “Doktora öğrencilerinin” çok iyi derecede yetişmeleri için ilave programlar yapmaktır. Bu öğrenciler yarının bilim adamlarıdır. Yarının din görevlilerini bu öğrenciler yetiştirecektir. Dini konuları iyi öğrenmeyen toplumlar; dini istismar eden hurafecilerin söylediklerini din sanırlar. Bu alanda yaşadığımız bütün, zehirlenmeler cehaletin ürünüdür. Her zehrin panzehiri vardır. Cehaletin Panzehiri ise bilgidir. İlim sahibi olmaktır.
Şair Şevki Kayaturan’ın mısraları bitirelim
İster zengin bir kişi, isterse devlet kursun, İsterim ki her yerde birkaç vakıf bulunsun
Öğrenciyse harçlığı, açsa karnın doyursun, Çaresizin derdine derman vakıflar olsun