Özge Özpirinçci anlattı: Abla askerdeyim çıplak fotoğraf atar mısın? dedi
Özge Özpirinçci anlattı: Abla askerdeyim çıplak fotoğraf atar mısın? dedi
Ünlü oyuncu Özge Özpirinçci hakkında geçtiğimiz günlerde, çok istediği bir tiyatro oyunu için tüm hazırlıklar yapılmasına karşın kendisine gelen dizi teklifini kabul ettiği, bu nedenle son anda oyundan vazgeçtiği iddiaları ortaya atılmıştı. Özpirinçci ise tiyatro oyunu için kimseyi darlamadığını ve daha sonra dizi teklifi geldiği için, kızına yeterince vakit ayıramayacağını fark ettiği için projeden vazgeçtiğini açıklamıştı. Özge Özpirinçci şimdi ise farklı bir konuyla gündemde.
Haber Giriş Tarihi: 17.12.2023 15:54
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2023 15:54
Kaynak:
MyNet
Canlandırdığı her karakterle izleyiciyi avuçlarının içine alan ünlü oyuncu Özge Özpirinçci Kelebek'ten Hakan Gence'ye röportaj verdi.
- 90’larda Bağdat Caddesinde büyümüşsün. Akla tiki, şık giyimli kızlar geliyor. Öyle biri miydin?
Hayatımın hiçbir döneminde öyle biri olmadım. Ben Caddebostan Sahil tayfasıydım, gri eşofmanı bir hafta boyunca giyen, yırtık Converse ve tişörtleriyle gezen tiptim.
- Hukuk fakültesi’ni kazanmışsın ama ailenin yönlendirmesiyle Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri’nde okumuşsun. Peki oyunculuk neredeydi?
Benden yedi yaş büyük bir abim var, bir sinema manyağı, sinefildir. Babam Emre’ye bir el kamerası almıştı, onunla sürekli Film çekerdi. “Şurada otur, şunu yap” falan der, senaryolar yazardı. Orada başladı her şey. Salih Bademci’nin ‘Altın Kelebek’ aldığında yaptığı konuşma da tam olarak oydu aslında. Ben de çocukken oynadığım oyunu oynamaya devam ediyorum. Konservatuvara gitmek istediğimi babama söylediğimde de “Ne gerek var” demişti. Diplomamı alınca babama verip sete gittim, hobi sandı. Baktı ki sürekliliği için elimden geleni yapıyorum, o zaman beni ciddiye almaya başlamıştı.
EVLİLİĞİMİZ BİRAZ EĞLENCELİ OLDU, BEN YEDİ AYLIK HAMİLEYDİM
- Burak (Yamantürk) ile 10 senedir birliktesiniz. İki senedir de evlisiniz...
18 Eylül’de evlendik, iki seneyi geçti, Mercan’a hamileydim işte.
- Klişeler vardır, aşk evlenip çocuk sahibi olunca şekil değiştirir derler. Sizin nasıl oldu?
Bizde kronoloji çok farklı ilerledi. Hatta Burak “Beybi tamam anladık asisin ama bir noktada şu imzayı atmamız, evlenmemiz gerekiyor” dedi. Sonra düşündüm, Allah korusun bana ya da Burak’a bir şey olsa yoğun bakıma giremeyeceğim çünkü akrabası değilim. Bir çocuğumuz var ve çocuğumun iyiliğini düşünmek zorundaydım. Yani evliliğimiz biraz eğlenceli oldu, ben yedi aylık hamileydim.
- Kısacası imzaya takılanlardan değilsin...
Ne imzası, biz o imzayı birbirimizi gördüğümüz an attık. Ben onun güzel gözlerini gördüğüm an imzayı attım zaten Hakan.
- Neydi Burak’ta seni çarpan?
Burak’ın gözünden iyilik akıyordu. Bana güven hissi verdi. Kıyamet kopsa ‘Ben bu adamın yanında iyiyim’ hissini veriyor bana. Hangi zorluktan geçsek el ele tutuştuğumuzda bize hiçbir şey olmaz gibi hissediyorum.
