Birkaç yıl önce, hem içimde biriken yazma hevesi hem de bu zor sektördeki arkadaşlarıma sembolik de olsa destek için yazmaya başlamıştım.
İlk yazımın başlığı “Eyvallah” idi…
Ardından yeni yönetici olarak sevgili Okan Tuna geldi…
Tahsin Bulut ile birlikte haftada 2 gün yazmaya başladık.
Bizimki “hariçten gazeldi”…
Her dışardan gazel gibi, her başlangıç gibi bir sonu olacaktı.
Bu süreçte her zaman kahrımızı çeken tüm medya emekçilerine,
sevgili arkadaşım, müdürüm Kemal Göz’e teşekkür ederim.
Başladığımız gibi tekrar “eyvallah”…
Dr.Ceyhun İrgil
9.Ağustos.2014
***
Bu yazıyı cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yazıyorum.
Muhtemel siz bu yazıyı okurken RTE cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.
Ülkenin yarısı sevinecek, yarısı üzülecek.
RTE keşke tüm ülkeyi kucaklayabilseydi.
Ülkemizde seçimli demokrasiden beri böylesi fanatik sevgi ve nefret ayrışması olmadı. Bunun bedelini en çok kaybedilen zaman ve enerji nedeniyle gelecek nesiller ödeyecek.
Hem de çok uzak bir zamanda değil…
***
Bu ülke gelişen ve değişen bir ülke…
Gazetede , STK’larda, yerel yönetimlerde insanlar çaba içinde…
Gönüllü insanların gayreti ile yürüyen çok şey var.
Yazı ve eylemle derdini anlatma çabasında...
Yazıyorum, çiziyorum, koşuyorum, konuşuyorum...
Ama olmuyor diye dertlenen binler var.
Fikirlerimize değer verilmiyor diye eleştiren...
Yazılarımıza, yaptıklarımıza değer verilmiyor diye umutsuz...
Müdahale edemiyorum, katkı koyamıyorum diye küsen...
Olduğu yeri hazmedemeyen, beğenmeyen...
İçin için kaygılanan, üzülen...
Bu ülke ve kent için tasalanan insanlar var.
Son enerjisini, hayatını bu ülke ve insanlarına adayanlar var.
Yazı, kışı aynı çaba ile geçiren binlerce sevdalı var.
Maalesef bu insanların değerini bilmiyoruz.
Tüm çabalarına rağmen haklarını teslim edemiyoruz.
Çalışanlar günlük koşuşturma ve yoğunlukta...
Yöneticiler idari ve siyasi kaygı içinde…
İçin için bilinen, sessiz kalınan...
Kapalı bir dünyada...
Açık bir gerilemenin, yanlışın kıskacındayız.
Bir umuda, bir uyanışa, bir silkinişe gerek var.
Baskı, sindirme, korkutma, ekonomik tehdit …
Var olma çabasında bir insan, bir kent ve ülke…
***
Son söyleyeceğim;
umudun asla bitmemesini dilerim.
Hangi partiden olursanız olun, bu ülke bu kent hepimizin…
Demokraside rakip olur ama düşman olmaz.
Karşı partideki insanlar düşmanınız değil, komşumuz, arkadaşımız, vatandaşımız… Aynı toprağın çocuklarıyız...
Hoşgörü ile anlatarak dinleyerek birbirimizi anlamaya çalışacağız.
Ve bir gün herkes birbirini anlayacak.
Merak etmeyin, doğrular ve gerçekler er geç kazanır.
Hiçbir siyaset, yönetim, bilimin, aklın ve hayatın doğal akışına karşı duramazlar.
İnsanlığın ve ülkelerin kaderlerinde devrimler ve evrimler hep olacak.
Bazen bir nesil bazen bir ömür yetmeyecek ama olacak..
Merak etmeyin…
Gerçekler ve doğrular elbet kazanacak…
Birkaç yıl önce, hem içimde biriken yazma hevesi hem de bu zor sektördeki arkadaşlarıma sembolik de olsa destek için yazmaya başlamıştım. İlk yazımın başlığı “Eyvallah” idi… Ardından yeni yönetici olarak sevgili Okan Tuna geldi… Tahsin Bulut ile birlikte haftada 2 gün yazmaya başladık. Bi
Yarın seçime gideceksin. Salt cumhurbaşkanı seçimi değil bu. Vicdan sınavı aslında… Vicdanın partisi olmaz. Yarın sandığa gideceksin. Bu kez destekleyeceğin parti yok. Bir ülkenin aklını, yüreğini sayacaklar. Yarın oylar açıklandığında bir kazananı olmayacak. Sen nasıl bir ülkede
Ne söylense, ne yazılsa boş... Toplumsal bir psikoz bu. Ne yaşanan yolsuzluklar, Ne söylenen yalanlar, Ne yapılan hukuksuzluklar toplumda bir zerre değişime yol açmıyor. Efsunlu, hipnotik bir siyasi iklim... Ne sosyoloji, ne de siyaset bilimi ile açıklanamayan bir kaos hali... Hukuk gug
Daha çok tatil, daha çok üretim, daha çok iş imkânı Ezberleri bozabilir miyiz? Kamuda mesai 4 gün olsa ama devlet 7 gün açık olsa olmaz mı? Nasıl olacak? Kamuda çalışanlar 4 iş günü çalışıp, 3 veya 4 gün tatil yapacak. Aynı işi iki kişi yürüteceği için kendi aralarında 7-8 günü bölüşere
Meslektaşımız Op. Dr. Orhun Günaydın’ı 37 yaşında kaybettik. Uzman olarak çalıştığı Onkoloji Hastanesi’nde kansere karşı derman olurken, kanserle savaşırken kendisi kanser olan bir meslektaşımızdı. Son nefesine kadar çalıştı. Kendisi de kanser tedavisi görmesine ve hastalığının en ileri evrel