İncelemedim ama köşe yazılarımda en çok yer verdiğim konuların başında 'otizm' geliyordur. Her duyarlı gazeteci gibi ben de otizmli bireyler ve ailelerinin sorunlarını, taleplerini, çözüm yollarını, hak arayışlarını bıkmadan usanmadan dile getirmeye devam edeceğim.
Aslında anlatmakla olacak ya da "Allah kolaylık versin" demekle hafifleyecek bir durum değil. Ebeveynler... Otizmli bireyin karşılaştığı sıkıntıların hepsini birebir yaşayan anneler bir de çocukları dışındaki dünyaya da yetişmeye çabalıyorlar.
Otizmli bireyler ve ebeveynleri için ortadan kaldırılması gereken o kadar eksik nokta var ki! Hep sayıyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz, dile getiriyoruz. Başlangıçlar yapılıyor, iki bürokrat yerinden oynuyor hop(!) tekrar başlangıç noktasına dönülüyor. Bu yazımda bu noktalara değinmeyeceğim ama süreçle ilgili kısa bir hatırlatma yapayım dedim.
Annelerimiz... Evet, onlar hepimizin annesi. Onların derdi hepimizin derdi. Alttaki bildiriyi okuyan her yurttaşın benimle aynı fikirde olacağını düşünüyorum eğer azıcık vicdanı varsa. Ülkemizde otizmle ilgili birçok sivil toplum kuruluşu var ve güçlerinin yettiği kadar çabalayıp eksiklerin giderilmesine yol göstermeye çalışıyorlar. Bu STK'ların bir de anneleri var! Bakalım onlar neler diyor. Türkiye Otizm Anneleri Topluluğu, hayatlarının bu kadar zorlaştırılmasına sonunda başkaldırdı! Anneler kaybolan, bakımevlerinde darp edilen ve tacize uğrayan otizmli çocuklarla ilgili haberlerin artması üzerine 'Sesimizi duyun' başlığıyla açıklama yayımladı:
"Otizmli çocukların anneleri olarak kaygılarımız her geçen gün çığ gibi büyüyor. Covid-19 salgını, çaresizliğimizi bir kez daha yüzümüze vurdu. Dere kenarlarında, ormanlarda, kentin ortasında kaybolan çocuklarımızın cesetlerini bulmaktan, bakımevlerinde çocuklarımızın darp edilmesinden, tacize, tecavüze uğramasından, yaşamın her alanında insanca muamele yerine hor görülmelerinden bıktık.
DESTEK YOK İHLAL VAR
Yarın ölsek, ne çocuklarımıza bakabilecek biri var ne de kalabilecekleri bir yer var. Ailelerin nefes alması için destek mekanizmaları yok. Ülkemizde otizmli yetişkinler için açılmış devlete ait bir tek bakım merkezi mevcut. Çocuklarımızı yığınlar halinde kilit altında yaşamaya mahkûm etmek, bakım vermek değil insan hakları ihlalidir. Her türlü sorunu tetiklemek için bir davetiyedir. Bir hayatın böyle geçmesi reva mıdır?
LÜKS DEĞİL İHTİYAÇ
Çocuklarımız için her ilde gündüzlü ve yatılı yaşam merkezlerinin açılması bir haktır. Bu, lüks değil ihtiyaçtır. Kriz geçiren otizmliler, gidecek özel merkez bulamıyorlar. Çoğunlukla yapayalnız mücadele veren anneler, çaresizlik içinde kapı kapı dolaşıyor. 18 yaş üstü kayıp engelli çocuklarımız da vahim kayıp kapsamında değil. Çocuklarıyla birlikte intihar etmeyi düşünen annelerin sayısı her geçen gün artıyor.
AYRIMCILIK DEĞİL EŞİT HAK
Çocuklarımıza tepeden bakılmasına, insanların kendilerini onlardan üstün görmesine, ayrımcılığa uğramalarına katlanamıyoruz. Otizmli çocuklarımızın eşit vatandaşlık haklarını kullanması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Artık bıçak kemiğe dayandı. Anneler olarak, otizmli çocuklarımız için acil çözüm üretilmesini ve onlara hak ettikleri onurlu desteğin verilmesini bekliyoruz.
Saygılarımızla,
Türkiye Otizm Anneleri Topluluğu