- Sosyal medyadan bir şey paylaşırken bunu özgürce, düşünmeden yapabiliyor musun?
Eskiden çok daha özgürdüm. Fakat bir dönemden sonra aportta bekleyen ve sizi linç etmeye, hedef göstermeye hazır, tamamen altyapısız bir kitlenin olduğunu görünce artık bunu yapmamaya karar verdim. Ya da bazı şeyleri söyleme şeklini değiştirdim. Onların anlamayacağı zekâda söylemeye karar verdim. Ama işimi yaparken, karakterlerimi canlandırırken sansür filtremi tamamen kaldırıyorum. O yüzden mesleğimde kendimi çok özgür hissediyorum.
- Ne kadar sosyal medya insanısın?
Olmam gereken şekilde değilim. Ekibimden de bu konuda baskı görüyorum. Ama ortak bir paydada buluştuk gibi. Çünkü sosyal medya benim oyun alanım, ticari bir kaygım yok.
- Oradaki kusursuz dünyalar seni rahatsız ediyor mu?
Eskiden ediyordu, Instagram’dan önce dergilere bakardık, “Ne kadar güzel kızmış” derdik ama sonra bir yerde karşılaşıyorsun, “Bu mu” diye sinir krizi geçiriyorsun. Olanı olduğu gibi kabul etmek çok büyük bir erdem. Küçük dokunuşlarla potansiyelini en üstede taşıyabilirsin ama bir şeyi olduğundan 180 derece farklı göstermek bana gerçekten dolandırıcılık gibi geliyor.
ÖZGE ABLA ASKERDEYİM, LÜTFEN ÇIPLAK FOTOĞRAF ATAR MISIN?'
- Instagram’dan ahlaksız teklif alıyor musun?
Seneler önce almıştım. O çocuk artık çoktan askerliğini bitirmiştir, “Özge Abla askerdeyim, lütfen çıplak fotoğraf atar mısın” demişti. Yani “Ablacığım bunu gerçekten benden mi istiyorsun” demek istemiştim (gülüyor).
- Özge Özpirinçci olsan da sektörde zorluklar yaşadığın oluyor mu?
E tabii, daha çok yeni oldu. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadım, şimdi baktığımda iyi ki yaşamışım diyorum.
- Başka bir proje olacaktı ama olmadı mı?
Aynen öyle, ama ona bile dönüp baktığımda bunun bana bir ders olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Evet, o sürecin içinden geçerken çok üzülüyorsun ama sonra diyorsun ki “Bunun da bir sebebi varmış”.
'SAÇLARIMI ÜŞENDİĞİMDEN BOYAMIYORDUM'
- Ekranın fiziksel beklentileri hakkında ne düşünüyorsun?
Sıkıcı değil mi?
- Sen mesela bir dönem saçlarını boyamadın, değil mi?
Üşendiğimden boyamıyordum. Benim kendimden fiziksel beklentim, oynayacağım karaktere bağlı. Çok şık, bakımlı, iki dirhem bir çekirdek görünmesi gereken bir karakteri canlandırıyorsam saçımı da boyatırım, botoksumu da yaptırırım, sporuma da giderim. Ama oynadığım karakter önceki işim ‘Kadın’daki Bahar gibiyse o gün yüzüme krem bile sürmem. Bunlar dışında benim Özge Özpirinçci olarak sokakta, AVM’de nasıl göründüğüm kimseyi ilgilendirmez. Çünkü orada kendimim, belki evden son anda çıktım... Ama o gün nasıl bir gün geçirdiğinizi hiç bilmeden cımbızlandığınız bir anda hep çok iyi görünmenizi istiyorlar.
- Tabii belki markete gidiyorsun...
