Felâketten kütük kapma

Azılı Erdoğan karşıtı yazarların gazetesi "Deprem bölgesi riskli değilmiş" başlığı ile yalan ve asılsız bir haber yayınlıyor. Çevre Bakanlığı hemen açıklama yapıyor. Hatay İskenderun’da yüzde 65’i ruhsatsız yapılardan oluşan Meydan, Esentepe, Cumhuriyet, Numune, Pınarbaşı ve Modernevler Mahalleleri Bakanlar Kurulu Kararı'yla 2013 yılında riskli alan ilan edilmiştir. Muhalif kesim devreye giriyor. Bir vekilin de adı geçiyor. Konu mahkemeye taşınıyor. Danıştay Bakanlar Kurulu kararını iptal ediyor. Hükümet tekrar riskli alan ilan ediliyor. Mahkeme 2022 yılında tekrar iptal kararı veriyor. Mahkemeler sonunda kentsel dönüşümün önü tıkandı. Muhalifler her ne kadar “Rantsal” dönüşüm dese de deyim yerindeyse ortada “cansal” bir tehlike vardı ve 2013 yılından 2022 yılınakadar mahkemelerle oyalandık sonuçta depreme yakalandık. Korkulan başa geldi, o bölge yerle bir oldu.

778 canımızı kaybettik!

Şimdi de bir Milletvekili CB kararnamesini çirkin algısına malzeme yapıyor. Yusuf Alabarda’nın hesabına göre bu vekilin hezeyanı yaklaşık 20 milyon kişiye ulaşmış

Cumhurbaşkanı kararnamesi ne içeriyordu? Kışkırtılan vatandaşların açtığı dava sonucu yargı; riskli bölge ilan kararnamesini iptal etti. CB kararnamesi yargı kararına uymaktır. Yani riskli bölge kararnamesini yargı kararı gereği iptal etmiştir.

Şimdi, o vatandaşlarımızı mahkemeye koşturanlar; yaşanan yıkım ve ölümlerden sorumlu mu? Değil mi? Hâlâ iktidarı suçlayıp, enkaz üzerinde tepinerek, çifte atarak siyaset yapanlar var. Bunlarda nasıl bir surat, nasıl bir derileri var ki hiç kızarmıyor

Kentsel dönüşüme dört yıl önce Hatay Belediye başkanı hayır mitingi düzenledi. “Dönüşümde Rantın değil halkın yanında olacağız.” dedi. İyi de ne yaptın? Show yapıp canlara mal oldun. Dönüşüme engel olduğun o bölgeler yerle bir oldu.

Hatay Antakya belediyesi CHP adayı Hikmet Hatunoğlu’nun “Kentsel dönüşüme hayır” seçim afişi medyada yer aldı. Allahtan seçimi Ak Parti kazandı. Belediye Kentsel Dönüşüm için adım attığında; Cumhuriyet gazetesi  "Yurttaşlar Antakya Belediyesi'ni protesto etti: Kentsel dönüşüm istemiyoruz" başlığı atmıştı. Hatay’da engellemeler sonucu Antakya Kentsel Dönüşüm projesi bütün olarak yapılamadı parsel bazında kısmi olarak yapılabildi. Sonuç: o binalar ayakta kaldı.

CB Erdoğan:“Adana'da CHP'den bir belediye başkanı Kentsel dönüşüme biz karşıyız’ diyor” diyerek CHP’nin gerçek yüzünü millete gösterdi.                                             

Efendim 20 senedir Türkiye’yi siz yönetiyorsunuz siz sorumlusunuz diyenler için, Yukarıda verilen örnekler ve mahkeme yoluyla yapılan engellemeler ortadadır. Hükümet adım atıyor, Muhalif yapı engelliyor. Deprem bölgesinde yapılan tespitlerde  

“yıkılan binaların yüzde 97’si 1999 öncesine ait”. Ak Parti ise 2001 yılında kuruldu. Yaşadığımız Felaketin ne olduğunu anlamadan ya da anladığı halde açıkça ihanet edenlere hatırlatalım: TOKİ 1985'ten 2002'ye kadar geçen sürede 43 bin 145 konut üretmişti. Ak Parti iktidarında (2003-2022) Tam 1 milyon 170 bin konut üretti. Ak Parti ne yaptı diyenlerin bu konutlar gözüne girsin

DEPREME DAYANIKLI BİNALARIN YAPIMI BELEDİYELERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE KOTARILIR.

