CHP’nin içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci…
Kurultay tartışmaları, parti içi çekişmeler derken işler iyice karmaşık bir hâl aldı.
Bunu değerlendirmek için CHP’nin 2008-2010 yılları arasında PM Üyesi olan Ali Nihat Irkörücü ile sohbet ettik..Kendisi tabanı ve örgütçülüğü iyi bilen bir isim. Ona, süreci nasıl yorumladığını ve başlığı sordum... Verdiği yanıt, hem ironik hem de düşündürücüydü:
“Ne İrlandalı ne İskoçyalı var… CHP’li sayısı az.”
Bununla, partinin örgütlenme bilincinden koptuğunu, parlamentoya ve belediyelere taşınan isimlerin liyakat sorunu yaşadığını, hatta okuldan mezun olmayanların bile bir yerlere geldiğini vurguladı.
Peki, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ne düşünüyor? Irkörücü’nün yanıtı netti:
“En doğru görüşü Mansur Yavaş söylüyor. Önce parlamenter sistemin konuşulması gerektiğini hatırlatıyor. En sağduyulu yaklaşan Mansur Yavaş. Ülke geleceğini önceliklendiriyor.”
CHP geleneğinden gelmese de Yavaş’ın siyasi kültürüne dikkat çeken Irkörücü, şu kritik soruyu sordu:
“Ulusalcılık, milliyetçilikten farklı mı?”
KAZANANDA KAYBEDECEK!
Bu arada, CHP'nin eski il başkanlarından Şahin Gençal da sürece dair sosyal medyasında önemli yorumlar paylaştı. Gençal, parti içindeki en naif, duyarlı isimlerden biri olarak bilinir. Önseçim kararını değerlendirirken, hem isimlerin kıymetine hem de sürecin risklerine vurgu yaptı:
“Eğilim yoklamasından kazanan da kaybedecektir. Bir kurumun kendi içinde iki değeri yarıştırması bir kazanç değil, kalıcı ve iz bırakan bir kayıptır.
Cumhurbaşkanlığına aday olan bir değerin, isminin önüne ‘kaybeden’ vasfı koyuyor ve kamuoyunun önüne çıkarıyorsunuz. Bir değerin, toplumun önüne ezik bir psikoloji içinde sunulması, siyasetin büyük yanlışıdır.Daha da önemlisi, halkın beklentilerine karşı hayal kırıklığı yaratmış olursunuz.Seçimler kazanılmış olsa ve ikinci gelenin vasfı Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Başbakan olarak belirlenmiş olsa dahi, ‘kaybeden’ kimliği siyasi anlamda ne yazık ki silinmeyecektir.”
Gençal’ın uyarısı net: Partinin, iki güçlü ismi bir şekilde uzlaştırması şart!
İY & Yİ FORMÜLÜ!
Gelişmelerin ışığında Mansur Yavaş, ön seçime girmeyeceğini zaten açıkladı.
Mart ayındaki ön seçimin galibi şimdiden belli: Ekrem İmamoğlu.
Ama asıl kritik soru şu: Bundan sonraki süreç nasıl yönetilecek?
CHP içinde ne kadar birlik ve beraberlik mesajı verilirse verilsin… Karşıda siyaseti ve hamleleri çok iyi bilen bir Cumhurbaşkanı var: Recep Tayyip Erdoğan.
Eğer süreç yanlış yönetilir ve Yavaş, parti içindeki çekişmeler yüzünden küstürülürse, ayrışma kaçınılmaz olur. Ve bu, doğrudan iktidarın ekmeğine yağ sürer.
Son yıllarda sık sık dile getirdiğim formülün hâlâ arkasındayım:
İY (İmamoğlu-Yavaş) & Yİ (Yavaş-İmamoğlu)!
CHP sürece Ekrem İmamoğlu ile başlamalı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ise genişletilmiş yetkilerle Mansur Yavaş olmalı.
Ancak burada kritik bir detay var: Seçime giderken İmamoğlu’nun olası yasaklanma ihtimali. İstanbul seçimlerinde iki kez yaşanan senaryo, Türkiye geneline yayılabilir. Eğer İmamoğlu yasaklanırsa, yeni bir mağduriyet yaratılır ve siyasette kahramanlık etkisi devreye girer. Bu noktada Mansur Yavaş’ın cazibesi de dengeleri altüst edebilir.
Ancak, üç adaylı bir süreç yaşanırsa – yani olası bir erken seçimde Erdoğan, İmamoğlu ve Yavaş sahneye çıkarsa – oylar bölünebilir ve seçim kesinlikle ikinci tura kalır.
Sonuç? Böl ve yönet stratejisi devreye girerse, her türlü ihtimale kapı aralanır.
İşte CHP’nin çözmesi gereken en büyük problem de tam olarak bu:
İki güçlü ismi yan yana, el ele halkın karşısına çıkarabilmek!
BİRLİKTEYİZ İMZASI
Son olarak, TBMM’de Ekrem İmamoğlu için verilen imza sayısı 70’i geçti.
İmza atan vekiller, “İmamoğlu’nun yanındayız” mesajını net bir şekilde verdi.
Siyaset bu…Bugün atılan imzalar, yarışın öznesi tarafından unutulur mu, yoksa hafızalara kazınır mı?
Bunu da zaman gösterecek…
GÜNÜN SÖZÜ
“Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.” (Franklin D. Roosevelt)
Kafalarda ne senaryolar var, sormayın! Eğer CHP içindeki bölünme, parti kurma, kurultay iptalinden medet umma gibi beklentilerin hepsi gerçekleşirse, bu durum iktidarın ekmeğine yağ sürer... İmamoğlu yasaklanırsa, Yavaş küstürülüp ekarte edilirse, Üstüne yeniden bir Ekmeleddin İhsanoğlu, Muharrem İn
Özel bir süreçten geçiyoruz... Adına ne dersek diyelim... Ya açılacağız ya da saçılacağız... Çözüm, Cumhur ortağı MHP hamlesiyle başlasa da özü, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi ve Anayasa hamlesine odaklanıyor. Elbette taşların hamlesine bakmalı... Yani, AK Parti açısından desteklenen dönemde,
Ben bu meseleye biraz farklı yerden bakmak istiyorum... Yandaşı, candaşı herkes kafasına göre yorumluyor! CHP Genel Başkanı Özgür Özel eleştiri getirdi. AK Parti'nin eski belediye başkanı Aktaş, Özel'in Bursa gezisine dair harcama belgesi paylaşıp şu notu düştü: “154 kalemde, altında imzamın olmadığ
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, hem BTSO ziyaretinde hem de BUSİAD iftarında kentin gerçeklerini açık ve net bir şekilde dile getirdi. Özellikle 1/100 binlik çevre düzeni planına vurgu yaparak, Bursa’nın deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini hatırlattı. Şehirde toplam 628 bin bina te
Bugün siyasetten bir kilometre bahsedebilirim.. Rafa kalkan onca ilke, etik, ahlak, askıda parti rozetlerinden..Açılımlardan, çözülmelerden, holding CEO'larının birbirini yemesine kadar çok şeyi anlatabilirim...Ama aklıma 2021 yılında kaleme aldığım bir "dış politika" özneli yazım geldi. Gerçi "iç"