Ben pijamayla bakkala giden biriyim, bunu yapmaya da devam edeceğim. Kendimi o şekilde özgür ve sıradan hissediyorum. Bu özgürlüğümden vazgeçmek istemiyorum, yoksa kendimi kapana kısılmış hissederim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özge Özpirinçci anlattı: Abla askerdeyim çıplak fotoğraf atar mısın? dedi
Ünlü oyuncu Özge Özpirinçci hakkında geçtiğimiz günlerde, çok istediği bir tiyatro oyunu için tüm hazırlıklar yapılmasına karşın kendisine gelen dizi teklifini kabul ettiği, bu nedenle son anda oyundan vazgeçtiği iddiaları ortaya atılmıştı. Özpirinçci ise tiyatro oyunu için kimseyi darlamadığını ve daha sonra dizi teklifi geldiği için, kızına yeterince vakit ayıramayacağını fark ettiği için projeden vazgeçtiğini açıklamıştı. Özge Özpirinçci şimdi ise farklı bir konuyla gündemde.
Canlandırdığı her karakterle izleyiciyi avuçlarının içine alan ünlü oyuncu Özge Özpirinçci Kelebek'ten Hakan Gence'ye röportaj verdi.
- 90’larda Bağdat Caddesinde büyümüşsün. Akla tiki, şık giyimli kızlar geliyor. Öyle biri miydin?
Hayatımın hiçbir döneminde öyle biri olmadım. Ben Caddebostan Sahil tayfasıydım, gri eşofmanı bir hafta boyunca giyen, yırtık Converse ve tişörtleriyle gezen tiptim.
- Hukuk fakültesi’ni kazanmışsın ama ailenin yönlendirmesiyle Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri’nde okumuşsun. Peki oyunculuk neredeydi?
Benden yedi yaş büyük bir abim var, bir sinema manyağı, sinefildir. Babam Emre’ye bir el kamerası almıştı, onunla sürekli Film çekerdi. “Şurada otur, şunu yap” falan der, senaryolar yazardı. Orada başladı her şey. Salih Bademci’nin ‘Altın Kelebek’ aldığında yaptığı konuşma da tam olarak oydu aslında. Ben de çocukken oynadığım oyunu oynamaya devam ediyorum. Konservatuvara gitmek istediğimi babama söylediğimde de “Ne gerek var” demişti. Diplomamı alınca babama verip sete gittim, hobi sandı. Baktı ki sürekliliği için elimden geleni yapıyorum, o zaman beni ciddiye almaya başlamıştı.
EVLİLİĞİMİZ BİRAZ EĞLENCELİ OLDU, BEN YEDİ AYLIK HAMİLEYDİM
- Burak (Yamantürk) ile 10 senedir birliktesiniz. İki senedir de evlisiniz...
18 Eylül’de evlendik, iki seneyi geçti, Mercan’a hamileydim işte.
- Klişeler vardır, aşk evlenip çocuk sahibi olunca şekil değiştirir derler. Sizin nasıl oldu?
Bizde kronoloji çok farklı ilerledi. Hatta Burak “Beybi tamam anladık asisin ama bir noktada şu imzayı atmamız, evlenmemiz gerekiyor” dedi. Sonra düşündüm, Allah korusun bana ya da Burak’a bir şey olsa yoğun bakıma giremeyeceğim çünkü akrabası değilim. Bir çocuğumuz var ve çocuğumun iyiliğini düşünmek zorundaydım. Yani evliliğimiz biraz eğlenceli oldu, ben yedi aylık hamileydim.
- Kısacası imzaya takılanlardan değilsin...
Ne imzası, biz o imzayı birbirimizi gördüğümüz an attık. Ben onun güzel gözlerini gördüğüm an imzayı attım zaten Hakan.
- Neydi Burak’ta seni çarpan?
Burak’ın gözünden iyilik akıyordu. Bana güven hissi verdi. Kıyamet kopsa ‘Ben bu adamın yanında iyiyim’ hissini veriyor bana. Hangi zorluktan geçsek el ele tutuştuğumuzda bize hiçbir şey olmaz gibi hissediyorum.
- Sosyal medyadan bir şey paylaşırken bunu özgürce, düşünmeden yapabiliyor musun?