Deprem bölgesinde Adana, Hatay, Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerini Ak Parti’mi kazandı?  Ankara İstanbul Belediyeleri kimin elinde? Diyarbakır dışındakiler CHP’nin elinde değil mi? Bir İstanbul depremi bekleniyor. Söyleyin bakalım; Ekrem efendi depreme karşı hangi projeleri hayata geçirmiştir? FOX TV Çalar saat Programında kendisine depremle ilgili sorulara zorlanarak cevap verip, mevcut yapı stokunu düzeltmek için  "80 sene çalışmaları gerektiğini" itiraf etmiştir.“5 yılda 100 bin konut dönüştüreceğim” diyen Ekrem bey 4 yılın sonunda kentsel dönüşüm kapsamında kendisinin yapıp da teslim ettiği konut sayısı kaç biliyor musunuz? 0 (sıfır). Buna rağmen İBB deprem için bu yıl bütçesinde 492 milyon ayırmış, reklam ve tanıtım için ise 849 milyon ayırmış. İşte buna pes denir! Klasik CHP yönetimi budur. Reklam yap, algı oluştur,ye iç tatil yap, İstanbul kara teslimken elçilerle rakı-balık keyfi yap gerisi hikaye..Hakkını yemeyelim bir ara çeşme açılışı da yaptılar.

Türkiye büyük bir felaket yaşarken algı maymunlarından geçilmiyor,. Fason haber yapan sayıları azda olsa medya fahişelerinin böyle süreçlerde sesi çok çıkar ve tiksindirir. Malum: Gazeteci kaynağını açıklamak zorunda değildir, mahkemede bile söylemez. Bu yüzden yalan haberi için ceza alır. Bu cezalar paraya çevrilir ve tazminatı öder. Ancak ağır cezalık durumlarda hapis yatar. Birilerinin tazminat ödemeyi üstlenip havla dediği bu satılık tiplere bu dönemlerinde çok rastlanır.

Birileri çıkmış AFAD aleyhine atıp tutuyor. Devlete veryansın ediyor. Şehirde yaşayanlar, sadece bulunduğunuz cadde veya sokakta bütün binaların yıkıldığını düşünün ve enkaz altındaki insanları nasıl bir güçle kurtaracağınızı hayal edin.

Hatay belediye başkanı ne demişti “ dünyadaki bütün akutçuları getirseniz anca yetişirler” Felaketi küçümseyip felaketten nema ummak insanlıkla bağdaşmaz!

Benim seyrettiğimi seyretmeyen olabilir.  Anlatalım çünkü illerde AFAD görevlisi olanlardan uykuda enkaz altında kalanlar oldu. Yürek burkan bir olayı anlatalım: Adana Şakır Paşa Havalimanı girişinde AKUT Büyük bir koordinasyon merkezi kurmuş, AFAD görevlisi de elinde bir liste ile gelenlere;

“ Kaç kişi geldiniz? İçiniz de sağlıkçı var mı? Operatör var mı? Afet belgesi olan var mı?” diye sorup siz şu otobüse binin, sizler şu otobüse diye tasnif ediyordu.

Bu kişi bir ara ortadan kayboldu

Yağmur yağıyor ve herkes kurtarma için göreve gitmek istiyor, sinirler gergin

AFAD görevlisi 20 dakika kadar sonra geldi ve işine devam etti

Birisi sinirlerine hâkim olamadı ve “20 dakikadır seni bekliyoruz” dedi

Meğer o AFAD görevlisi adam: üç çocuğunun acı haberini almış!

Son söz: gün, şarlatanları dinleme günü değil,  devlete, devlet başkanına güvenmek millet olarak kenetlenme günüdür. Depremin yıktığı 11 il yeniden inşa ediliyor. Seven sevmeyen herkesin ortak fikri: “yaparsa yine Erdoğan yapar!” NOKTA!