Yeni süreçte sıfır tolerans! Haritalar yeniden belirleniyor: Türkiye'nin stratejisi...

Türkiye yeni bir sürece girdi. Her adımın önemli olduğu bu dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışı ile başlayan ve ‘Terörsüz Türkiye’ olarak adlandırılan yeni süreçte, taraflar hızlı hareket etme kararlılığına devam ediyor.

DEM Parti heyetinin İmralı ile yaptığı görüşmeden sonra hızla siyasi partileri ziyaret etmesi hem devletin hem de Abdullah Öcalan’ın sürecinin ‘Enfekte olması’ riskini ortadan kaldırmaya yönelik olduğu belirtiliyor.

Bunun için de İmralı’ya yapılacak ikinci ziyarette veya bir sonraki görüşmede, Öcalan’ın hem Kandil’e hem de örgütün Suriye’deki uzantılarına açık çağrı yapacağı, silahları bırakmalarını isteyeceği ve bizzat kendisinin örgütü lağvettiğini duyuracağı ifade ediliyor.

KRİTİK BÖLGEDE İRAN TEHLİKESİ

AK Parti ve hükûmet cephesinde, özellikle İran’ın bölgede kaybettiği hâkimiyetini PKK üzerinden yeniden kazanmak isteyebileceğine yönelik değerlendirmeler yapılıyor. Bu nedenle hem dış etkiler hem de örgüt içinde yeni süreci provoke edebilecek girişimler olabileceğinden hareketle, önceki süreçten farklı olarak ‘Hızlı ve kararlı’ adımlar atılıyor.

"TÜRKİYE ELİNİ ÇABUK TUTACAKTIR"

Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre AK Parti kaynakları “Süreç devlet aklıyla ilerliyor. Orta Doğu’da haritaların yeniden belirleneceği bir süreçte Türkiye elbette elini çabuk tutacaktır. İran yıllardır Suriye üzerinden bölgedeki hâkimiyetini sağlamaya çalıştı. Ama hem Suriye’deki yeni dönem hem de Türkiye’de başlatılan yeni süreç İran’ın bölgedeki kurgusunu da bir anlamda bozdu. Bu nedenle İran boş durmayacaktır. Kandil’in bütün yönetimi İran tarafında. Yani kaybettiği hâkimiyetini kazanmak için elindeki tek silahlı gücü PKK kaldı. PKK’yı kullanarak, PYD üzerinden Suriye’de yeni hamlelere girişebilir” değerlendirmesini yaptı.

"HEM SİLAH HEM BARIŞ OLMAZ"

AK Parti’ye göre yeni süreç artık terör örgütü için de son bir fırsat anlamına geliyor. AK Parti kulislerinde, “Ya silah bırakacaklar ya yok olup gidecekler. Hem silah hem de barış aynı anda olmaz. Çünkü artık şiddetin hiçbir gerekçesi kalmamıştır. Önceki çözüm sürecinde açıkçası bu süreç zehirlenmesin diye devlet örgüte çok müsamahakâr davrandı. Ama sonrasında herkes örgütün süreci nasıl suistimal ettiğini gördü. Bu defa böyle yürütülmüyor. Örgüte asla taviz verilmeyecek, müsamaha edilmeyecek” görüşü dile getiriliyor.