Bursa'da teravih krizinde yeni perde! FETÖ'ye benzettiler
Bursa'da öğrencilerle teravih namazı etkinliği düzenleyen okul idaresi ve öğretmenlerin, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikayet edilmesiyle başlayan tartışma sürüyor.
Bursa Gemlik’teki Atatepe Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görev yapan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni Dr. Ali Durmuş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladığı ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) Projesi kapsamında, yılın ilk teravih namazını birlikte kılmak üzere öğrencileri 10 Mart'ta Hacı Osman Hayriye Okumuş Camii’ne davet etti. Bu organizasyon, Eğitim-İş Sendikası tarafından tepkiyle karşılandı.
Gemlik Atatepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi okul idaresinin 10 Mart’ta öğrencileri birlikte teravih namazı kılmaya ve ikramlar eşliğinde sohbet etmeye davet etmesine Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy tepki göstermişti. Okul idaresi ve öğretmenlerin hiçbir şekilde öğrencileri dini ibadete yönlendirme, davet etme ya da bu konuda etkinlik düzenleme izni bulunmadığını belirten Toy, ilgili kişiler hakkında harekete geçilmesi çağrısında bulunarak okul idaresi ve programı düzenleyen öğretmenler hakkında idari soruşturma açılması için başvuruda bulunmuştu. Toy’un konuyla ilgili açıklamasının ardından kendisine yönelik medyada yürütülen linç kampanyasına dair Eğitim İş Bursa İl Binası’nda basın toplantısı yapıldı.
EĞİTİM-İŞ: LAİKLİĞE AYKIRI
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, bu durumun “çağdaş ve bilimsel eğitime uymadığını, öğrencilerin okullarda ibadetlere davet edilemeyeceğini, bunun ülkeyi karanlığa sürükleyeceğini” savundu. Eğitim-İş Gemlik temsilcisi Erol Akbaş ise etkinliğin “lâikliğe aykırı olduğunu, öğretmen ve öğrencileri ayrıştırdığını, din ve inanç baskısı oluşturduğunu, lâikliğin tehlikeye girdiğini, okul müdürü ve öğretmenlerin açıkça suç işlediğini” iddia etti. Eğitim-İş Bursa Şubesi’nce, okul idaresi ve öğretmenler hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikayet başvurusunda bulunuldu.
DİYANET-SEN: 28 ŞUBAT ZİHNİYETİ HORTLADI
Diyanet-Sen, Cihannüma, Eğitim-Bir-Sen gibi bazı STK ve sendikalar, sosyal medya hesaplarından açıklama yapıp, olayın adeta İslâm ve namaz düşmanlığı olduğunu, 28 Şubat zihniyetinin yeniden hortladığını belirtti.
Programı organize eden öğretmen Ali Durmuş da sosyal medya hesabından şu açıklamada bulundu:
“Laiklik keyfi yorumlanacak, İslâm ve namaz karşıtlığı halini alacak bir kavram değil, din ve vicdan hürriyetinden ibarettir. Bir din kültürü öğretmeninin namazı tavsiye etmesi ve okul idaresinin buna izin vermesi laikliğe aykırı değil, aksine idarenin bu tür faaliyetlere izin vermemesi laikliğe aykırıdır. Eğitim-İş Sendikası yetkililerini kınıyorum.”
EĞİTİM BİR-SEN: EĞİTİM-İŞ SENDİKASININ TAVRINI KINIYORUZ
Eğitim Bir-Sen Gemlik Temsilciliği, Eğitim –İş Sendikasının namazdan duyduğu rahatsızlığa tepki vererek ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) Projesi kapsamında öğrencilerle teravih namazı buluşması düzenleyen okul idaresi ve öğretmenlerinin yanlarında olduklarını belirtti.
Eğitim Bir Sen Gemlik Temsilcisi İsmail Aydın yaptığı basın açıklamasında ‘ Milletimizin değerleriyle kavgalı, kaybetmeye hükümlü olan bu sendika daha yakın zamanda toplu sözleşme kazanımımız olan ‘Cuma Namazı İzni’ni de hazmedememiş, Danıştay’a bu iznin iptal edilmesi istemiyle dava açmıştı. İslam ile sorunu olan bu sendikanın açtığı ve geçen günlerde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda görüşülen dava sonunda namaz düşmanı sendikayı hayal kırıklığına uğratan bir karar çıktı.
Aydın açıklamasını ‘Gemlik’te teravih namazında buluşmasını hazmedemeyen yapı İslam dinini çağrıştıran her türlü sembolü öcü olarak göstermeye dönük bir çaba ve bu çabanın sendika ayağıdır. Hıristiyanların dini ritüellerini yaşaması alabildiğine teşvik edilirken Müslümanların namaz kılmasından Cuma namazı ve teravih namazından rahatsız olan sözde Eğitim Sendikasının bu tavrını kınıyor okul idaresi ve öğretmenlerimizin yanında olduğumuzu belirtiyoruz’ cümleleriyle tamamladı.
"FETÖ UYGULAMALARI OKULLARDA DEVAM EDİYOR"
Toy’un konuyla ilgili açıklamasının ardından kendisine yönelik medyada gelen eleştirilere dair Eğitim İş Bursa İl Binası’nda basın toplantısı yapıldı.
