Hava Durumu

Adams’an almadım de!

Yazının Giriş Tarihi: 29.09.2024 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.09.2024 19:49

Vakti zamanında yakışıklı ve ‘genç’ bir siyasi parti liderine oy vermiş bir hısım akrabama sormuştum, ‘neden’ diye.

Aldığım yanıt, Türk insanının bu hususlardaki yaklaşımını ortaya koyar nitelikteydi:

‘Adam Amerikalılar’ı dolandırmış, Türkiye’yi mi yönetemeyecek?’

New York belediye başkanı Adams’a rüşvet verilmesi hadisesini de bu minvalde değerlendirin please!.

Biz Türkler bu işleri böyle yapmaya alışmışız.

Rüşvet, bir Türk folkloru zaten.

Rüşvet, adamını bulmak, araya adam koymak, torpil yapmak..

Bu kavramlara ‘aboo, o da ne’ diyen bir Allah’ın kulu var mı aramızda.

Yapmayın!

Hastaneye giderken doktor, olmadı hemşire, en azından hastabakıcı vs tanıdık kollamıyor muyuz hepimiz?

En alt düzeyde motivasyon böyle olunca yüksek bürokratlar, ‘tırnak içinde’ gazeteciler, siyasiler, hatta rüşvete yolsuzluğa ciğerden karşı kesimler bile, çatır çatır rüşvete konu olmuştur mutlaka ve kesinlikle bu ülkede.

Beleş yurtdışı gezilere katılan bürokratlar..

Beleş yurtdışı gezilere katılan siyasiler..

Beleş yurtdışı gezilere katılan gazeteciler..

İstisna mı sanıyorsunuz bu ülkede.

New York belediye başkanı demek, geleceğin potansiyel ABD başkanı demek.

Bitirdik adamı..

Herife bileti parası ödetmemişiz.

Nereye gidecek olsa önce İstanbul’a uçurmuşuz.

Haliyle daraltıyorlar adamı, ‘Türklerden rüşvet mi aldın?’ diye.

Haberin spotu şöyle:

‘Belediye Başkanı Adams’a Türklerden rüşvet aldın suçlaması!’

Belediye başkanı adamsa, çıkar der ki, ‘almadım!’

Ama aslında şunu söylemek istiyor bence:

‘Bu bir Türk geleneği.’

Ve devam:

‘Onlar işleri böyle yürütmeye alışmışlar, başka türlüsünü bilmiyorlar!’

Rüşvetin bir kültür çatışması veya uyumsuzluğu olduğunu öğrenmek için böylesi bir örmeğe ihtiyacı varmış dünyanın.

Adamlar iki tane otel konaklamasını, üç-beş uçak biletini niye böyle abartıyorlar biliyor musunuz?

ABD’de başkan bile Beyaz Saray mutfağında yediği içtiğini, uşağın hizmetçinin maaşını kendi öder.

Devletin uçağına değil kayınbiraderini, eniştesini, amcasını, dayısını, sevdiği gazetecileri falan, kızını oğlunu alamaz, parasını ödemeden.

Değerlendirin peki bu konularda biz nasılız?

Dolayısıyla, 40 yıl konuşsak anlaşamayız!

Çünkü onlar ‘seçip göreve’ getirdikleri insanları ‘geçici görevli’ olarak görüyorlar.

Biz ise ‘seçip başa’ getirdiğimiz insanları ‘devletin sahibi’ sanıyoruz.

Kitaba uymak ile kitabına uydurmak şeklinde bir kültürel çatışma bu.

Biz ikincisine teşneyiz milletçe.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.