Felaket ve siyaset

Türkiye’yi ekonomide Almanya, depremde de Japonya ile kıyaslayıp muhalefet yaptığını zanneden bir kesim var. Yazar İsmail Kılıçaslan bu kesim için; Yeniçerilerin kullandığı bir tanımı gündeme getirip; Kara dinlilerle milletin savaşı dedi. “kara dinli” ya da “kahpe dinli” tanımı. Her türlü alçaklığı, üçkâğıdı, namussuzluğu yapan düşman için kullanılırmış. Yazar devamla:“Kim bu kara dinliler? Sorusuna: Hatay’da “baraj yıkılmış” yalanını dolaşıma sokanları, “AK Partili olmayanları enkaz altından kurtarmıyorlar ” diyen nesebi gayrı sahihleri, “Suriyeli biri canlı yayında telefon çalıyor” diyen itleri, İnsanları galeyana getirip neredeyse sokakta insan infazına vardırmak isteyen Mikserleri gördünüz değil mi?” diyerek çok sert yüklendi.

Temmuz 2021 Almanya Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland Pfalz eyaletlerindeki sel felaketinde bölgeye günlerce elektrik ve içme suyu verilemedi; cep telefonları uzun süre çalıştırılamadı; doğal gaz hattı, yıkılan köprüler ve arızalanan demiryolları tamir edilemedi, öyle ki felaketin üzerinden aylar geçmesine rağmen zikredilen sorunların birçoğunun üstesinden gelinemedi. (Ekonomide dünya devi Almanya)

Doğal felaketlerden siyaset devşirmek devlete ve millete ihanettir. Bu ülkede seviyesi çukurda siyaset esnafı hep olmuştur. Felaketin ideolojisi, tedbirin ideolojisi olmaz.

Yazar Selahattin Eş yazmıştı. Yıl 1977, Romanya Bükreş'te akşam saat 21.00 civarı deprem olmuştu. İstanbul bile sarsılmıştı. Saat 23.00 haberlerinde Bükreş'te şiddetli bir deprem meydana geldiği açıklanıyordu. Romanya 20 kişinin öldüğünü açıklanmıştı. Yıkım da çok az idi (!) Bizdeki Marksist-Solcu yazarlardan Çetin Altan ve İlhan Selçuk gibi isimler; ertesi sabahki yazılarını yenilemişler ve “İşte, dün gece İstanbul'u bile sallayan büyük depremin merkezi Bükreş'teki durum. Sosyalist idare böyle olur işte. Modern devlet yönetimi, binalar sağlam, yıkım ve insan kaybı, yok gibi vs” diye yazmışlardı..Sonradan anlaşılmıştı ki, açıklama için Afrika gezisinde olan Romanya'nın komünist lideri Çavuşesku'nun gelmesi beklenmişti. Çavuşesku, gezisini yarıda kesmiş, Bükreş'e dönmüş ve faciayı dünyaya duyurmuştu: Bükreş büyük çapta yıkılmıştı ve binlerce de ölü. O Marksist kalemler, düştükleri çukuru izah etmek gereği bile duymamışlardı. Bu ve benzeri olaylara ve siyaset esnafına rastladığımda aklıma hep Akif’in “Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi, bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.” Sözleri gelir.

Bir haberin veriliş şekline bakınız. Cumhuriyet gazetesi Yurt dışına kaçarken yakalanan ve mahkemece tutuklanan Hatay Rönesans Rezidansın (yaklaşık bin kişinin yaşadığı 250 daire) müteahhidi M. Yaşar Coşkun hakkında, tam sayfa ayırdığı haberde, Coşkun'un Hatay'da Mimarlar Oda başkanlığı yaptığını, CHP'li belediye başkanı tarafından destek gördüğünü yazmadı. Kısaca bu kişi CHP yandaşıdır. (Bu gizlemeye; gönüllü ideolojik sansür denir) Bu kişinin Başkan Erdoğan’la bir fotoğrafı olsaydı; medyada, sosyal medyada yer yerinden oynamaz mıydı?