Toplantıda konuşan Birleşik Kamu İş Bursa İl Başkanı Özkan Rona, şunları söyledi:
"Devletin himayesindeki öğrencilerin Millî Eğitim Bakanlığı’nca okullarda uygulanması gereken eğitim programı dışına çıkılarak bir etkinliğe çağrılması, laik devlet ilkesi gereğince çocukların ibadetlerinin yalnızca ailelerin müdahale alanında olmasına rağmen, resmi prosedüre uygun aile onayı alınmadan gerçekleştirilen sohbet toplantısına teravih namazı bahanesiyle öğrencilerin toplanmaya çalışılması, Fetövari uygulamaların okullarımızda devam ettirildiğinin açık göstergesidir. Çocuklarımızın tarikat ve cemaatlerin örgütlenme ağına düşürüldüğü bu ve benzeri etkinliklere bizler 15 Temmuz öncesinde de itiraz ederken, o gün bu sohbet toplantılarına itiraz edenleri din karşıtı ilan eden FETÖ iltisaklısı koro bugün yine bir araya gelmiş ve Şube Başkanımız Yeliz Toy üzerinden sendikamızı namaz karşıtı ilan etmeye çalışarak, açığa çıkan niyetlerini gizleme çabasına girişmişlerdir.
"SENDİKAMIZA SALDIRIYORLAR"
Sohbet toplantısı davetiyle cemaatlerin yöntemlerine benzer faaliyetleri yürütenler yakayı ele vermenin telaşıyla sendikamıza saldırmaktadırlar. Suçüstü yakalananlar, tarikat uygulamalarıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi karanlık amaçlarına alet etmeye çalışan organize yapılardır. Bu yapılara karşı itiraz ederek çocuklarımızı korumak, Eğitim-İş örgütü olarak bizlerin varlık sebebi sayılacak kadar önceliklerimiz arasındadır. Bu organizasyonun başındaki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Ali Durmuş, Gemlik’te daha önce görev yaptığı bir okulda 12 yaşındaki kız öğrencisine ailesinin mezhebinden dolayı aşağılayıcı nitelikte sözler söylediği, neredeyse bir inanç kesimine çocuk istismarı sayılabilecek türden ithamlarda bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılmış, görev yeri değiştirilmiş, ailenin yurt dışına çıkacağı için şikâyetten vazgeçmesi nedeniyle hakkındaki dava düşmüş fakat vicdanlarda aklanamamış bir kişidir.
"EMELLERİNİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Elbette ki böylesine şaibeli bir kişinin çocuklarımızı okul dışında bir etkinliğe çağırması Eğitim-İş’in tepkisini doğuracaktır. Ancak bu tepkimize karşılık toplumun kutsal değerlerini istismar etmeyi alışkanlık haline getiren yapılar, organize bir şekilde devreye girerek yaygaralarıyla suç bastırmaya, 28 Şubat demagojisiyle karanlık emellerini gizlemeye çalışmışlardır. Ali Durmuş’u ve cemaat tarzı sohbet organizasyonunu sahiplenenler de en az kendisi kadar toplum vicdanında şaibeli kişi ve oluşumlardır. Bu organizasyonu ilk sahiplenenler FETÖ’den kalma yöntemlerle Milli Eğitim Bakanlığı’nda aktif görevlere yerleşmeye çalışan cihannümacılar olmuştur. Bu yapının üyelerinden bazılarının Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde milyonlarca liralık inşaat-emlak yolsuzluğu iddialarında adı geçen kişiler olması, cemaat ağlarını genişleterek oluşturdukları düzeni toplumun inanç değerlerinin arkasına gizlediklerini de ortaya koymaktadır. Geçmişte FETÖ elebaşısına methiyeler dizen bir genel başkanın idaresindeki Eğitim Bir-Sen’in sohbet toplantısına taraf olması da bu yapıların hala şaibeli konumda olduklarını ortaya koymaktadır.
"CUMHURİYET SAVCILARINI GÖREVE DAVET EDİYORUZ"
Sendikamızın gündeme getirdiği bu skandala karşı psikolojik savaşı ise düne kadar FETÖ borsası kurduğu iddiasıyla gündeme gelen Yeni Akit Gazetesi ve FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz kumpaslarında propaganda aygıtı görevi gören Yenişafak gibi gazetelerin linç kampanyasıyla yürütmesi açıkça göstermiştir ki Eğitim-İş Bursa Şubesi ve Şube Başkanı Yeliz Toy adeta ‘taşı gediğine koymuş’ ve bu karanlık organizasyonu suçüstü yakalamıştır. Sendikamızı, Şube Başkanımız Yeliz Toy’u ve Gemlik İlçe Başkanımız Erol Akbaş’ı suçüstü yakalanmanın telaşıyla hedef haline getirerek linç kampanyası düzenleyen bu 'sözde gazeteler' hakkında bugün itibarıyla savcılığa suç duyurusunda bulunarak yasal haklarımızı kullanıyoruz. Sendika avukatlarımız aracılığıyla bugün itibarıyla Yeni Akit, Yeni Şafak, Haksöz Haber ve Mirat Haber adlı yayın organları hakkında savcılığa şikayet başvurumuz yapılmıştır. Ancak buradan Cumhuriyet savcılarına da sesleniyoruz. Namaz bahanesiyle FETÖ vari sohbet toplantıları düzenleyenleri ve onları korumaya çalışan yapıları dikkatle takip ederek FETÖ benzeri suç şebekelerinin hortlamasını önlemek öncelikle Cumhuriyet Savcılarının görevidir, bu sorumluluklarını hatırlatıyor ve Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz."