Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete Suriye tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan​, partisinin Kocaeli​ 8. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında CHP'yi sert sözlerle eleştiren Erdoğan, Suriye meselesinden Libya krizine kadar birçok konuda muhalefetin tutumunu eleştirdi.

Erdoğan, CHP’nin Suriye meselesindeki tutumunu sert ifadelerle eleştirerek, 'muhalefetin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını' ifade etti. Erdoğan, "Suriye'ye bakmak bile AK Parti​ ve Cumhur İttifakı'nın Türkiye için ne anlama geldiğini anlamak için yeterlidir. Suriye, kimin nerede durduğunu gösteren bir turnusol oldu"  dedi.

Erdoğan, CHP’nin mültecilere yönelik politikalarını da eleştirerek, muhalefeti vicdan ve insani değerlerden uzaklaşmakla suçladı. "Eşini dostunu kaybetmiş mazlumları seçimde iki üç oy için hedef gösterdiler. Neo-Nazilerin yaptıklarının benzerlerini ülkemizdeki mültecilere yaptılar. CHP ve benzerleri ülkemizdeki mültecilere yaptı. Suriye meselesinde açıkça çuvallamalarına rağmen yanlışta ısrar etmekteler." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: 

"Değerli kardeşlerim, sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularımla selamlıyorum. Rabbime, şahsıma sizlerle bir kez daha buluşmayı nasip ettiği için hamdüsenalar ediyorum. Kongremizin Kocaeli'mize, tüm ilçelerimize, vatandaşlarıma hayırlı olmasını diliyorum. Hizmet bayrağımızı Kocaeli'nde dalgalandıran yol ve dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye Yüzyılı'nda örnek şehirlerden biri olmaya devam edecektir. 149 kalem projeyi hizmete açık. Şehir hastanesi standartlarındaki Gölcük Devlet Hastanesi'ni hizmete sunduk. Bugün de kongremizi gerçekleştirmek üzere sizlerle beraberiz.

Kocaeli'ni daha da büyütmek için her türlü desteği sağlamayı bundan sonra da sürdüreceğiz. Kocaeli'nin saygıdeğer insanları, kıymetli dava arkadaşlarım, AK Parti, bir siyasi parti​ olma ötesinde bir davası bir derdi bir hayali olanların kurduğu, büyüttüğü, bugünlere getirdiği bir teşkilattır. AK Parti'yi klasik parti gibi gören fena halde yanılır.

"AK PARTİ'NİN DAVASI MEDENİYET DAVASIDIR"

Bu savrulmaların sonu kendi tarihine, kendi milletine önce yabancılaşmak sonra düşman hale gelmektir. Bu ülkede siyaset yapıyor, bu devletin ekmeğini yiyor ama ülkeye millete açıkça düşmanlık güdüyor. Hadiselere başka başkentlerin penceresinde bakıyor adeta onların kılıcını sallıyor. Memleketle bağlarını tamamen koparmışlar. Rüzgar nereye eserse oraya dümen kırıyorlar. İlkeleri, uğruna göğüs gerecekleri ülküleri kalmamış. Milletin kurduğu ve bugünlere milletin getirdiği partimiz asla böyle olmayacaktır. Böyle olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nerede kusurumuz var sorusunu sormaktan korkmayacağız. Eksiği günahı başkalarında değil, hakkın hakikatin dorunun izinden gideceğiz. AK Parti'nin davası bir medeniyet davasıdır. Bu dava büyük güçlü Türkiye'yi inşa etme davasıdır. Bu dava adalet hürriyet ve birlikte onurlu yaşam davasıdır.

"TERÖRİST VE HIRSIZ İLE İŞİMİZ OLAMAZ"

Bu kutlu davayı bozuk para gibi harcamayacağız. Milletimizi ayakta tutan kadim değerlere sahip çıkacağız. Hedeflerimizden milim taviz vermeyeceğiz. Kalbimizi hakka bağlayacak sırtımızı milletimize yaslayacağız. Büyüklenmeyi riyayı, zehirli dili kapımızdan içeri sokmayacağız.

AK Parti teşkilatlarının kapısı tıpkı bir tekke kapısı gibi gelen herkese açık olmalıdır. Terörist ile hırsız ile işimiz olmaz. Zaten onların yolu da AK Parti ile kesişmez.

Kongrelerimiz şahsi hesapların değil Türk milletine yarış etme zeminidir. Yol arkadaşlığının devam ettiği, kucaklaşma vesileleridir. Kongrelerimizi kanuni zorunluluğu yerine getirmekten ziyade partimizi güçlendirmenin bir zemini olarak görüyoruz. Yeni isimlerle kadrolarımızı takviye ediyoruz. Ne kimseye vefasızlık yaptık ne de statükocu olduk. Tam 23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk.

