Bir gün elime bir kitap geçti. İki tuğla kalınlığındaydı, kafam gibiydi.
Kitap, Uludağ'daki bitki topluluğu (flora) üzerineydi. Okumaya kalksan ömrün yarısı badem, o derece!
Böyle bir nebati çeşitlilik var demek ki Uludağ'da, ekseriyesi endemik.
Bu ülkede neyin farkındayız ki, floranın veya faunanın (hayvan topluluğu) farkında olalım.
Geçen gün basında yer alan 'beyaz gelinciğin sırrı' haberi güzel misal.
Önce Tunceli'de, sonra Gümüşhane'de, akabinde Hakkari'de görüntülenen beyaz gelincikler, meğer farklı bir tür değilmiş.
Sadece gelincikmiş!
Gelincikler kürkünü-postunu iklime göre değiştirirmiş. Kışın beyaz olurmuş, yazın kahverengi.
Necip Türk basınının bu olayı, 'Dünyada soyu tükenmekte olan beyaz gelincikler...' diye tezgahlaması, cahillikten başka bişey değil.
Son tahlilde durum şu: Hızlı öğrenip hızlı yayıyoruz, bilgiyi 'check' etmeyi ihmal ediyoruz, enformasyon yapalım derken dezenformasyon yapıyoruz ve en mühimi bundan utanmıyoruz!
EN TEHLİKELİ SİLAH 'DRONE' OLABİLİR!
Bizim gazetenin arka sayfasında küçük bir haber vardı:
Rusya 'kamikaze drone'u tanıttı...
Kalaşnikof tarafından üretilen 'drone' hedefe ulaşarak kendisini patlatıyormuş.
Firma söz konusu insansız hava aracını (İHA) özellikle intihar saldırıları için ürettiğini açıklamış. Ebatları da yazmışlar, ufacık bişey.
Drone teknolojisinde her gün bir yenilik oluyor. Şimdilik havadan panoramik fotoğraflar ve görüntüler çekilmesine vesile olan 'drone'ların, internetten satışlarda kargo aracı olarak kullanıldığını falan da biliyoruz.
Henüz ilk 'drone' haberlerini okuduğumda, aletin kötü niyetli insanların elinde suikast silahına dönüşebileceği aklıma gelmişti. (şerrefsizim!)
Şu haber, 'eşşeğin aklına karpuz kabuğu getirme' düzeyinin çoktan aşıldığının göstergesi.
Tamam, bugünlerde kentler binlerce onbinlerce kamera tarafından izleniyor, kim ne yapsa etse, ana haberde mutlaka görüntüsünü izleyecek haldeyiz tamam da.
Bu 'drone'larla saldırı planlayan elemanları bugünün teknolojisiyle nasıl yakalayacağız?
KAFAYI DİREĞE ÇARPMAYIN DİYE!
Siz de sokakta yürürken bile cep telefonuna bakmayı sürdürenlerden misiniz?
İtiraf edeyim, ben onlardanım.
Önümüz yerel seçim ve benim gibiler için hiçbir belediye başkan adayından 'direklere kafa koruyucu tampon yaptıracağız!' vaadi duymadım.
Ama bakın, İtalya'nın Bolzano kentinde özerk yönetim direklere, 'kafa koruyucu yastık' yaptırmış bile.
Niye? Kafayı bodoslama direğe çarpmayın diye.