Zorunda mıyım?

HABER I Samet ZİNCİROĞULLARI

Avrupa'da Kıbrıs Rus Kesimi Ligi'nden sonra en yaşlı futbol ülkesiyiz. Topun en az oyunda kaldığı, en çok faulün yapıldığı, genç ve kendi altyapısından yetişen oyunculara en az şans veren Avrupa ülkeleri sıralamasında üst basamaklardayız. Futbol kalitemiz ileri gitmiyor. UEFA organizasyonlarında kulüpler bazında 4-5 senede bir başarı yakalayabiliyoruz. İstikrarsızız. Her alanda olduğu gibi bunda da kurtuluşumuz gençler. Borç batağındaki kulüplerimizden çoğu bu sezon farklı transfer stratejilerini izledi. Bununla birlikte "zorunluluk"tan bu sezon alışkın olmadığımız şekilde genç oyuncu izliyoruz. Böyle bir durum olmasa futbolu yakından takip etmeyen sporseverler Ozan Kabak, Yunus Akgün, Burak Kapacak, Doğukan Sinik, Merih Demiral, Güven Yalçın ve birçok genç futbolcu adayının belki adlarını bile duymayacaktı. Bu çocuklar futbolumuzun geleceği. Evet.Tüm kulüplerimiz. Hepiniz artık genç oyuncu oynatmak zorundasınız. Teşekkürler UEFA.

HAFTAYA DAMGA VURANLAR

Ligimizde 10. haftadan geriye kalanlarda ise liste kabarık. Mustafa Pektemek'in hayata dönüşü, Akhisarspor'un gelecek adına çok önemli bir galibiyet alması. Medipol Başakşehir'in ne oynadığını en iyi bilen takım olduğunu yine ispatlaması, Galatasaray'ın hala bir deplasman planının olmaması ve Kasımpaşalı Mbaye Diagne'nin gol krallığındaki yerini perçinlemesi öne çıkanlar. Ankaragücü'ne ise ayrı bir parantez açmak şart. Maçtan sonra yaşananlar Ankara ekibinin galibiyetini gölgelese de İsmail Kartal'ın bu kadar dar rotasyonlu ve sonbaharında olan futbolcularla 10 haftada topladığı 16 puan çok değerli.

ÜST DÜZEY KALECİMİZ VAR MI ?

Almanya Teknik Direktörü Löw, 2010 yılında verdiği bir röportajda "Yaptığımız incelemeler doğrultusunda Almanya'nın önümüzdeki 10 yıl içerisinde tek problemli olacağı bölge santrfor olacak" demişti. Haklı çıktı. Bunu 2018 Dünya Kupası'nda da gördük. Diyeceksiniz ki buradan nereye varacağız. Trabzonsporlu Onur Kıvrak'ın Antalyaspor önünde yediği klasik bir Onur Kıvrak golünden sonra aklıma takıldı. Farkında mısınız yakın dönemde Rüştü Reçber ve Volkan Demirel'den sonra üst klasmana yakın kaleciler yetiştiremiyoruz. Milli takımımızda son 2 yılda kalede 4 farklı ismi (Volkan Babacan, Sinan Bolat, Serkan Kırıntılı, Harun Tekin) gördük. Bu çok yüksek bir sayı. Orta üstü seviyede birçok yerli kalecimiz var ama son yıllarda istikrarını koruyabilen ve o üst klasman eşiğini atlayabilen olmadı. Ama hala ümitliyiz. 23 yaşında ve altında olan Okan Kocuk, Gökhan Akkan, Uğurcan Çakır, M.Şengezer ve Berke Özer. Bakalım yakın zamanda hangisi o eşiği aşıp milli takımda kaleyi bırakmamak üzere devralacak ?

İSTİKRAR ÖNEMLİ Mİ?

İstikrar, futbolda ve diğer iş kollarında başarının anahtarıdır. Ancak kritik nokta umut veren ve tünelin sonundaki o ışığı görebildiğiniz konuda veya kişide ısrar etmek. Futbolda da bu böyle. Her ne kadar şu ana kadar ligimizdeki birçok teknik direktör değişikliğinin erken olduğunu düşünsem de Fenerbahçe Phillip Cocu'yu göndererek olmayacakta ısrar etmekten vazgeçti. Doğru yaptı. Cocu'dan bir gün sonra da Real Madrid Lopetegui ile aynı Fenerbahçe gibi 10. hafta sonunda yollarını ayırdı. Aklın yolu bir. Eğer hamlenizin doğru olduğuna inanıyorsanız vazgeçmek için geç değildir. Ayrıca buradan son 4 ayda İspanya Milli Takımı'ndan ve Real Madrid'den kovularak ironik bir başarıya imza atan Lopetegui'ya da selamlar.