Bugün de yarın da aynı yolda yürümeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ülkeyi yönetmek için milletimizin yarısından fazlasının oyunu almamız gerekiyor. 85 milyon vatandaşımızdan çok küçük kesim dışında herkesin gönlünü kazanmak zorundayız. Son mahalli seçimlerde arzu etmediğimiz netice elde etmiş olsak da bunu yol kazası olarak görüyoruz. Gereken düzeltmeleri her kademede yapıyoruz yapacağız. Önümüzdeki seçimde yüzde 50 çıtasının üzerine çıkacağımızdan şüphe duymuyorum. Yeter ki misyonumuzu hatırlayalım, kollarımızı milletimize açalım.

"MUHALEFET BAAS REJİMİNİ AKLMAYA ÇALIŞTI"

Aşkla çalışarak Türkiye Yüzyılı'nı adım adım inşa edeceğiz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan her hadise omuzlarımızdaki yükün ağırlığını hatırlatıyor. Suriye'ye bakmak bile ak parti ve cumhur İttifakı'nın Türkiye için ne manaya geldiğini anlamak için yeterlidir. Azerbaycan'a en büyük tepki bizim muhalefetten gelmişti. Türkiye'yi Azerbaycan'a silah yardımı yapmakla suçladı. Libya krizinde CHP'den tepki gördük. Libya'da ne işimiz var diyeni mi ararsın, Arap çölü diyerek insanları aşağılayanları mı ararsın. Suriye meselesi, foyalarının dökülmesini sağladı. Suriye, kimin nerede durduğunu gösteren bir turnusol oldu. Devrik genel başkanları orta doğu bataklığı diye kavram uydurdu. Ne anlama geldiğini kendi de bilmeden kamuoyunu zehirledi, nefret tohumları ekti. Emperyalistlere su taşırcasına Türkiye'yi gönül coğrafyasından koparmaya çalıştı. Baas rejimini aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar. Muhacirlere yönelik nefret söylemlerini saymıyorum. Eşini dostunu kaybetmiş mazlumları seçimde iki üç fazla oy alabilmek için hedef gösterdiler. Neo Nazilerin yaptıklarının benzerlerini CHP ve benzerleri ülkemizdeki mültecilere yaptı. Suriye meselesinde açıkça çuvallamalarına rağmen yanlışta ısrar etmekteler. Kendi iç kavgalarına, çekişmelerine öylesine dalmış durumdalar ki Türkiye'de neler oluyor, bölgemizde, dünyada neler oluyor haberleri yok. Çözümün "Esad ile görüşmekten geçtiğini" söyledikten sonra Dünya bir diktatörden kurtuldu diyecek kadar bir bataklığa saplanıp çırpındılar.

Suriye'deki ölüm görüntüleri bile bunları insani çizgiye getiremedi. Bir garibin başını okşamak yerine yerinden yurdundan edinmişlere kin kusuyorlar. Bölücü terör örgütünün Suriye uzantıları ile bizim duruşumuz bellidir sayın özel. PYD'yi terör örgütü olarak görüp görmediğinize sizin cevap vermeniz gerekir. Bunların avukatlığını siz yaptınız. YPG bize saldırmaz diyerek bölücü örgütün Suriye uzantılarına sahip çıkan eski genel başkanınızdır. YPG PYD konusunda siz de eski genel başkanınız gibi mi düşünüyorsun? Allah bunlara basiret ve feraset versin.

"BİZİM SABRIMIZ OLMASAYDI BU OLMAZDI"

Türkiye'nin kazanımlarına kulp takmak için uğraşan güruh artık siyaset değil psikiyatrinin konusu. Biz muhacirleri hiçbir zaman kovmayacağız dedik. Biz muhacirlere her zaman sahip çıkacağız. Şimdi geri dönüyorlar. Bizim sabrımız olmasaydı bu olmazdı.

Suriye'de evi, iş yeri, arazisi olan misafirlerimiz yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. Kalmak isteyenlerin başımızın üstünde yeri var. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık.

"CHP SİMİT TEZGAHINI BİLE YÖNETEMEZ"

CHP'nin simit tezgahını bile yönetme kabiliyetinin olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Suriye, güçlü liderlerin oyun sahasına dönüştü. İktidarımızda sağladığımız kazanımlar sayesinde artık Türkiye de bu küresel oyunun önemli aktörleri arasına girdi. Türkiye'yi her önemli meselede görüşü sorulan, tercihi dengeleri değiştiren ülke haline getirdik. CHP yönetiminde bu krizlerden geçtiğini düşünebiliyor musunuz? Bunun için AK parti ve Cumhur İttifakı iktidarının önümüzdeki dönemde güçlü şekilde yoluna devam etmesi gerekiyor. Ülkemize nice başarılar yaşatacağımıza inanıyorum.

CHP'li belediyelerin içler acısı halini biliyorsunuz. Bir ofiste toplanıp para kulesi yapmaktan, şişirilmiş konser faturalarla yağmadan başka yaptıkları yok. Borç üstüne borç yapan belediyeleri silkelemeler devam edeceğiz.