Bunu Kılıçdaroğlu'nun ironik eylemi olarak görüyorum.
Akılda tutmak.
Kimine göre isyana teşvik...
Kimine göre gerçekçi bir tavır.
Ama olayın özünde şöyle bir durum var.
Eğer ki bugün faturamı ödemezsem...
Önce elektriğim kesilir.
Sonra faizi biner.
Ardından icra takibi.
Üstüne masraflar..
Avukatlık ücretleri.
Borç katlandıkça katlanır.
Sonra haciz çıkar karşınıza.
Bunlar somut olacaklar.
Öte yandan bir de yaşamsal gerçekler var.
Kışın ortası...
Elektrik kesilse..
Evde hastan, okula giden çocuğun varsa...
İnternetin, televizyonun çalışmayacak.
Buzdolabın çalışmayacak.
Isınamayacaksın.
Bu duruma ne kadar tahammül edebilirsin?
Ya da 'faturamı ödemiyorum' derken sonrasında doğacak sorunların çözüm yolu nasıl olacak?
Ben de tepkiliyim zamlara.
Ödemeyelim peki ya altyapısı hazır mı?
Ekonomik, sosyal mağduriyetler nasıl çözülecek?
Bu fikir bir çıkış. Karşı duruş. Belki doksandan vuruş. Fark yaratmak olabilir.
Ama sürdürülebilir değil.
Bir taraftan kampanyaya milyonlarca abone uyarsa..
Elektrik şirketlerinin tavrı ne olur? O milyonların enerjisini keser mi?
Daha da önemlisi...
Hükumetin bu noktada politikası nasıl şekillenir?
Şu ana kadar zamdan geri dönüş olmadı, kademe yükseltildi.
'Bizden önce mum, gaz lambası vardı' nostaljisi de yaşayabiliriz.
Gerçi alışkanlıkları olan toplum şarj edemediği telefonundan, Netflix'inden mahrum kalabilir mi?
Buna göze alabilir mi?
Tüketimden gelen gücümüzü kullanarak daha az elektrik kullanmaya önem vermeliyiz.
Şirketler ürettiklerini satamazsa bu onların sorunu olur.
Karşılığını bulursa sonucu merak ediyorum..
İki ucu... değnek hesabı oldu biraz bu konu.
Hatta tam da gününde.
14 Şubat'ta elektrik dağıtım şirketime sevgililer günü mektubu gibi oldu.
Sevgili sevgilim, elektrik faturamı ödemezsem halim nice olur?
En başta bu satırları yazamam bunu biliyorum...
Ama gerçekten ne yaşarım, bilgilendirir misiniz?