15 milyon ne demek istedi?

Yazının Giriş Tarihi: 26.03.2025 07:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.03.2025 07:56

Sandıktaki oy bir neden-sonuç ilişkisi değil mi?
Halkın iradesinin şekillendiği her sandık, sadece rakamlardan ibaret değildir.

CHP'nin pazar günü yapılan ön seçimi ve dayanışma sandığında kullanılan oy sayısı 15 milyonu aştı. 81 ilde, 973 ilçede tam 5 bin 600 sandık kuruldu.
Bunu görmezden gelmek mümkün mü?

Düşünsenize, 2023 seçimlerinde toplam sandık sayısı 191 bin 885’ti.
Yurt dışında, 73 ülkedeki 151 temsilcilik ve 16 merkezde kurulan sandık sayısı ise 5 bin 114’tü.

Bu bir cumhurbaşkanlığı seçimi olsaydı, nasıl bir tablo ortaya çıkardı?
Ya da meseleye "siz bile" mantığından bakarsak...
Bu 15 milyon insan, iddia edilen mali suçlara destek mi verdi?
Bunca insanın hiç mi sağduyusu yok?

Sandığa gidip dayanışma için oy veren vatandaş,
Kendi cumhurbaşkanı adayını belirledi.
Bir suça ortak olmadığına inandığını ilan etti.
Siyasallaşmaya oyuyla tepki koydu.

Gerçekler ortada...

Ve elbette, göz ardı edilemeyecek bir gerçek daha var:
Kasada açılan milyar dolarlık gedik...
Bu zarar daha ne kadar tolere edilecek?

Pazartesi yazımda vurgulamıştım:
Siyasetin aldığı her kararın faturasını, nihayetinde ekonomi üzerinden halk ödüyor.
Ödeyecek de...Üstelik, alınması gereken çok büyük dersler var.
Üniversitelerde yükselen protestolar, kent meydanlarında biriken öfke, giderek derinleşecek boykotlar...
Tırmanan bu açmaz, yönetilemez bir krize dönüşebilir.

CHP’NİN KRİTİK EŞİĞİ

Bir yanda yeni soruşturmalar, diğer yanda CHP’nin olağanüstü kurultayı...
Parti içindeki çok kullanımlı aparatlı Truva atlarını temizlemek için büyük bir fırsat.

Gözlemlediğim tablo açık:
İmamoğlu üzerinden servis edilen tek tip manşetler,
Medyada bazı isimlerin öne çıkarılması,
Araya serpiştirilen “Kılıçdaroğlu” pompası...

Bütün bunlar, CHP’yi dışarıdan dizayn etme çabalarının bir yansıması değil mi? Oysa aday net!

Lütfü Savaş’ı aday gösterdiklerinde, bunun bir “hata” olduğunu söylemiştim.
Bir şehir, binlerce can kaybı vermişken, hâlâ o şehri yönetenler aday gösteriliyorsa, “bu karar halktan karşılık bulmaz” demiştik. Bugün gelinen noktada haklı çıktık. Peki ya yarın?

Satrançtaki her hamleyi, siyasette atılan her adımı sakince izleyip, düşünüp analiz etmek gerek.
Dünün CHP-DEM işbirliği, terör söyleminden, “Bölücübaşı meclise gelsin konuşsun” noktasına gelindi.. En güçlü rakip olarak görülen İmamoğlu tutuklanıp cezaevine kondu.
Belediyelere bir bir kayyum atanıyor..Olasılık hala varsa mesele DEM’li çay sohbetlerinin ötesidir.

Bugün en kolayı, olup biteni, malum gündemi görmezden gelip,
Çiçek-böcek anlatmak…
Japonya’daki sakura mevsimini aktarmak olurdu.

Ama işte tam da bu yüzden..
Kasaba siyasetiyle kasaba gazeteciliğinin ortak noktası burada kesişiyor! Z kuşağı ile 80 yaşın üzerinde ki insanların, ortak bir dil ile aynı sandıklarda, meydanlarda buluşmasının farkını anlamamak gibi!

GÜNÜN SÖZÜ

"Zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır." (Sigmund Freud )

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hakimiyet En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.