Marmara Denizi nasıl kurtulur? Namık Göz'den önemli tespitler...
Marmara Denizi, son yıllarda müsilaj sorunu ile karşı karşıya. Sanayi, evsel atıklar ve diğer kirleticiler, Marmara Denizi'ni nefes alamaz hale getirdi.
Uzmanlar, 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketinin önümüzdeki aylarda yeniden ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Sivil toplum kuruluşları ve çevreciler, acilen önlem alınması ve artık önleyici adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Bursa ve çevresinde özellikle çevre konularında önemli haberlere imza atan Namık Göz, Marmara Denizi'nin kirlilik sorununu, müsilajı, bunların nasıl önlenebileceğini ve Gemlik Körfezi'nin son 50 yıldaki değişimini; ayrıca gazetecilik anılarını ve basın hakkındaki düşüncelerini gazeteci Mustafa Emre Özgen'in Yotube kanalıyla paylaştı.
Yazar Göz, söz konusu video hakkında kaleme aldığı, "50 yıllık tanıklık; Marmara’yı kurtarabiliriz" köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
Gemlikli gazeteci Mustafa Emre Özgen, geçtiğimiz günlerde Atatürk’ü anlatan en iyi kitaplardan biri olan Tek Adam kitabının yazarı Şevket Süreyya Aydemir’in Gemlik günlerini mercek altına almış ve dönemin tanıklarından Gazeteci Kadri Güler ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirmişti.
Özgen’den 50 yıllık Gemlik tanıklığı ve Marmara’daki kirliliği konuşma teklifi gelince hemen kabul ettim. Çünkü geçmişteki tanıklıkların yazılmaması veya kayda alınmaması nedeniyle hem uzak hem yakın tarihimizi yazmakta zorluk çekiyoruz.
Peki neler anlattım?
Aslında aile hikayemiz ve Gemlik’e gelişimiz bir ironi içeriyor. Babam, bugün Marmara Denizi’nin kirlenmesinin nedenlerinden biri olarak gösterilen azot sanayi inşaatının yapımı için Gemlik’e gelmişti.
Gemlik’in hemen girişindeki Karsak Deresi köprüsünü geçtikten sonra deniz kıyısındaki ilk apartmanda oturuyorduk. Birinci kattaki dairemize o zamanlar deniz kayalarla doldurulmadığı için dalgalar vuruyor, pencereden tertemiz su da yüzen kefal balıklarını izliyorduk.
Geçtiğimiz günlerde müsilajı görüntülemek için dalgıçların inceleme yaptığı Harmankaya ise hafta sonları en çok eğlendiğimiz yerlerden biriydi. Mercan kayalarından çıkardığımız kocaman midyeleri teneke üzerinde pişirip denize girerdik.
Aynı şekilde bugün beton yığınına dönen Manastır ve Kumla’ya iskeleden motorlar kalkardı. Manastır’da koca bir çınarın altından kaynak suyu denize akardı. Plajı ise özellikle hafta sonları dolup taşardı.
İroni dedim ya büyü azot sanayi ile bozuldu. Akdeniz gibi kumluk plajları olan Gemsaz sanayinin akınına uğradı, serbest bölge limanlar derken, en güzel yerlerden biri olan askeri haraya TOGG fabrikası kuruldu.
Yıllarca önce Orhan Veli Kanık’ın dizelerindeki ‘Gemlik’e doğru denizi göreceksin’ cümlesi maalesef günümüzde Gemlik’e doğru betonu göreceksine dönüştü.
Marmara Denizi 2021 yılında yeter artık diyerek kirliliğe karşı isyanını müsilajla verdi ama maalesef gereğini yerine getiremedik.
Yolun sonuna geldik. Hani derler ya deniz bitti. Köprüden önce son çıkıştayız. Yine de umudumu yitirmek istemiyorum çünkü doğa kendisini çok kısa sürede temizlemeyi becerebiliyor.
Şunu örnek vereyim; Atatürk döneminde Gemlik’in girişinde kurulan Suğniipek fabrikası nedeniyle yıllar önce bir koku başlamıştı. Tıpkı İzmit körfezindeki gibi. Fabrika kapanıp, üniversite kampüsüne dönüştükten sonra koku kayboldu.
Uzmanlara göre körfezin kirlilik yükü azaltılırsa Marmara 6 yıl içinde kendini temizler…