Dünyada hiçbir hükümetin böylesi bir depremle tek başına mücadele edebilecek imkân ve kabiliyete sahip olmadığı hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği bir konu. OECD ve Dünya Sağlık örgütü gibi kuruluşlarda bu depremin yüzyılın gördüğü en

 büyük ve benzeri görülmemiş bir deprem olduğunu ilan ettiler. Mamafih Bay KK “hükümet algı ile olayı büyütüp, asrın felaketi deyip sıyrılmaya çalışıyor” dedi Büyük oğlum bir haftadır Nurdağı’nda köylülerin iaşe ve ibatesi ile meşgul. Deprem için “buraları görmeden, TV haberlerinden felaketin boyutu kavranamaz” diyor. 

Bay KK, Başkan Erdoğan kabine toplantısı sonrası açıkladı “Şu ana kadar deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve işyeri Çevre Şehircilik Bakanlığınca incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu görüldü” İncelemeler ay sonunu bulur. Asıl rakam o zaman görülecek. Bay KK,  arkadaş sen “asrın felaketi” olması için ne bekliyordun? Bu on ilimiz Lut gölü gibi yerin dibine mi batacaktı.

Bay KK, siz algı ile uğraşırken bak Başkan Erdoğan ne diyor: Hasar tespiti biten yerde inşaat çalışmaları başlıyor. Mart başı 30 bin konut inşasına başlayabiliyoruz. Amacımız konut ihtiyacını 1 yılda tamamlamaktır. Yapar mı? Yapar. Daha önce ne söz verdiyse hepsini yaptı. Sizde ucuz yalanlarla, algılarla avunun durun.

 “İskenderun'da bizim belediyemiz yangını söndürdü, Hatay havalimanını onardı” gibi deprem 7,7 siz 8,8 şiddetinde sallayın. Belediyeden gelen iki uyduruk araçla havalimanı mı yapılır İskenderun Limanı'ndaki yangına. Deniz Kuvvetleri deniz araçlarıyla, Askeri uçaklar, Orman Bakanlığı uçak ve helikopteriyle, diğer ilgililer tarafından karadan müdahale ediliyor. Konya Belediyesi de orada, bunlardan sadece 1 tanesi İBB aracı. 40 araçla müdahale ediliyor. Yarısından fazlası Adana Orman’a ait. İBB ise aracının drone ile fotoğrafını çekip biz yangını söndürdük, (hadi oradan artist) Bir zihniyet bu kadar ucuzlar mı? Ucuzluyor işte.

Bay Kemal ve avanesi insanların sinir uçlarına dokunuyor. Ülkemiz insanı Maalesef Türkçeyi çok az kelime ile konuşuyor. Bunun içinde tartışamıyor iki cümle kursa üçüncüde ya hakaret ediyor ya da küfrediyor. Bay Kemal toplumdan bunu mu istiyor. Hakaret ve küfürler havada uçuşsun, kavga olsun ülke karışsın mı istiyor?

Bay Kemal (ananı a an devamını söylemeyim” gibi küfürlü cümleler kuran, TBMM kürsüsünde küfür çağrıştıran el hareketi yapan biridir. Küfredene küfrederler. Buna rağmen biz küfür ve hakaret etmekten uzak durmalıyız. Küfür denince hatırladığım, güldüğüm ama yakıştıramadığım bir olay var.

Malum Karadeniz, İnşaatçısı bol bir bölgedir. İnşaatçı Hacı amca iki tutam sakalı ile ustanın birine fena halde öfkelenmiş. Nasıl Sin Kaflı küfürler ediyor, bizzat şahit olmayan inanmaz! Beşikten mezara kadar saydı saydı ve sonunda “Ula Dursun ben sana ha bu sakallarla başka ne diyebilirim”  (güya sakalı küfretmesine mani olmuş da küfür etmemiş)  Bay KK ben sana ne diyorum biliyor musun? Milleti galeyana getirme, toplumu kavga ettirme. Felaket üzerinden siyasete yeltenme!