Eskiden çok daha özgürdüm. Fakat bir dönemden sonra aportta bekleyen ve sizi linç etmeye, hedef göstermeye hazır, tamamen altyapısız bir kitlenin olduğunu görünce artık bunu yapmamaya karar verdim. Ya da bazı şeyleri söyleme şeklini değiştirdim. Onların anlamayacağı zekâda söylemeye karar verdim. Ama işimi yaparken, karakterlerimi canlandırırken sansür filtremi tamamen kaldırıyorum. O yüzden mesleğimde kendimi çok özgür hissediyorum.
- Ne kadar sosyal medya insanısın?
Olmam gereken şekilde değilim. Ekibimden de bu konuda baskı görüyorum. Ama ortak bir paydada buluştuk gibi. Çünkü sosyal medya benim oyun alanım, ticari bir kaygım yok.
- Oradaki kusursuz dünyalar seni rahatsız ediyor mu?
Eskiden ediyordu, Instagram’dan önce dergilere bakardık, “Ne kadar güzel kızmış” derdik ama sonra bir yerde karşılaşıyorsun, “Bu mu” diye sinir krizi geçiriyorsun. Olanı olduğu gibi kabul etmek çok büyük bir erdem. Küçük dokunuşlarla potansiyelini en üstede taşıyabilirsin ama bir şeyi olduğundan 180 derece farklı göstermek bana gerçekten dolandırıcılık gibi geliyor.
ÖZGE ABLA ASKERDEYİM, LÜTFEN ÇIPLAK FOTOĞRAF ATAR MISIN?'
- Instagram’dan ahlaksız teklif alıyor musun?
Seneler önce almıştım. O çocuk artık çoktan askerliğini bitirmiştir, “Özge Abla askerdeyim, lütfen çıplak fotoğraf atar mısın” demişti. Yani “Ablacığım bunu gerçekten benden mi istiyorsun” demek istemiştim (gülüyor).
- Özge Özpirinçci olsan da sektörde zorluklar yaşadığın oluyor mu?
E tabii, daha çok yeni oldu. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadım, şimdi baktığımda iyi ki yaşamışım diyorum.
- Başka bir proje olacaktı ama olmadı mı?
Aynen öyle, ama ona bile dönüp baktığımda bunun bana bir ders olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Evet, o sürecin içinden geçerken çok üzülüyorsun ama sonra diyorsun ki “Bunun da bir sebebi varmış”.
'SAÇLARIMI ÜŞENDİĞİMDEN BOYAMIYORDUM'
- Ekranın fiziksel beklentileri hakkında ne düşünüyorsun?
Sıkıcı değil mi?
- Sen mesela bir dönem saçlarını boyamadın, değil mi?
Üşendiğimden boyamıyordum. Benim kendimden fiziksel beklentim, oynayacağım karaktere bağlı. Çok şık, bakımlı, iki dirhem bir çekirdek görünmesi gereken bir karakteri canlandırıyorsam saçımı da boyatırım, botoksumu da yaptırırım, sporuma da giderim. Ama oynadığım karakter önceki işim ‘Kadın’daki Bahar gibiyse o gün yüzüme krem bile sürmem. Bunlar dışında benim Özge Özpirinçci olarak sokakta, AVM’de nasıl göründüğüm kimseyi ilgilendirmez. Çünkü orada kendimim, belki evden son anda çıktım... Ama o gün nasıl bir gün geçirdiğinizi hiç bilmeden cımbızlandığınız bir anda hep çok iyi görünmenizi istiyorlar.
- Tabii belki markete gidiyorsun...
Ben pijamayla bakkala giden biriyim, bunu yapmaya da devam edeceğim. Kendimi o şekilde özgür ve sıradan hissediyorum. Bu özgürlüğümden vazgeçmek istemiyorum, yoksa kendimi kapana kısılmış hissederim.
Kaynak: MyNet
GÜNÜN EN ÇOK OKUNAN HABERLERİ
BAKMADAN GEÇME...
POPÜLER VİDEOLAR